Beyazperde
Hesabım
Ortalama puan
3,4
77 Puanlama
Görünmez Adam hakkında görüşlerin ?
5
2 Eleştiri
4
5 Eleştiri
3
5 Eleştiri
2
1 Eleştiri
1
1 Eleştiri
0
1 Eleştiri
Sırala
Filtrele:
Hepsi
Daha girişte gerim gerim geriyo harbi anlamda güzel bi film. O kadar iyi ki siz kadının yerindeymiş hissediyorsunuz ve en az onun kadar rahatsız hissediyorsunuz kesinlikle izlenmeli...
filmin sonunda ki ters köşe beni çok şaşırttı. ayrıca oyuncuların oyunculukları da inanılmazdı. gerçekten iyi ki izlemişim dediğim bir film.
görünmezlik elbisesini bulan adam ve eşinin hikayesi… sonuna birkaç tane spriz son eklemişler… çok ağır ilerliyor.. Bazı sahneler o kadar gereksiz yere uzatılmış ki birkaç kez bırakmayı düşündüm.. Orta kalite bir film olmuş.. Seksenlae havası vardı filmde.. oyunculuk konu fena değil... ama sürükleyicilik herşeyi kötü yapıyor.. 90 dakikaya bağlasalar filmi çok daha yüksek puan alırdı.. şu haliyle 10/6,8
Filmi büyük bir heyecanla izledim ve memnun kaldım. Tavsiye ederim. Sıkılmadan izlenebilecek bir film
Filim Leigh Whannell Yönetmenimizin Kalme Aldığı Korku / Gerilim Filmi / Filimde. Elisabeth Moss, Aldis Hodge, Storm Reid, Harriet Dyer, Michael Dorman ve Oliver Jackson-Cohen Gibi Güzel İsimler Yer Alıyor Filimin Başlangıcında Hareketli Bir Sahneyle Karşılaşıyoruz
spoiler:
ElisaBeth Moss Yani - Cecilia Karakterimiz Apar Topar Para Çantasını Alıp Ardından Kameraları Kapatıp Evden Kaçmaya Çalışıyor Ve Amacına Ulaşıyor Ardından Arabanın Alarmı Devreye Girdiği İçin Oliver Jackson Cohen Yani - Adrien Karakterimiz Arkasından Koşsada Yakalayamıyor Ve Aradan 2 Hafta Geçiyor Buraya Kadar 10-15 Dakikalık Adrenalini Bol Bir Filim İzliyoruz 2 Hafta Sonra Hikayemiz Kaldığı Yerden Devam Ediyor
Filime Geri Dönersek. Filim Gerlim,Bilim Kurgu Korku,Bilim Kurgu Veya Aksiyon,Bilim Kurgu ya Birebir Uygun Etiketlere Uyuyor Filimin Sonu Sürpriz Bir Şekilde Bitiyor Maalesef Final Sahnesi 1.0/10 spoiler: Adrien Karakterimiz Acımasız Bir Şekilde Boğazı Bıçakla Kesilerek Ölüyor. Filim Çok Güzeldi Mükemmel Derdim Ama Final Sahnesinde Yaşanan Olaylar Sebebiyle 4 Verdim 5 Üzerinden Emeği Geçen Herkesin Eline,Ağzına Sağlık
Filime Geri Dönersek. Filim Gerlim,Bilim Kurgu Korku,Bilim Kurgu Veya Aksiyon,Bilim Kurgu ya Birebir Uygun Etiketlere Uyuyor Filimin Sonu Sürpriz Bir Şekilde Bitiyor Maalesef Final Sahnesi 1.0/10 spoiler: Adrien Karakterimiz Acımasız Bir Şekilde Boğazı Bıçakla Kesilerek Ölüyor. Filim Çok Güzeldi Mükemmel Derdim Ama Final Sahnesinde Yaşanan Olaylar Sebebiyle 4 Verdim 5 Üzerinden Emeği Geçen Herkesin Eline,Ağzına Sağlık
Başrolündeki Cecilia Kass karakterini Elisabeth Moss’un canlandırdığı “The Invisible Man”, senaryosunu da H. G. Wells’in aynı isimli romanından (1897) uyarlayarak yazan Leigh Whannell’in yönetmen koltuğunda oturduğu bir drama…
İsterseniz önce bu filmin ardındaki “ana faktörleri” sıralayarak kısaca bir tanıyalım ve sonra da başlayalım yorumlamaya:
1. Leigh Whannell’i, para kokusu alma konusunda uzman olan Jason Blum’ın, “Insidious: Chapter 3” (2015) ve “Upgrade” (2018) gibi projelerinden de yine hem senarist ve hem de yönetmen olarak tanıyoruz zaten…
Onun, “Saw” (2004 – 2005 – 2006) serisindeki Adam ve “Insidious” (2010 – 2013 – 2015 – 2018) serisindeki Specs karakterlerindeki oyunculuk performanslarından hiç söz etmiyoruz bile…
Yani aslında kendisi buralara öyle tesadüfen değil de sinemanın içinde ağır ağır demlenerek gelmiş olan birisi…
2. Yapımcı Jason Blum’ı anlatmaya hiç gerek yok…
O, kendi adını taşıyan BH Productions’ın, getirisi yüksek olacağını öngördüğü düşük bütçeli filmlerin finansör patronu olarak biliniyor sinema dünyasında…
Ki, 7 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen bu film ile de hiç de küçümsenmemesi gereken brüt 130.5 milyon dolarlık bir hasılat rakamına da ulaşılmış…
3. Hulu’nun distopik TV dizisi “The Handmaid's Tale” (2016 – 2020) den tanıdığımız Elisabeth Moss ise, rolünde yine çok ama çok iyi…
O da artık, korku – gerilim sinemasının bu tür “çarpıcı” konularının “önemli” yıldızlarından biri haline gelmiş durumda…
Moss, bu filmde de adeta “döktürüyor” …
Hal böyle olunca da görsel efekt ile yeşil perde teknolojilerinin nimetlerinden de azami miktarda yararlanılarak çekimleri Sydney, Avustralya’da gerçekleştirilen, izlenmesi kolay ve zevk veren bir film çıkmış ortaya…
Başlangıçtaki küçük bir hareketliliğin ardından:
Öldüren bir “gerilim…”
Sakin bir tempoda ilerleyen (ve hatta kimi ülkelerde düşük olarak açıklanan vaka sayıları nedeniyle bitti zannedilen Covid – 19 salgını gibi) bu filmde, otuzuncu dakikanın sonlarındaki, görünmez (invisible) birinin ağzından çıkan bir buhar sahnesi ile birlikte “ikinci sert bir dalga” olarak yeniden ivme kazanmaya başlıyor…
Artık o andan itibaren de fazlasıyla “intikam” kokan sürpriz bir final ile de sonuçlanacak olan ve soluksuz izlenebilen müthiş bir “kedi – fare kovalamacası” geliyor karşımıza…
Elbette kaçanın, Cecilia olduğu çok açık…
Hikâyenin kurgusu gereği onu herkes biliyor…
Fakat kovalayanın kimliği konusunda, peşin bir ön yargı ile hemen karar vermemenizi öneririz…
Zira Cecilia gibi sizde, bir “şok” şaşkınlık yaşayabilirsiniz…
O nedenle, Cecilia’nın marifetlerine odaklanarak biraz sabırla bekleyin diyoruz…
Nasılsa 124 dakikalık süresine karşın su gibi akıyor film…
Bitirmeden, bu filmin ticari başarısının verdiği cesaretle; Elizabeth Banks’in oyuncu, yönetmen ve yapımcı olarak yer alacağı, hikâyenin “görünmez kadın” versiyonunun da bir “The Invisible Woman” (1940) uyarlaması olarak, Hollywood’un programına alınmış olduğunu da belirtmiş olalım ve izleme listelerimize dâhil ederek bekleyelim…
Keyifli seyirler,
İsterseniz önce bu filmin ardındaki “ana faktörleri” sıralayarak kısaca bir tanıyalım ve sonra da başlayalım yorumlamaya:
1. Leigh Whannell’i, para kokusu alma konusunda uzman olan Jason Blum’ın, “Insidious: Chapter 3” (2015) ve “Upgrade” (2018) gibi projelerinden de yine hem senarist ve hem de yönetmen olarak tanıyoruz zaten…
Onun, “Saw” (2004 – 2005 – 2006) serisindeki Adam ve “Insidious” (2010 – 2013 – 2015 – 2018) serisindeki Specs karakterlerindeki oyunculuk performanslarından hiç söz etmiyoruz bile…
Yani aslında kendisi buralara öyle tesadüfen değil de sinemanın içinde ağır ağır demlenerek gelmiş olan birisi…
2. Yapımcı Jason Blum’ı anlatmaya hiç gerek yok…
O, kendi adını taşıyan BH Productions’ın, getirisi yüksek olacağını öngördüğü düşük bütçeli filmlerin finansör patronu olarak biliniyor sinema dünyasında…
Ki, 7 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen bu film ile de hiç de küçümsenmemesi gereken brüt 130.5 milyon dolarlık bir hasılat rakamına da ulaşılmış…
3. Hulu’nun distopik TV dizisi “The Handmaid's Tale” (2016 – 2020) den tanıdığımız Elisabeth Moss ise, rolünde yine çok ama çok iyi…
O da artık, korku – gerilim sinemasının bu tür “çarpıcı” konularının “önemli” yıldızlarından biri haline gelmiş durumda…
Moss, bu filmde de adeta “döktürüyor” …
Hal böyle olunca da görsel efekt ile yeşil perde teknolojilerinin nimetlerinden de azami miktarda yararlanılarak çekimleri Sydney, Avustralya’da gerçekleştirilen, izlenmesi kolay ve zevk veren bir film çıkmış ortaya…
Başlangıçtaki küçük bir hareketliliğin ardından:
Öldüren bir “gerilim…”
Sakin bir tempoda ilerleyen (ve hatta kimi ülkelerde düşük olarak açıklanan vaka sayıları nedeniyle bitti zannedilen Covid – 19 salgını gibi) bu filmde, otuzuncu dakikanın sonlarındaki, görünmez (invisible) birinin ağzından çıkan bir buhar sahnesi ile birlikte “ikinci sert bir dalga” olarak yeniden ivme kazanmaya başlıyor…
Artık o andan itibaren de fazlasıyla “intikam” kokan sürpriz bir final ile de sonuçlanacak olan ve soluksuz izlenebilen müthiş bir “kedi – fare kovalamacası” geliyor karşımıza…
Elbette kaçanın, Cecilia olduğu çok açık…
Hikâyenin kurgusu gereği onu herkes biliyor…
Fakat kovalayanın kimliği konusunda, peşin bir ön yargı ile hemen karar vermemenizi öneririz…
Zira Cecilia gibi sizde, bir “şok” şaşkınlık yaşayabilirsiniz…
O nedenle, Cecilia’nın marifetlerine odaklanarak biraz sabırla bekleyin diyoruz…
Nasılsa 124 dakikalık süresine karşın su gibi akıyor film…
Bitirmeden, bu filmin ticari başarısının verdiği cesaretle; Elizabeth Banks’in oyuncu, yönetmen ve yapımcı olarak yer alacağı, hikâyenin “görünmez kadın” versiyonunun da bir “The Invisible Woman” (1940) uyarlaması olarak, Hollywood’un programına alınmış olduğunu da belirtmiş olalım ve izleme listelerimize dâhil ederek bekleyelim…
Keyifli seyirler,
Çok iyi kurgulanmış bir gerilim filmi..baştan sona heyecan dorukta...kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim..
hemen hemen buna benzer hikayesi olan yıllar önce bir filim seyrettim di. zamana ayak uydurulmuş ve daha fantastik öğeler barındıran oldukça sürükleyici, gerilim dozajı artan bir konusu var.Sıkılmadan izlenebilecek ve sizi finalde sürpriz yapacak bir filim
Rastgele filme rastladım.ve iyi ki izlemişim.en azından önceki serilerin çok daha ötesinde ve gerilim aksiyonu çok iyi.kesinlikle pişman olmazsınız ve ailece izleyebilirsiniz...
2020 yılında çekilen bir film için daha kalteli bir konu ve kurgu beklediğimi dile getirerek başlamak istiyorum. Elbette bilgisayar efektleri oldukça gerçekçi ancak konuda bağlantı hataları mevcut. Çok ağır gelişen tanıtım bölümü aniden çözülüveriyor. Emin olamadan, hatta niye bu şekilde davrandı diyerek soru işaretleri içinde biten bir film. Örneğin anlatımdaki doyuruculuğu yaratmak adına geri dönüşler isterdim neler olduğuna dair. Ablamız bu kadar çekici değilken hangi şartlarda kafayı takmış acaba başrolümüze?
spoiler:
Yanına sığındığı evini yenilemeye çalışan çok sonradan polis olduğunu anladığımız abi kim? Neyin nesi? Avukat kılığındaki kardeş neden bu işlere girmiş? Özellikle kıyafet ilgi çekici olduğu için geliştirilmesi, saklanması, belki biraz teknik detay vermeyi hakketmiyor mu? Ev olduğu gibi kalmış duygusal bağlantıdan yoksun ilişkide birden ilk buluşma gününü hatırlayarak eve girme? Zaten her şifreyi bilerek evden kaçma hikayesi sonrası bazı noktalar doyurmuyor.
Hele ki bir ara tamamen Terminatör filmindeki akıl hastanesi sahnelerinin tekrar çekimi kıvamındaki sahneler yazarları pek yormamış gibi.:)) Çerez bir film diyeceğim ama o sonla çerezliği bile pek hakketmiyor gibi. Uğraş var emeğe saygılıyız ama sona doğru hadi bitirelim diye acele etmeseydiniz keşke. 2000 yılındaki Hallow Man sanki daha kaliteli bir konuya sahip.3/10
Hele ki bir ara tamamen Terminatör filmindeki akıl hastanesi sahnelerinin tekrar çekimi kıvamındaki sahneler yazarları pek yormamış gibi.:)) Çerez bir film diyeceğim ama o sonla çerezliği bile pek hakketmiyor gibi. Uğraş var emeğe saygılıyız ama sona doğru hadi bitirelim diye acele etmeseydiniz keşke. 2000 yılındaki Hallow Man sanki daha kaliteli bir konuya sahip.3/10
Sürekli film izleyen biri olarak Kesinlikle bu filmi izlemenizi önermem imbd si yüksek diye izledim ilk 10dakikası heyecanlıydı kalan 1saat50 dakika boşanma geçmiş gibiydi. sonunda kız şizofren çıksaydı daha mantıklı bir konu olurdu ama genel olarak sıkıcı bir film
Gerilimi ve müzikleri güzel olmuş. Çok iyi bulmasamda gerildim ve beğendim
Sürükleyici fakat belli bir yerden sonra tahmin edilebilir, klasik izle-geç filmi örneği. Moss oyunculuk kasmış olsa da bu film için çok gerekli değil aslında. Gerilim dozu bazı anlarda yükseliyor fakat çok sayılı sahnede. Vakit geçirmelik.
Gereksiz detayları fazla fazla anlatan ancak seyirciyi heyecanlandıracak kısımları hızlıca geçen bir film olmuş. Hikaye bilim-kurgu temasından çok gerilim-korku teması etrafında geçiyor. Genel anlamda ortalama seviyesinde olan ancak fazla uzun süren bir film.
Filmi izledim,az oyuncu kadrosu olmasina ragmen senaryo ve kurgusu oldukca iyi.Film ilk dakikadan itibaren heyecan ve gerilimi izleyiciye veriyor.Tavsiye ederim,pisman olmassiniz
- En son Beyazperde eleştirileri
- En İyi Filmler
- Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler