Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
Etkileyici yanlarına rağmen “Megalopolis”i çok beğendiğimi ve sevdiğimi söylemem zor. Eski usul bir epik olmasına, farklı türleri birleştiren kreatif yapısına, her şeyin altındaki melodram dokusuna itirazım yok. Kaldı ki, nevi şahsına münhasır bir film olması, “Megalopolis”in belki de en sevdiğim yanı… Beni rahatsız eden yanları, büyük şeyler söyleme iddiası ve ağır bir film olmak için gösterdiği çaba...
Eleştirinin tamamı için: Habertürk
Milliyet
Yazar: Müjde Işıl
Coppola eleştiri oklarını her yöne fırlatırken görkemli bir atmosfer kuruyor. New York’u hem bugünkü karanlığı hem de geleceğin parlak ışığıyla resmediyor. Eğer elinde daha büyük bir bütçe olsaymış kimbilir nasıl ihtişamlı bir film çekermiş. Mevcut hâliyle de kesinlikle perdede izlenmesi gereken bir yapım.
Eleştirinin tamamı için: Milliyet
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
Coppola, eski Roma’nın ihtişamlı görüntüsüne rağmen nihayetinde yıkılıp tarih sahnesinden silinmesinden yola çıkarken bu sona doğru ilerleyen sürecin (halkını göz önüne almayan yönetici sınıf, onca yoksulluğa rağmen partilerle, şenliklerle gününü gün edenler, sokaklarda giderek kabaran öfke, isyan vs. gibi) dinamikleriyle donattığı öyküsünde, referansları geçmişten alınmış modern bir insanlık dramı anlatmaya çalışmış.
Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
T24
Yazar: Atilla Dorsay
Büyük bütçesine ve yönetmenin kesin özgürlüğüne rağmen, film gerçek bir dinamizme de kavuşamamış. Coppola’nın yapmak istediği “ABD devleti ebediyen var olabilir mi?” sorusu ise, bunu bir ölçüde başarmış.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Habertürk
Etkileyici yanlarına rağmen “Megalopolis”i çok beğendiğimi ve sevdiğimi söylemem zor. Eski usul bir epik olmasına, farklı türleri birleştiren kreatif yapısına, her şeyin altındaki melodram dokusuna itirazım yok. Kaldı ki, nevi şahsına münhasır bir film olması, “Megalopolis”in belki de en sevdiğim yanı… Beni rahatsız eden yanları, büyük şeyler söyleme iddiası ve ağır bir film olmak için gösterdiği çaba...
Milliyet
Coppola eleştiri oklarını her yöne fırlatırken görkemli bir atmosfer kuruyor. New York’u hem bugünkü karanlığı hem de geleceğin parlak ışığıyla resmediyor. Eğer elinde daha büyük bir bütçe olsaymış kimbilir nasıl ihtişamlı bir film çekermiş. Mevcut hâliyle de kesinlikle perdede izlenmesi gereken bir yapım.
Hurriyet
Coppola, eski Roma’nın ihtişamlı görüntüsüne rağmen nihayetinde yıkılıp tarih sahnesinden silinmesinden yola çıkarken bu sona doğru ilerleyen sürecin (halkını göz önüne almayan yönetici sınıf, onca yoksulluğa rağmen partilerle, şenliklerle gününü gün edenler, sokaklarda giderek kabaran öfke, isyan vs. gibi) dinamikleriyle donattığı öyküsünde, referansları geçmişten alınmış modern bir insanlık dramı anlatmaya çalışmış.
T24
Büyük bütçesine ve yönetmenin kesin özgürlüğüne rağmen, film gerçek bir dinamizme de kavuşamamış. Coppola’nın yapmak istediği “ABD devleti ebediyen var olabilir mi?” sorusu ise, bunu bir ölçüde başarmış.