En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
turuncuada
25 değerlendirmeler
Takip Et!
5,0
5 Kasım 2006 tarihinde eklendi
sibel kekilli ne kadar kötüyse, mehmet ali alabora o kadar iyi bir oyunculuk sergiliyordu; onu çok çok beğendim, diğer oyuncular, özellikle altan erkekli çok iyiydi. kesinlikle görülmeli, cesaretlerinden dolayı filmde emeği geçen herkes bu saygıyı hakediyor.
filmin konusu güzeldi..abartılmadan gayet iyi yansıtıldığını düşünüyorum seneryonun..fakat oyuncu seçimleri yanlış bence..mehmet ali alabora çok iyi bir oyuncu fakat ben bu filmde beğenmedim..karakter üzerine oturmamış sanki..sibel kekillinin de oyunculuğu beni tatmin etmedi açıkcası...altan erkekli süperdi sadece her zamanki gibi..yine de iyi bir seyirlik..
siyasi filmleri sevenlerin gerçekten hoşuna gidebileceği bir film....bazılarına görede hiçbirşey ifade etmezz.özellikle illa filmin sonunda bir msj anlam çıkartıcam diyen kişilerin hoşuna gitmezz hatta sıkıcı bile gelebilir.genelinde konusu bakımından sinemaya birçok kez uyarlaması yapılmış başarılı ve günümüz gençlerine ışık tutan başarılı bir film.ama film işlediği konusu bakımından da bir darbe gibi bizi etkılemesi gerekıyordu ben şahsen filme öyle düşünerek gittim ama beklediğim sonucu alamadım.film başından sonuna kadar tek bir ritim üzerinde ilerliyor.çok az iniş ve çıkışlar var geçmişiizin acı gerçekleri daha çarpıcı bi şekilde anlatılsaydıı belkii çok daha güzel bir film olabilirdi.filmi bencee en başından beri götüren tek isim mehmet ali alabora.sibel kekili bu filmle en iyi kadın oyuncu ödülünü aldı ama çokta güzel bir perfonmansı yoktu.film aynı düzende başlayıp aynı düzende bitiyor.neyse bu film siyasi politik kkonuları seven insanlar için birebir ama bence filimden çok şey beklemeyin..
Sanırım Altın Portakal Film Festivali ödül dağıtımında ne kadar politik ve reklâma dayalı ödül verdiğini bu filmle kanıtlamış, bu film herhangi bir ödül vermek bile abes. Evet, belki ben şahsen 12 Eylül döneminde ilkokul çocuğu olduğum olayları tam bilemediğim ve anlatılanlardan anlamlar kazanmaya çalıştığım için filmde geçen sahneleri tartışmayacağım. Ancak, filme gelince ilginç bir hikâye var (pek inandırıcı gelmedi bana ya neyse), sağlam bir kurgu söz konusu, ama buna rağmen son derece başarısız ve filmin ağırlığını kesinlikle kaldıramayacak bir kadro, büyük bir çelişki söz konusu. Film ağır bir siyasi bir dram ama kadroya genel olarak baktığımızda BKM, Reyting Hamdi kökenli komedyenlerden oluşuyor buna ek olarak her filmde kendini Memoli oynuyormuş zanneden bu karakterden bir türlü sıyrılamayan Mehmet Ali Alabora ve son derece tartışmalı sanatçımız (!) Sibel Kekili filmde boy gösteriyor. Benim sanırım asıl takıntım Kekilli'ye oldu, ben genel eğilim gibi Kekilli'nin Almanya daha önce rol aldığı iki elin parmaklarını geçmeyen porno filmlere takılmayacağım, zira hem Hollywood'da hem de Yeşilçam'da nice sanatçılar bir zamanlar bu tarz filmlerde öyle yahut böyle bir şekilde rol almışlardır, bunun en çarpıcı ve ilginç örneği sanırım Barbara Streissand'dir (isteyen Google'dan araştırabilir), Streissand'in herkes nerede olduğunu şu ana çok iyi biliyor. Ben asıl sıkıntım şu; böyle ağır bir filmde, Türkçesi çok kıt olan ve ne dediği pek anlaşılamayan bu yüzden de seyirciyi sıkıntı veren (neden başkası tarafından seslendirilmemiş bilemiyorum) Kekili'nin bu tarz filmde oynatılması büyük bir risk değil mi, nitekim bana göre filmin en zayıf oyuncusu Kekili'ydi. Bir de bu filmi pek de değinilmeyecek bir konu da ele alacam. Bu film Uluslararası destekli bir film ve sanırım farklı ülkelerde altyazılı gösteriliyor, yani bu filmi merak eden yabancılarda bu film seyretmiş olacak. Yönetmenimiz Uğur'a şu çarpıcı soruyu sormak gerekiyor; senin ülken yıllarca işkence sahneleri yüzünden ?Geceyarısı Ekspressi'ni yasakladı, eleştirdi, yerin dibine soktu (ki burası tartışmasız doğru) ancak sen tutuyorsun bu filmde yaklaşık yarım saat boyunca adeta ?Geceyarısı Ekspressi'ndeki sahneleri bile masum kılacak bir şekilde işkence sahneleri gösteriyorsun ve bu filmi izleyen yabancılara ve yabancı sinema sektörlerine bilmeyerek de olsa malzeme vermiş olmuyorsun. O zaman, bize bu filmi bir şekilde seyreden yabancılar sormaz mı, ?Geceyarısı Ekspressi'ni neden eleştiriyorsun diye, kendi yaptığınız filme baksanıza demez mi? Kendi kazdığımız kuyuya kendimiz düşüyoruz farkında olmadan yazık gerçekten çok yazık.
Konu olarak çok beğendim. Fakat Memet Ali Alaboranın performansını yetersiz buldum. bazı sahnelerde hiç gerçekci değildi. Onun dışında cast çok iyi kurulmuştu. Bu tür dönem filmlerinin devamını bekliyorum
12 eylül sürecine ilişkin söylenecek birçok sözü hala söyleyememiş,ikinci bir Yılmaz Güneyini yaratamamış Türk sinemasının durumu göz önüne alındığında ’’Eve Dönüş’’şüphesiz takdire şayan bir filmdir. Bundan önce izlediğimiz 12 Eylüle ilişkin filmlerde;ana karakterler daha çok sol kültürle yoğrulmuş,içlerinde devrimci bir idealizm taşıyan,’’68 kuşağının’’bağrından çıkan onurlu insanlar olurdu.’’Hoşçakal Yarın’’ filminde(her ne kadar 12 Marta ilişkin bir film olsa da)Deniz Gezmişlere(Berhan Şimşek)doğrulan kamera,’’Ses’’filminde yıllar sonra işkencecisiyle yüzleşen bir devrimciye(Tarık Akan)yönelmiş,’’Eylül Fırtınası’’ filminde de Atıf Yılmaz’ın yönetmenliğinde bir dönem karınca kararınca mercek altına alınmaya çalışılmıştı.(örnekleri çoğaltmak mümkün.) ’’Eve dönüş’’filminin alamet-i farikası ise sanırım M.Ali Alabora’nın canlandırdığı apolitik bir kimlik üzerinden işkenceler,baskılar,fişlenmeler sürecinden geçen bir toplumda,darbenin gölgesinde bir yaşam tutturmanın ne denli zor olduğunu gösterebilmesidir.650.000 kişinin göz altına alındığı,sözümona şüpheli ’’intiharların’’gerçekleştiği bir süreç belki de en iyi bu karakter üzerinden yansıtılabilir ve dramatik doku en iyi böyle bir kimlik üzerinden senaryoya yedirilebilirdi. Fikrin orjinalliğinden ötürü Ömer Uğur’u kutlamalıyız;ancak işkence sahnelerine kadarki bölümler için küçük bir mim koyuyorum;zira toplumun içinde bulunduğu politik ortamın bu sahnelerde hakkınca yansıtılamadığını düşünüyorum.Son derece şematik kalan diyaloglar,sınıf bilinciyle yakından uzaktan ilgisi olmayan ’’işçi sınıfı kompozisyonu’’ ve mizah katalım derken hikayenin altında yatan dramatik dokunun bir ölçüde zedelenmesi...İşkence sahnelerinde yaratılan gerçeklik ise ruhlarımıza tokat gibi iniyor ve bu bağlamda sert bir film olarak ’’Eve Dönüş’’yüklendiği toplumsal duyarlılık misyonunu yerine getirmiş oluyor. M.Ali Alaboranın çok başarılı bir kompozisyon çizdiği filmde Sibel Kekilli aksanından kaynaklı eksikleri beden diliyle kapatmaya çalışıyor ve kanımca bunu başarıyor.(her ne kadar ’’Duvara Karşı’’filmindeki performansının çok altında da olsa).Kore savaşında savaşmış Savaş Dinçel(Sibel Kekilli’nin babası) ise sağ-sol kamplaşması içindeki bir toplumda anti-komünist eğilimi ve ’’kutsal devletçi’’yaklaşımıyla sağ kesimi sembolize eden önemli bir karakter olarak kanımca kilit bir işlev görüyor.Perihan Savaşın da çok başarılı bir oyunculuk sergilediği filmde diğer bütün yan roldeki oyuncular da göz dolduruyor. Film demokratlığı kendinden menkul Evren Paşa’nın(!)dünya siyaset literatürüne girecek konuşmalarıyla(!) da besleniyor ve belgesel üslup 12 eylül cuntacılarını tanımada önemli bir işlev görüyor .Kapanış jeneriğindeki yazı ise cunta artığı bir anayasayla yönetilen ülkemiz üzerine tekrardan bir düşünme fırsatı veriyor. Altın Portakalda jüriyi de bölen bu film kesinlikle izlenmeyi hak ediyor...
bu dönemin yansıtılması gerekiyordu ve bunu yaptılar filmde sanki bi şeyler havada kalmış gibi oyunculuklar abartılı sibel kekillinin ne işi var böyle önemli bir filmde anlamadım bile mehmet ali alabora blki hep maskeli beşler hababam gibi çocuk işlerinde oynadığından mıdır nedir bana inandırcı gelmedi ama bilmediğimiz dönemleri anlatması açısandan ii bi film ama keşke oyuncu seçimi populariteye bakılmadan yapılsaydı bi fikret kuşkan oynasa muhteşem olurdu
bence film çok başarılıydı ayrıca 12 eylül'ün yaşandınğını çok güzel hissettiriyor.olumsuz bir görüş bildirmek çok zor burada anlatılan bir oyunculuk filan değil bu dönemin yaşandığı ve bunun ne kadar acı olduğudur.bu tarz yapıtlar bence çoğalmalı.ülkemizdeki her insan bu filme gitmeli ve türkiyenin gerçekleriyle yüzleşmeli
beğenmedim bu filmi oyunculuklar birkaç isim dışında kötü erdal tosun altan erkekli iyi ayrıca sürpriz konuk oyunculardan biri hoşuma gitti kusura bakma sayın ömer uğur 12 eylül ciddi bir konu ve sulandırılmış bir film seyretmek bana tat vermedi
12 eylül dönemi için yapılan filmler arasında çok ayrı bir yer sahibi olacak bir film olmuş. o dönemi yaşayanları ağlatacak yaşamayanları öğetecek düşündürecek bir film çıkmış. oyuncu performansları da işin cabası. türk sineması için sevindirici...
altın portakalın en önemli filmlerin biris oldu.en iyi film ödülünü kadere kaptırsada en iyi kadın oyuncu ödülünü eve dönüşle sibel kekilli almıştır.bu önemli filmi merakla beklemekteyiz.
bu film hakkında güsel şeyhler duydum umarım gercek anlamda beyaz perdede turk sineması icin we biz izleyiciler icin TAŞ gibi bi film cıkar...eehh fazla bişeyde kalmadı zaten filme hadi hayırlısı...bu arada filme ilk yorum yazanlardanım sanırım tuhaf bi duyguymuş bu bea:P :)
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.