Filmde nerdeyse bir çok kişinin farketmediği bir ayrıntı var ve o ayrıntı farkedildiğinde bence muhteşem bir film. Bundan sonra yazacaklarımı filmi izlemeyenlerin okumamasını tavsiye ederim.
O ayrıntı da şudur ki; gemiye farklı olasılıklarda binip duran 2 farklı Jess var, birinci Jess hiç birşeyin farkında olmayan Jess, ikinci Jess herşeyin farkında olan Jess.
Hiç birşeyin farkında olmayan Jess;
-Sabah oğlunu filmde gösterildiği üzere azarlar, tokat atar, sonra gerçekten okula bırakır ve okuldan yata gelir.
- Zaten döngünün en en başta böyle başlaması makuldür.
- Her gerçekleşen gemiye çıkma anında gerçekten hiçbir şey bilmemektedir, döngüyle arasındaki tek bağlantı yaşadığı deja vu' lardır.
-Bu Jess her defasında diğer Jess’i öldürüp denize atan Jess’tir.
-Bu vesileyle döngünün farkına varmaya başladığında, herkesi öldürüp yattakilerin bir daha gemiye çıkmamalarını sağlayarak döngüyü sonlandıracağına inanmaya başlar. Çünkü bu Jess gerçekten oğlunu okula bıraktığı için oğlu hayattadır ve döngüyü sonlandırıp ona kavuşma ihtimali vardır.
- Bir sahnede benim dünyam şu anda okulun önünde beni bekliyor diye bağırması sahte değildir yani.
Bir de ikinci Jess var, herşeyin farkında olan ve yat turuna kaza yaptıktan sonra gelen.
-Bu Jess’in amacı yat turuna çıkıp, gemiye binip tekrar ölebilmektir. Böylece adada uyanacak, ve oğluyla kaderini değiştirebilecektir.
- Siyah kıyafetlerle izlediğimiz Jess budur, gemi içerisinde son derece hızlı, kendinden emin hareket etmektedir ve öldürürken tereddütsüzdür. Zira kendi sonunu bilmektedir, oysa ki birinci Jess gelecekle ilgili hiçbir şeyden emin değildir, herşeyi ilk kez yaşadığı için tereddütle hareket eder ve öldürmek o kadar da basit bir eylem değildir.
- Ayrıca ilk kez bir Jess diğer Jess’e silah doğrulttuğunda Victor’ın yanında, ve vuramadığında, diğer Jess hızlıca kaçıp gitmişti ya, sonra bi daha o Jess’e ne oldu görmedik, işte o kaçan Jess herşeyi bilen Jess’ti. Zira insan bir şoka uğrar kendinin aynını görse karşısında.
- Bu ikinci Jess’in amacı herkesi öldürmek değildir çünkü artık bunun bir faydası yoktur. Yat gezisine çıktığında zaten oğlu hayatta değildir, dolayısıyla yattakiler gemiye bir kez daha binse nedir binmese nedir. Söylediğim üzere bu Jess’in amacı aynen bir önceki gibi ölüp yeniden uyanmaktır, bu sebepledir ki güvertede ilk Jess’i tekrar tüfekle kovalarken, ilk Jess’ in sonraki hamlelerini bildiği halde onu öldürmeyerek aynı denize atılma senaryosunun gerçekleşmesini sağlar.
Bunların yanında bana öyle geliyor ki, ilk yata binme sahnesinde, henüz limanda Victor’la yürüyen tuhaf hareketli Jess’i izlerken, herşeyi bilen Jess’in hayatını izliyoruz, oysa yatta uyuyup uyanan Jess’i izlerken hiçbir şeyi bilmeyen Jess’in hayatını izletiyor bize yönetmen, dolayısıyla aslında yata binip birşeyleri unutan bir Jess yok, bu sadece kafa karıştırsın diye yapılmış bir manipülasyon.
Sanırım Jess’in birşeyleri unuttuğu tek an, öldükten sonra adada tekrar uyandığı an, bu da kaderi ve döngüyü değiştiremeyeceğimizle ilgili bize verilmek istenen bir hayat dersi midir nedir, onu pek anlamadım.
Döngünün bir noktasında ikinci Jess de birinci Jess’i öldürüyor. Ne menem bir döngüymüş
.