Taze Değil Şaşkın Film!
Yazar: Ayşegül KesirliTaze Gelin Şaşkın Damat vizyon salonlarındaki komedi enflasyonunun son ürünü. Filmin tek çekici tarafı ise afişinde de özellikle vurgulandığı gibi başrolünde Amerikan Pastası ile üne kavuşan Jason Biggs'in olması. İşin çelişkili tarafı, filmi bir Jason Biggs komedisi olarak sunan afişte, Jason Biggs kendisinden başka herkese benzemekte. Anlayacağınız imaj karmaşası yaşadığı her halinden belli olan bu filmde daha en başından ters giden bir şeyler var.
Bununla birlikte konusu itibariyle sevimli bir romantik komedi olarak tanıtılan filmin, bu imajı da afişi kadar tartışmalı. 'Hikayenin içinde bir damat ve bir de gelin oldu mu romantizmden başka ne doğabilir?' diye düşünmeyin. "Taze Gelin Şaşkın Damat," aslında romantizmle uzaktan yakından alakası olamayan bir komedi filmi. Ancak iğrençliği bir güldürü malzemesiymiş gibi sunan tarzı, kısır hikayesi ve antipatik karakterleriyle bu filme komedi demek de oldukça zor.
Aslına bakarsanız ilk dakikalarında, ani bir ölüm olayını absürt bir güldürü öğesine dönüştüren film, bu yanıyla kült televizyon dizisi "Seinfeld"i hatırlatmakta. Dizinin sıkı takipçileri nişanlısını düğünden hemen önce kaybeden George Costanza'nın filmdekine benzer bir 'talihsizlikle' karşılaştığını hemen hatırlayacaklardır. Öykünün ilerleyen safhalarında karşımıza çıkan Cosmo Kramer benzeri absürt ev arkadaşları, problemli ebeveynler ve öykünün kadın erkek ilişkilerini hicvetmeye çalışan alaycı yapısı da filmin Seinfeld geleneğini devam ettirme çabasını açık eden diğer unsurlar.
Öte yandan tıpkı Jerry Seinfeld gibi Amerikalı bir stand-up komedyeni olan Michael Ian Black, ilk yönetmenlik denemesinde birçok farklı komedi anlayışını harmanlamak istemiş gibi gözüküyor. Filmin geneline iğrenç, münasebetsiz ve utanç verici anları bir güldürü öğesi olarak gösteren Ben Stiller komedilerinin muzır havası hakim. Hatta bu hava birçok sahnede Seinfeld'in sokak felsefesini yücelten mizah anlayışından kat kat daha fazla hissediliyor. Bununla beraber "Taze Gelin Şaşkın Damat"ta ne Jerry Seinfeld'in benzersiz mizah gücünü ne de Ben Stiller'in yorum kabiliyetini bulmak mümkün. Film, özendiği bütün komedi tarzlarını kendi yorumuyla sunmak yerine gelişigüzel taklit etmekte sanki. Bu nedenle de bir filmden çok, kendine ait söyleyecek hiçbir şeyi olmayan, karaktersiz bir kolaja dönüşmekte.
Nitekim "Taze Gelin Şaşkın Damat"ın bir filmden çok, bir skeçler bütününü andırdığını da iddia edebiliriz. Anlaşılan o ki Michael Ian Black, stand-up komedyeni kimliğini bir kenara bırakıp, ne istediğini bilen bir yönetmene dönüşmekte oldukça zorlanmış ve yaptığı yanlış tercihlerin de etkisiyle bir noktadan sonra gidişatın kontrolünü tamamen kaybetmiş. Filmin sürükleyiciliğini besleyen tutarlı ve verimli espriler yerine anlık güldürü amacı taşıyan kısa ömürlü muzipliklere yer veren Black'in bu tercihi filmi kısırlaştırmış.
Aslında, filmin kurbanı olduğu kısır döngünden çıkabilmesinin çok basit bir yolu var. Sizin de tahmin edebileceğiniz gibi bir kadın ve bir erkeğin kavuşup, kavuşamayacaklarını sorgulayan bu tip öykülerde seyirciyi filme bağlayan ikilinin kimyevi uyumu ve sevimliliğidir. Çiftin sempatikliği arttıkça en bilindik sahneler bile izleyiciler için tam anlamıyla bir yürek çarpıntısına dönüşür.
Öykünün sonu ne kadar belli olursa olsun, seyirci çifte sempati duyduğu sürece ekrana yansıyan hikayeyi izlenmeye değer bulur. Ancak "Taze Gelin Şaşkın Damat"a konu olan Anderson ve Katie yan yana durduklarında dahi öyle sevimsizler ki, film boyunca kalbinizden geçen yegane dilek ikilinin kavga edip ayrılması ve hikayenin sona ermesi. Michael Ian Black'ın birer güldürü unsuru olarak sunduğu mide bulandırıcı esprilerse çiftin sevimliliğini artıracaklarına tersine azaltıyorlar. Filmin yıldızı olarak sunulan Jason Biggs'in özensiz oyunculuğu ve Isla Fisher'in şımarıklığa kaçan yapay performansı da tam anlamıyla çiftin uyumsuzluğunun tuzu biberi.
Sonuç olarak, Michael Ian Black'in bir stand-up komedyeninin üslubuyla film çekmeye soyunması ve ortaya devamlılık hatalarıyla dolu, özensiz bir anlatım çıkarması "Taze Gelin Şaşkın Damat"ı resmen felakete sürüklemekte. Yüzünüzü gülümsetmekten çok suratınızın her geçen dakika biraz daha asılmasına neden olan bu filmin, vakit kaybından başka bir şey vaat etmediğini söyleyebilirim.