sinemadan anlamanin en iyi yolunun bu tip filmleri sevmakten gectigine inanan bir toplumda yasiyoruz maalesef.iki yakin cekim.bos bakan iki cift goz.sadece sessizligi bozan tabak sesleri oldumu sanat filmi yaptik zannediyoruz.halbu ki bilmiyoruzki sanat adina utanc verici bir eser veriyoruz.anlasilmaz SIkici monoton bu film adeta bir film boyle olmamali dersi veriyor.bu filmleri elestirmekten korkmayin merak etmeyin biz sizden daha fazla anliyoruz sinemadan.ve insallah bu filmler odul aldikca alikanlik yapmaz diger yonetmenlere de bu son olur.bu filmin korsanini bile almayin.emek adina oynculuk adina ve senaryo adina koca bir sifir.
Nejat İşler'in oyunculuğu güzeldi.Film herkesin anlayabileceği bir film değil,tabi sinemayı sevenler kıymetini bilecektir.gişe iyi değilse film güzeldir.bizim sinemamızda(maalesef)
Lütfen canınızı sıkan filmlere abartıp da "YüZ KaRaSı"(!) gibi ithamlarda bulunmayın. Türk sineması gelişiyorsa eğer, Zeki Demirkubuz, N.B. Ceylan , Reha Erdem gibi genç ve dinamik yönetmenler sayesinde gelişiyor. Sizler ki Çılgın Dersane gibi süper ötesi(!) filmlere "Eğlencelik, zaman geçirmek için gidilebilir" diye yorum yapan insanlarsınız, en azından bu tip sanat eserlerini aşağılamaktan vazgeçin.
genel olarak iyi bir film.yalın bir anlatım için diyaloglar minimuma indirilmiş olmasaydı daha çok keyif alabilirdim belki.yine de görmeden karar vermeyin derim.süt ve bal'ın daha iyi olcağını umuyorum...
Merhaba, Bazı arkadaşlara katılıyorum,az sözle çok şey anlatılmış istenmiş,keza diyaloglar da biraz zayıf ama film o kadar güzel ki.İnanın izmirin o eski evlerini bile görmek yetiyor.İnsanı alıp başka biryerlere götürüyor.Tamam dört dörtlük bir film değil,ma bu film bu kadar düşük puanı haketmiyor. Saygılar...
Arkadaşlar, Ben bu tarz filmleri sevmiyorum. Lütfen ağır tempolu filmlerden 'painted veil'i izleyin (türkçeye duvak diye çevirmişler) ve muhteşem bir film nasıl olur görün. Bu tarz yönetmenler (semih, nuri, zeki), sanatsal anlatım adına filmden ve seyirciden kopuyorlar. Yumurta'da, her yürüyüş sahnesi bir kabusa dönüşüyor, eyvah diyorum, oyuncunun kameraya kadar gelmesi yine 2 dk. sürecek. Tüm film o yörenin havasını yansıtabilme adına kurgulanmış ama herkesin özlemini çektiği ve kolayca içine girebileceği bir köy, bir kasaba havasına giremiyorsunuz. Onun için fatih akın farklı, ferzan özpetek farklı, yavuz turgul farklı. Bunların filmlerinde muhteşem sinema teknikleriyle hayatın ta gerçeğini yakalıyorsunuz.
az sözle çok şey anlatan bir film ama bir şeyler eksik mesela aylayla yolculuk çok soft geçmiş, biraz daha diyalog olabilirdi ve evet yusuf ve köpek sahnesi çok sağlamdı, orayı çok beğendim gerçekten,eksiklerine rağmen güzel bir film, bu tarzı sevenler için iyi sayılabilecek bir örnek
Filmin sonunda "Nuri Bilge Ceylan esintileri vardı" diyecektim ki 'teşekkür' kısmında N.B.Ceylan ismini gördüm.Ancak gerçekçi olmak gerekirse sadece 'esintileri' var, Caylan'ın...Eksik bir şeyler vardı.Anlatılmak istenen böyle de anlatıldı evet ama doyum en yüksek seviyede değildi.Umarım SÜT ve BAL çok daha fazla seyirci çeker.Çünkü Türk Sineması salonların dolup taşmasını hak ediyor...
Nuri Bilge Ceylan olmak kolay değil. Sabit kamera koyarsın ama arkadaki fon fotoğraf karesi gibi muhteşem olmaz. Ağır gider film ama adamı sıkmaz. Herşeyden öte içimizden bişeyleri titretir asla bize yabancı ve anlamsız olmaz. Ha birde Zeki Demirkubuz olmak kolay değil tabi. Beş Vakit filminden sonra bu izlediğim ikinci ham meyvaya verilmiş ödül. Divan şiirleri gibi halk anlamazsa güzel oluyorsa güzel valla. Olmamış, kral çıplak.
yumurta yeni dönem türk sinemasının yüz akı filmlerinden biridir desek yalan olmaz. her ne kadar semih kaplanoğlu’nun izlediğim ilk filmi olsa da, belli ki yönetmen kendine has karakteri olan ve belirli bir çizgide seyreden filmelere imza atacak. bu film de öyle. izleyicinin karşısına tarkovsky vari bir anlatımla çıkıyor. ve işte bu anlatım tarzını benimsemekle büyük bir işe kalkışıyor yönetmen, belli ki kendine güveniyor. diyalogla, olayla anlatmak yerine fotoğrafla anlatıyor, bir sesle, uzun bir planla. sen de filmde olmalısın, her sahnede zorlamalısın kendini diyor. tabi dediğimiz gibi bu yol riskli bir yol ve herşeyiyle dört dörtlük değil bu film de. üçleme olması bu şekilde bir filmde bence seyirciye biraz haksızlık. çünkü diğer filmleri görmeden seyircinin tüm konuyu kafasında toparlaması zorlaşmış gibi. zaten işi çok. ayrıca belki gene sadece ilk filmi izlemenin bir handikapı olarak filmdeki metafizik öğelerin istenildiği düzeye çıkamadığını düşünüyorum. ya da bunu iletecek kodlar yeterli değil. ama bu anlayışı türk sinemasına yansıtan her yeni yönetmene teşekkür etmek 'duyarlı' seyircinin borcudur. tüm bunlar paralelinde film popüler sinema severlere neredeyse hiç hitap etmiyor. filme yapılan eleştiriler de bu yönde zaten. film yavaş ilerliyor, bağlanmıyor, karakterler net olaylarla anlatılmıyor deniliyor. bazıları izlediğim en kötü türk filmi bile diyebiliyor. ama bu film için bence beklenir görüşler bunlar.Not: filmdeki bir sahneye değinmeden geçemeyeceğim. köpek ve nejat işler’in karşı karşıya geldiği sahne belki de son zamanlarda izlediğim en 'sağlam' sahneydi.
reha erdem,nuri bilge ceylan,zeki demirkubuz şimdi bunların arasına semih kaplanoğlunu da ekliyorum.yine gözden kaçıcak bir filme benziyor.sinema salonunda 5 kişiydik.filmden hiç bahsetmeden,bağımsız türk yönetmenleri takip edenlere tavsiye ediyorum..
Sade ve düzgün anlatımıyla izlemekten zevk aldığım bir film oldu.Senaryo itibariyle ise aynı zevkten bahsedemem,filmde eksiklikten çok yapısal olarak taşların yerli yerinde olmadığı izlenimi oluştu bende.Film kendini açıklamaktan yoksun,karakterleri de bir temele oturtmak malesef mümkün değil.
Öncelikle filmi sadece nejat işler için izlemek istedim ve bugün izledim. Ama sonuç: HÜsraN. açıkçası bu filme verdiğim paraya ve harcadığım zamana çok acıyorum hatta pişman oldum diyebilirim. film o kadar kötüki nejat işler bile değiştirememiş sonucu.
tek hareketli nokta filmdeki bir köpek havlaması :) inanın abartmıyorum film bitti herkes gülüyodu yanındakine bakarak:)
sadece güzel olan manzara ve doğayla iç içe olmasıydı. onun dışında bie edebi nesne göremiyorsunuz malesef. çok üzücü.
bize de bir sonraki nejat işler filmi beklemekten başka birşey kalmıyo.
buarada filmin adı neden yumurta diye merak etmiştim:)konuyla falan hiç bir alakassı yok, sadece bi yumurta gördüm filimde:) heralde onla ilgili olsa gerek. bu yazarın adını not ettim, bidaha mı asla...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.