yönetmetligi zaten ilk basta ilgi ceken kismi oldu benim icin ancak film ilerledikce sasirti beni gercekten izledikden sonra listenizde bulunmasi gereken bir film diye düsünüyorum
neredeyse izlediğim en farklı romantik filmdi.. açıkcası film bittiğinde "nooluyo lan" diyosunuz.. Filmi tek kelimeyle açıklamak gerekirse.. *gerçekler*
genellikle romantik filmlere sevmeme rağmen bu filmin işlenişi çok hoşuma gitti. mutlu sonla bitmediğini görünce erkek karakterin yerine üzüldüm bile deneilir. ama filmi sonu hayatın gerçekliğini bir daha vurguluyor.. sonsuz mutluluk yoktur . sonsuz hüzün de.. iyi seyirler 9/10
tarzında izlediğim en güzel film bence.özellikle en son sahnede kadının bi kafede otururken kocasıyla nasıl tanıştığını anlattığı kısım beni koparttı gerçekden..çok şiddetle tavsiye ederim.puanımda 1010 tabi:D
Oyunculuklarda biraz tutukluk gördüm ancak senaryo fevkelade. Ayrıca çokta güzel bir finali var. Filme notum 8/10Tek istediğim Summer gibi bir kadının benden uzak olması. :D 1dk dayanamazdım cinnet geçirirdim. Aşk işte insana neler yaptırıyor.
Birbirini tekrar eden,artık bıktıran aşk filmlerine yeni bir soluk getirmiş olup beğenimi kazanmıştır.Tüm aşk filmleri klişelerini tersten okutarak güzel bir finalle kendini izlettiriyor film.Tuvalet mizahından uzak keyifli bir seyirlik
filmin son sahnesine kdr oflayıp pofladım nereye bağlanıck die düşünüdm ama sonunda kocaman bi gülümseme ve şaşkınlık vardı yüzümde :D mevsimler değişirr ;) her mevsim aşktır.
film hiç basit olmamış artı bana kalırsa bu film yönetmenin başarısı.güzel bir konu işlenmiş belliki yazanın kuyruk acısı var filmin başındada gördüğümüz gibi,ayrıca insan "ak"a kara derken "ak"a "ak" da diyebilir yani insan yaşadıkları sonucu değişebilir asıl sorun değişmeyen insandadır hep sabit insan yaşadıklarından hiç bişey çıkarmayan insan ot gibi gelip giden insan :)
uzun süredir bir filme on puan vermemiştim.romantik filmler denince akla genellikle o 80lerden başlayıp özellikle 90lar sonuna kadar süren ve 2000lerde sadece bir iki örneğini görebildiğimiz hani hugh grantli,julia robertslı,meg ryanlı filmler gelir.fakat işte çağımızın romantik ve ilişkiler üzerine bir şeyler söyleyen filmi de (500) days of summer.kusursuz bir film ya,başka söze pek gerek yok.karakterler o kadar güzel yaratılıyor ve bize tanıtılıyor ki,onlarla yakınlık kurmamak elde değil.tomun nasıl bir insan olduğunu,summerın nasıl bir insan olduğunu kendimizi anlatır gibi anlatacağız neredeyse.başta çağımızın romantik filmi dememin bir sebebi de bu filmde bambaşka şeylerin olması tabii ki.müzik kullanımları,yaşam tarzları,zevkler,diyaloglar,ve yönetmenin becerisi olan günleri karışık anlatma veya beklenti - gerçek bölümü gibi dahiyane kullanımlar.senaryo inanılmaz sağlam,karakterler inanılmaz sağlam.oyuncuların ikisi de henüz genç olmasına rağmen belki de kariyerlerinin filmine imza atıyorlar.yönetmen genç marc webb bundan sonra kesinlikle takipçisi olacağım bir sanatçı.işte ben böyle filmleri seviyorum.şimdiye dek herhangi bir romantik filmin sonlarına doğru göğsüme arka arkaya yumruklar,gırtlağıma arka arkaya yutkunmalar gelmemişti.eğer filmin içine girebilirseniz o derece etkileyici yani.belli bir birikimi ve zevki olan izleyicilere tüm kalbimle öneriyorum.
Bu film kesinlikle romantik-komedi türünde yenilikçi muazzam bir ilerleme.Gerçekten de klişe,birbirini tekrar eden ve sonu başından belli olan masalsı romantik-komedi(!) filmlerinden gına gelmişti, bu film tam zamanında yetişti imdada.Beklediğimden çok çok kaliteli,oyunculuklar abartısız ve gerçekçi,görüntüler ve filmin işlenişi mükemmel bir an dahi monotonluğa düşmeyen kurgusu ustaca düşünülmüş bir film.Herkese tavsiye ederim emin olun zamanınız boşuna gitmeyecektir...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.