Hesabım
    Nine
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,0
    Yetersiz
    Nine

    Nine

    Yazar: Ali Ercivan

    Federico Fellini'nin Sekiz Buçuk adlı filmi, İtalyan sinemasının herhalde doruk noktasıdır. Fellini'nin kendisi üzerine, neden yaptığı filmleri yaptığı ya da anlattığı kadınları anlattığı hakkında bir filmdir bu. Sonrasında birçok yönetmen de kendi Sekiz Buçuk'larını yaratmıştır bence. Aklıma ilk gelen örnek, Woody Allen'ın Deconstructing Harry'si mesela... Yani sadece İtalyan sinemasının değil, yönetmenlerin kendilerini deşifre ettikleri filmlerin de doruk noktasıdır Sekiz Buçuk.

    Şimdi, en başta böyle bir başyapıttan kalkıp Broadway müzikali çıkarma gayretini anlamıyorum ben. Fakat birileri yapmış bunu zamanında. Ve müzikal türünün yeniden doğduğu 2000'lerin ilk 10 yılını kapatırken sinemaya da uyarlandı Nine. Önceki sene kaybettiğimiz İngiliz yönetmen Anthony Minghella'nın da son senaryosuydu bu proje. Yönetmenlik koltuğuna, ilk filmi Chicago En İyi Film dalında Oscar kazanan Rob Marshall oturtulmuştu. Oyuncu kadrosu Oscar'lı isimlerle doldurulmuş, böylece filme dair büyük bir beklenti oluşturulmuştu. Ama her yıldızına dengeli bir şekilde vakit ayırmayı dert edinen hangi film başarılı olmuş ki bugüne kadar, Nine olsun?

    Yeni filminin çekimlerine hazırlanırken büyük bir baskı hisseden ve hayatındaki kadınlar arasında bocalayan yönetmen Guido Contini'nin hikayesi, yaratım sürecinin ya da yönetmenin zihninin içine sokamıyor bizi tam anlamıyla. Ünlü kadın oyuncuların her birine gösterişli müzikal sahneleri yaratmaya öncelik veriyor Marshall. Ve en azından tiyatro müzikalinde olduğunu bildiğim, Guido Contini karakterinin dramatik sürecini daha sağlam kurmaya yardımcı olabilecek sahnelerden vazgeçiyor.

    Filmin dramatik iskeletini, Contini'nin karısı ve metresiyle arasındaki ilişkiler oluşturuyor aslında. Ve bu arada annesi, çocukluğundan kalan fahişenin hayali ve set ekibiyle ilişkileri destekliyor bu iskeleti. Tüm bunların arasında tamamen gereksiz bir karakter olarak Kate Hudson'ın canlandırdığı Amerikalı moda yazarı göze çarpıyor. Hudson'ın "Cinema Italiano" performansı gibi filme hiçbir katkısı olmayan bir iki sahneden kurtulup yerine dramatik odağı güçlendirecek eklemeler yapılsa, ortaya daha eksiksiz bir film öyküsü çıkabilirmiş en azından.

    Nine'ın ancak finaline doğru izleyende bir etki bırakmayı başarabildiğini; bunu da özellikle Marion Cotillard'a ve onun seslendirdiği "Take It All" adlı şarkıya ayrılmış sekansa borçlu olduğunu söyleyebiliriz. Bu filmden Oscar adaylığı çıkaran tek oyuncu olan Penélope Cruz ise hem çekici hem dokunaklı bir performans veriyor. Ancak kadrodaki tüm kadınların ortak sıkıntısı, yeterince derinine inilmemiş karakterleri canlandırıyor olmaları.

    Ve bir müzikal için dananın kuyruğunun koptuğu nokta! Nine'ın (belki "Be Italian" ve Oscar adayı "Take It All" hariç) tüm şarkıları ve koreografileri son derece zayıf. Rob Marshall ise Chicago'daki gibi bir enerjiyi yakalamaktan çok uzak. Dolayısıyla oldukça yavan, etkileyici olmaktan uzak bir müzikal karşımızdaki. Görüntü ve sanat yönetimlerinin üstün başarısına rağmen, cilası filmi kurtarmaya yetmiyor. Fellini'nin tutkusunun yakınına bile yaklaşamıyor Nine.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top