Narnia Günlükleri: Şafak Yıldızı'nın Yolculuğu - Beyazperde.com eleştirisi : Narnia Günlükleri: Şafak Yıldızının Yolculuğu

Narnia Günlükleri'nin yaratıcısı İngiliz yazar C.S. Lewis'in hayatını yakından bilen okurlar, yazarın Yüzüklerin Efendisi'nin yaratıcısı J.R.R. Tolkien ile yakın arkadaş olduğunu bilir. Narnia Günlükleri'nin Yüzüklerin Efendisi'ne kıyasla gayet hafif ve kolayca unutulur bir eğlencelik fantazi serisi olduğunu düşünen bir Tolkien hayranı olarak hep merak etmişimdir bu ikilinin arasındaki konuşmaları:

Lewis: "Eee J.R.R., neler yazıyorsun şu günler?"

Tolkien: "Yüzlerce değişik ırk ve lisan dolu, gerçek anlamda bambaşka bir dünya yaratıyorum. Peki sen?"

Lewis: "Eee, bir kaç çocuk var, bir gardırop aracılığıyla eski Yunan mitolojisinden tırtıklama bir kaç yaratıkla Hz. İsa'yı temsil eden konuşan bir Aslan'ın dünyasında buluyorlar kendilerini."

Tolkien: "Hmmm... İyi, sen yazmaya devam et."

İlk filmi bile fazlalık yaratan Narnia Günlükleri'nin ikinci filmi, ilk filmin bir nevi yeniden çekimi olan Prens Kaspiyan fazla para kazanamayınca serinin yapımcısı Disney, üçüncü filme para vermemeye karar verdi ve 20th Century Fox, piyasadan düşen seriyi kaptı. Bu kumarın Fox için karlı olup olmayacağını zaman belirleyecek.

Finansal durumların yanında Narnia Günlükleri 3, serinin şu ana kadarki en zayıf halkası. Bu eleştirinin sebepleri arasında hemen göze çarpan ilk problem, bir fantazi serisi olarak her yeni bölüm ile hem boyut, hem de konsept olarak epik boyutlara ulaşmasını beklediğimiz seri, bu film ile kapsamsal bir geri adım atıyor ve açıkcası türüne kıyasla biraz fazla küçük ve mütevazi bir hikaye yaratıyor.

Tabii ki film, her fantazi yapımın baştacı "devasa yaratığa karşı uzun savaş" klişesini gururla taşıyor. Fakat bu orijinal olmasa da etkileyici finale gelmeden önce yavaş ilerleyen, yer yer epizodik ve şişirilmiş bir maceraya tanık oluyoruz.

Narnia 3'ün ekonomik yaklaşımı ana karakterlere de bulaşıyor ve bu sefer Narnia'nın Kralları ve Kraliçeleri yerine Narnia'nın küçük kralı ve küçük kraliçesi ile yetinmek zorunda kalıyoruz. Evet, serinin bu bölümünde ve hatırladığım kadarıyla bir sonraki bölümlerinde büyük kardeşler Peter ve Susan gerçek dünyada kalıyor ve bu macerayı küçük kardeşler Lucy ve Edmund yürütüyor.

Bu sefer küçüklere odaklandığımız için Narnia 3'un diğer filmlere kıyasla daha bir çocuk filmi havası var. Finale varana kadar köle tüccarı korsanlar ve kocaman tek ayaklı cüceler (C.S. Lewis'in bu cüceleri yaratırken piposuna ne sokup içtiğini merak ediyorum) gibi bir kaç küçük tehlike ile karşılaşıyor Lucy ve Edmond, fakat ikilinin her zaman Kaspiyan ve Aslan tarafından hemen kurtarılacağını biliyoruz.

Bu yüzden ciddi bir tehlike hissi yaratılamıyor ve filmin süresi ilk iki bölüme kıyasla daha kısa olmasına rağmen uzadıkça uzuyor. Serinin genel hedef kitlesi 11-12 yaşındaki gençler koltuklarında sıkılırken 5-6 yaşındaki çocuklar unutulmaz olmasa da ara sıra dikkat dağıtıcı bir fantazi ile bir iki saat oyalanabilir.

Finalde Aslan'ın "girildikten sonra bir daha geri dönülmez krallığı" ve "gerçek dünyadaki isminin farklı olması", ilk filmlerin yarattığı Hz. İsa göndermelerini iyice barizleştiriyor ve sinema salonlarında eğlencelik zaman geçirmekten çıkıp din ve ahlak dersine dönüşüyor.

Amerika'da yeni vizyona giren filmlerin Türkçe eleştirilerini okumak ve tartışmak için bloguma üye olun:

http://oktayegekozak.blogspot.com/