Yalanlar üstünde gücüne güç katmış bir devlet Amerika... Evet hiç kuşkusuz Amerikanın bu günlere gelmesinde o kadar payı var ki yalanların, aldatmanın. Ve yine yalanlar üstüne kurulmuş bir devletin, hala ayakta kalabilmeside son derece şaşırtıcı bir olay. Kendini haklı gösterme, daha fazla güce sahip olma ve sözde dünya barışı sağlama adına Amerikanın dünyaya söylediği yalanlar...Film Amerikanın ortadoğu planlarına geniş ve daha soğukkanlı bir bakış açısıyla anlatması üzerine övgü topluyor. Artık neredeyse tüm dünyanın bildiği gerçekleri bu denli bir yüzsüzlükle teyit edebilecek kadar da cesur bir anlatım tarzına sahip body of lies. Böylesine ciddi konuların altında ridley scott imzasını görmek ise son derece keyif verici. Daha az aksiyon, daha dramatik ve gerilim dolu bir filmdi body of lies. Orta doğuyu çok başarılı bir şekilde göstermiş izleyicilere, abartısız, naif ve herşeyden önemlisi gerçek haliyle. Bir bakıma zaman zamanda yalanlar üstünde gerçekleri görebildik...Leonardo Dicaprio ve Russel Crowe karşılıklı sahneleri pek olmasada son derece uyum içersindeydiler. Senaryonun gidişatına bağlı olarak elbetteki leonardo dicaprionun oynadığı roger ferris karakterini çok daha başarılı buldum, her ne kadar bana iki yıl önce oynadığı blood diamond filmindeki karakterini hatırlatsada.Umarım bu film vesilesiyle insanların barış içersinde yaşayabileceği ortamlar yaratılır, çünkü artık söyleyecek yalan kalmadı...