Hesabım
    Yalanlar Üstüne
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Yalanlar Üstüne

    Yalanlar Üstüne

    Yazar: Oktay Ege Kozak

    Neredeyse altıncı yılını tamamlamak üzere olan Irak karmaşası hakkında Hollywood'dan çıkan kurgusal filmlere Amerikan seyircisi coğunlukla sırtını döndü. Son bir kaç sene içinde savaşın askerler, Amerika'lılar ve Irak'lılar üzerine etkisini inceleyen Tanrının Vadisinde, Home of The Brave, Stop-Loss gibi filmler gişede başarısız oldu.

    Bu filmlerin hiç biri Amerika'nın tarihinde girdiği en karmaşık ve yıkıcı savaşı gözlemlemekte Fahrenheit 9/11, Taxi To The Dark Side ve No End In Sight gibi belgeseller kadar başarılı olamadı belki, fakat en azından savaşın başka bir evrende geçtiğini kendine inandıran Amerikan toplumu için küçük de olsa bir pencere oluşturmayı amaçlıyorlardı.

    Yalanlar Üstüne ile Hollywood, daha mütevazi bütçeli projeler seyirci ile buluşmayınca en güçlü kozunu ortaya koyuyor ve Ridley Scott, Russel Crowe ve Leonardo DiCaprio gibi A sınıfı isimlerle desteklenen yüksek bütçeli bir casus gerilimi ortaya atıyor. Sonuçta konu ne kadar sıkıntı verici olursa olsun seyircinin Crowe ve DiCaprio'ya sırtlarını dönmeleri zor, değil mi? Cevap evet ve hayır.

    Yalanlar Üstüne, diğer Irak savaşı filmleri kadar batmadı belki, ama Amerikan Box-Office'ini kırıp geçtiği de pek söylenemez. Yazık çünkü Yalanlar Üstüne, Ridley Scott'un son zamanlarda kamera arkasına geçtiği en başarılı gerilim olmakla kalmıyor, televizyon camının kalkanımsı güvenliğinin arkasına saklanıp uzaktan baktığımız terör savaşına gerçekten bakmayı amaçlıyor.

    Film, spesifik olarak Irak savaşına odaklanmasa da "teröre karşı savaş" adı konulan çatışmayı inceliyor. Fakat mekanı ne olursa olsun Spielberg'in Costa Gavras'a göndermede bulunduğu 2006 yapımı şaheseri Münih gibi Yalanlar Üstüne'nin evrensel dersi aynı: İş terörizm ile savaşmaya gelince göze göz, dişe diş yöntemi işe yaramıyor.

    Kendi çarpık inançları için masum insanları öldürmekten korkmayan canavarları alt etmek için onların seviyesine inmek, bazen daha bile aşağılık yöntemlere başvurmak eldeki problemi kısa zamanda çözebilir, ama bu yöntem uzun yolda iki taraf için de sadece daha çok nefret ve şiddet oluşturacaktır.

    Münih'in sonunda Mossad ajanı Avner'in üstü Ephraim'e verdiği monoloğun tıpatıp benzeri Yalanlar Üstüne'nin sonunda da var: Her gün ülkesi için kendi hayatını tehlikeye atan ajan Roger Ferris (Leonardo DiCaprio), Washington'daki rahat ofisinin güvenliğinin arkasına saklanıp tanımadığı insanların hayatlarıyla oynayan Ed Hoffman'a (Russell Crowe) şu soruyu sorar: "Bütün bunların sonunda barış olacağına gerçekten inanıyor musun?"

    Köstebek'in yazarı Michael Monahan'ın senaryosu aslında gayet epizodik. Ürdün'de Al-Saleem isimli teröristin peşinden giden Ferris'in bir gizli operasyondan diğerine atlamasını izliyoruz. Bu operasyonların anlatım yapısı hemen hemen aynı. Gizli bakışlar ve fısıltılar ile hedef gözlemlenir, hedef takip edildiğinin farkına varır ve sahne ya gösterişli bir patlama, ya da etkileyici bir çatışma sahnesi ile sonuçlanır.

    Fakat hikayeyi tekrar tekrar benzeri sahneleri izlemenin monotonluğundan kurtaran iki önemli özellik var. İlk olarak Ferris'in Aisha isimli Ürdün'lü bir hemşire (Golshifteh Farahani, ismi doğru yazmak yarım saatimi aldı) ile kurduğu ilişki iki kültür arasındaki farkları dürüstçe ortaya koymakla kalmıyor, bu iki kültürün eşit oranda saygı ve empati ile ne kadar anlaşabileceğini fazla duygusallığa kaçmadan inceliyor.

    Filmin ikinci ve en orijinal özelliği cep telefonu ile dünyanın diğer tarafında ölüm-yaşam kararları verirken keyifle kahvaltısını yiyip çocuklarını okula bırakmak gibi tipik orta sınıf Amerikan aile babası aktivitelerini gayet monoton bir yaklaşımla yerine getiren Ed Hoffman karakteri. Russell Crowe'un düzeyli performansı ile hayat bulan Hoffman'ın bitmek bilmeyen şiddet karşısında edindiği kayıtsız tavrının Amerikan vatandaşlarının çoğunun benzeri umursamazlığına ayna tuttuğu bariz. Ridley Scott, kamerasını Hoffman'a her çevirdiğinde karakterin ölüm emirleri verirken aynı zamanda aile babası aktiviteleri ile uğraştığını göstermeye emin oluyor.

    Yalanlar Üstüne, DiCaprio ve Crowe'un dinamizmi ile güçlenen, sağlam ve eğlenceli bir tür filmi olduğu kadar karmaşık ve hassas konusunun üzerine dürüstçe gitmekten korkmayan bir casus gerilimi. Irak temalı yeni bir filmin sonunda hak ettiği seyirciyi çekmesi dileğiyle...

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top