Sanki yüz yıldır film izliyormuş gibiyim; işte sinema olacaksa,işte bir film çekilicekse,işte bir son olucaksa böyle olmalı...İlkin bir görüntü gelir gözünüzün önüne,bir silüet, kısacık bir anın belli belirsiz fotoğrafı, bulanık bir resim.Kapı aralığından sokulan ayak gibidirler, çok güzel bir hikayenin meydana geleceğine dair kıvançlı bir karıncalanma hissedersiniz aniden karnınızda.Ve sonra o görüntüyü bir an olsun akıldan çıkarmayarak, ve onu derinleştirip ayrıntılandırarak kurarsınız hikayenizi.Fatih Akın da böyle kurgular filmlerini.Bu insanoğlunun,bu azizin filminin görüntüleri beyazperdede akmaya başlayınca unutturuverir bir çok şeyi.Ama bahsettiğim sey boşvermişliğe sürükleyen bir unutma değil.İnsanı kaygılarınızı, kaptırdığınız dünya hali endişelerinizi buharlaştırır adeta ama gözünüzü kapattırmaz. Dünya üzerinde böyle bir insanı böyle bir yönetmeni etiyle, kanıyla, filmleriyle görmüş, izlemiş bir mamul olarak, ölsem gözüm kapalı gitmez,gerçek bir üstat...Film varsın Almanya adına yarışsın,baştan aşağı Alman kültürüyle yetişmiş bir insanın duygularının mantığına baskın gelişini bizim mucizevi inanışlarımızla açıklıyorsa bu film bize de tüm uluslara da yeter...Filmi izlerken biri çıkıp da yine mi Türk-Kürt meselesi, yine mi gurbet, yine mi hukuk meselesi diyorsa cevabımız okkalı bir evet olacaktır.Desteğimiz bunadır.Buralarda henüz etnik, dini, hukuki ve insan haklarıyla ilgili meseleleri halledemedik.Sanatın toplumsal ya da bireyselliği değil tek mesele. Gördüklerini de anlatmalı insan.Üzüldüklerini de.Değişmesini istediklerini de.Benim tuzum kuru, yaş olan düşünsün bencilliğiyse baktığımız yer o zaman Hollywood yapımı galaksiler arası savaş uydurmaları izlenmeli.Gerçeklerden daha çok aksiyon içerir, ama oradaki lazer silahı, her nedense, gerçeklerden doğmuş bir filmdeki tokat sahnesinden daha az acıtır canı...Ve Kazım Koyuncu vardır filmde..Özlediği yaylalarına kavuşmuş olan hırçın denizlerin çocuğu.Gittiği yerde, kemençelerini çoktan akort etmiş, tulumlarını çoktan havayla doldurmuş ve bizi bekliyen,hasret gidereceğimiz,sonrada şenliği başlatacak olan insan...Canı canımıza çok yakındı, çok kişinin canına yakındı. Öldüğünde canımıza ateş düştü...