Çılgın Dersane - Beyazperde.com eleştirisi : Çıldırtan Çılgın Dersane

80’lerde Amerika'dan Meatballs serisi gibi filmler çıkardı. Kaba, edepsiz, fütursuzca deli dolu bu filmler, bir nesli gerçekten eğlendirmişti. Ama artık 1980’lerde değiliz. Şimdilerde Amerikan Pastası, Geyik Muhabbeti gibi filmler yapılıyor ama doğaları biraz daha farklı ve sinemasal nitelikleri biraz daha gelişti. Bu esnada, iyi iş yaptıkları için daha fazla Türk filminin üretilmeye başlandığı bir dönemde, birilerinin aklına pek zekice bir fikir geldi.

Yaş sınırı gibi meseleler yüzünden kendi aralarında çekişmeler yaşasalar da, Çılgın Dersane ve Neşeli Gençlik aynı yolun yolcuları. Bu cuma reformist eğitimciler, ilk vizyon yüzü gören ekip oluyor. Mali sıkıntı içindeki bir dershane, üniversite sınavlarına hazırlanması gereken öğrencilerini bir tatil beldesinde yürüttüğü eğitim programıyla motive etmeye çalışıyor. Ama gençlerin aklı fikri şamatada, oynaşta. Ve galiba hepsi de bu işte.

Böyle bir film üstüne ciddi ciddi eleştiri yazmaya çalışmak lüzumsuz olmalı. İdareten oluşturulmuş en ilkelinden bir dramatik yapı üzerine, sadece eğlence sunmak filmin amacı. Hani bazı insanlar, bir filmden sadece bir buçuk saat boyunca kafasını boşaltmasını bekler ya; Çılgın Dersane işte tam olarak bunu vaat ediyor. Yalnız süresi böyle bir işin standardını azıcık aşıp 2 saate dayanıyor.

Şimdi diyeceğim ki, Çılgın Dersane eğlence vaadini de yerine getiremiyor. Mustafa Topaloğlu ve uzaylı espirilerine artık kim güler ki; bu karakterleri ya da berbat bir eğitim veren ve asla herhangi bir öğrencinin üniversite sınavını kazanmasını sağlayamayacak dershanelerinin hacizden kurtulmasını hiçbir seyircinin umursaması da mümkün değil; zaten ışıklar sırıtıyor, mizansen deseniz esamesi okunmuyor, oyunculuklar yerlerde sürünüyor, vs. vs?

Ama sanırım bu şikayetlerim boşuna. Belki ben, sen, çevremizdeki insanlar için bu film tahammül edilmezdir ama muhtemelen yine de bir seyircisi var. Çünkü abartılı tasvirler gibi gözükseler de, böyle gençler de var. Tek dertleri eğlence, şamata, seks olan; sığ, cahil, bomboş bir neslin yetişmekte olduğunu inkar etmek zor. Hani güncel bir konu olduğu için şu örneği vereceğim: Testere 3 gibi filmlerin neden Oscar'a aday gösterilmeyip hep sıkıcı dramların ödül aldığını da merak eden bir nesil mesela bu bahsettiğim. İşte bu gerçeklikte, Çılgın Dersane'nin iş yapması da olasıdır; şaşırmam.

Ama itiraz etmeliyiz. Daha fazla yozlaşmaya itiraz etmeliyiz. Bir filmde, konuşmakta olan karakter oturduğu yerden kalkıp yüzü kadrajdan çıktığında yönetmen hala plan değiştirmiyorsa ve bunun tek sebebi de bikinili genç bir bayan olan söz konusu oyuncunun bacak arası ve kalçalarını bir süre izlettirmekse, böyle filmlere itiraz etmeliyiz.

Doğrusu bu filmi kimseye tavsiye etmek istemiyorum. Ama yeniyetmelik dönemindekilerin ilgisini çekmesi olası. Bir de tabii, cüretkarca kullanılmış olan genç kızların dekolte ve frikiklerini görmek isteyenlerin...