Ortalama puan
3,3
197 Puanlama
Suspiria hakkında görüşlerin ?
4,0
24 Aralık 2020 tarihinde eklendi
Senaryosunu da Daria Nicolodi ile birlikte yazan Dario Argento’nun yönetmen koltuğunda oturduğu “Suspiria”, korku – gerilim sinemasının önemli kilometre taşlarından biri…

Dario Argento’nun “The Three Mothers” olarak tanımladığı üçlemesinin ilk filmi olan “Suspiria”nın, 7.4/10 (79.694 oy) ve 4.0/5 (36.337 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 8.4/10 (57 yorum) ve 79/100 (11 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, geçen onca zamana rağmen halen oldukça etkileyici…

Gelin isterseniz, vizyona girdiği yıl sinema salonunda izlediğimiz bu sinema klasiğine, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle biraz daha yakından bakalım…

Filmin oyuncu kadrosunda, Udo Kier dışında rüzgârı o günden bugüne kadar esmeye devam eden öyle aman aman önemli bir isim yok…

Ancak eldeki mevcutların tamamının da o günün koşullarında yeterince iyi bir iş çıkarttıklarını kabul etmemiz gerekiyor…

Doğrusunu söylemek gerekirse bu filmi “klasik” mertebesine taşıyan ana unsurda zaten kesinlikle oyuncu kadrosunun performansı değildi…

Peki, neydi o zaman?

Elbette ki, Dario Argento’nun hünerli ellerinde büyülü bir atmosfere bürünen filmin bizzat kendisi yani kurgusuydu…

Argento’nun bunu yaparken başvurduğu temel enstrümanlar da konuya ilgi duyan bütün sinemaseverlerin çok yakından bildiği gibi renkler (özellikle de kırmızı), gölgeler, ses efektleri ve Dario Argento – Goblin imzalı müzikler olmuştu…

Aslında 1977 tarihli bu film için lafı çok daha fazla döndürüp dolaştırmaya niyetimiz yok…

Zira 42 yıldır bu film için yazılıp çizilmedik ve söylenmedik neredeyse hiçbir şey kalmadı…

Bizim de bu yorum aracılığıyla yapmaya çalıştığımız şey, 2018 tarihli “Suspiria” yorumu öncesi ufak bir hafızaları tazeleme işiydi sadece…

Böylelikle iki filmi karşılaştırmak çok daha kolay olacaktır…

Sonuç olarak, arşivimizin de en önemli parçalarından biri olan bu film için puanımız 4, önerimiz ise halen izlemediyseniz “mutlaka izleyin” şeklinde olacak…

Keyifli seyirler…

Son iki not:
1. Bu filmin çekimleri esnasında bütün oyuncular İngilizce, İtalyanca ve Almanca olmak üzere kendi ana dillerinde konuşmuş ancak daha sonra film izleyiciye; İtalyanca ve İngilizce olarak yeniden seslendirilerek sunulmuştur…

2. Dario Argento’nun “The Three Mothers” üçlemesinin diğer iki filmi; “Inferno” (1980) ve “The Mother of Tears” (2007) dır…
4,5
21 Ekim 2007 tarihinde eklendi
Cekildigi yila gore muhtesem bir film oldugunu dusunmekteyim, hala da etkisini kaybettigini dusunmuyorum, gunumuzdeki bircok korku filminden daha kaliteli ve urkutucu.Muzikleri ise hic sormayin gercekten harika, ve urkutmeyi basarir cinsten.
4,0
24 Temmuz 2006 tarihinde eklendi
Güzel bir filmdi. Yılına göre başarılı olmuş. Aslında son sahnelere doğru hala gizemini saklayabilseydi bu yıllarda ki filmlerle bile boy ölçüşebilirdi.
4,5
12 Mayıs 2010 tarihinde eklendi
yaratılan armosfer,ışıklandırması,insanın boğazını düğüm düğüm eden müzikleriyle teknik açıdan kusursuzluğu...dario agento nun tam film yavaş tempoya geçiyor derken bir anda yaptığı hamlelerle, izleyiciyi bir an olsun diken üstünden indirmeyişi...ve oyuncu kadrosunun eksiksiz perfomanslarıyla...gelmiş - geçmiş en sağlam gerilim filmlerinden...türünün başyapıtları arasına girmiş bir klasik...sadece müzikleri için bile izlenebilir...10/9
4,5
30 Aralık 2016 tarihinde eklendi
SİNEMA TARİHİNİN EN KORKUTUCU FİLMLERİNDEN BİR BAŞYAPIT
Dario Argento ve Suspiria.. Korku sinemasının italyan ustası Dario Argento'nun, en önemli eseri.. Sinema tarihinin en korkutucu filmleri arasında gösterilebilecek, gerçek bir korku klasiği, Suspiria. Suspiria kuşkusuz, korku sineması dendiğinde ilk akla gelen yapıtlardan birisidir. Ondaki yaratılan atmosferin rahatsız edici karanlığı ve büründüğü renk kıvamı, seyirciyi her daim huzursuz ederek ve de müziğin iç gıcıklayan tonlaması da buna dahil edilerek, her an bir şey olacakmış hissini yaşatır izleyiciye. Yaratılan atmosfer, ışıklandırması, insanın boğazını düğüm düğüm eden müzikleriyle teknik açıdan kusursuzluğu. Ustanın, tam film yavaş tempoya geçiyor derken bir anda yaptığı hamlelerle, izleyiciyi bir an olsun diken üstünden indirmeyişi. Argento'nun her şeyi muhteşem bir şekilde korku ögesi olarak kullandığını görüyoruz ve gerçekten irkiliyoruz.. Müzik, görüntü ve kamera açılarının harikalığı daha başlangıçtan ışıklar rüzgar, yağmur, taksi şoförü, kırmızı bina, ormanlık alan, esrarengiz sözler, köpek, öğretmen, solucanlar, siyah kumaşlar, belirsiz sesler, karanlıkta gözler, yüksekteki binalar, şehir efsaneleri, belirsiz uyku basmaları, ölümler ve yine ölümler.. Ölümün rengi kırmızıydı ve korkunun yansımasıydı, gözlerdeki çaresiz bakışlar. Kötülük tüm ağırlığıyla uyuyordu mabedinin altında ve o mabet, genç bedenlere mezar oluyordu ardı sıra. Koridorlarda, tekin olmayan adımlar sayılıyordu belirli belirsiz ve ansızın susuveriyordu gök gürültüsünün eşliğinde. Renkli bir kabus gibi yaşatıyordu, ürkek bakışlar ve solgun yüzlerde korkuyu, Argento'nun insanın kanını donduran kızıllıktaki Suspiria sendromu.. Hava alanına ilk adımla başlıyordu iç titreten müzik. Huzursuz edici ve sinir bozucu bir ruha bürünüyordu adeta. Çıkışa yaklaştıkça yüzde beliren ifade, olacakların hissini sezdiriyordu izleyiciye. Ve şimdi yola koyulmuştu yağan yağmurun altında. Gittiği yer yaşatacaktı ona, yaşamadığı korkuyu ve gizemi hayatta. Birden ağaç gövdesinin ortasına, çakan şimşeğin ışığında, bir el ve tuttuğu bıçağın siması yansımakta. Bu, bale okuluna yaklaşıldıkça ölüme gidilen yolda, bize ilk işareti vermeyi amaçlamakta. Kapıda beliren bir kız gizli çiçeği haykırmakta. Bir başkası, bilmemesi ve görmemesi gerekenleri görmesinin dehşetiyle, gecenin karanlığında koşuyor ölümün kollarına. Korunaklı gördüğü bir binaya dalıyor ansızın. Ve şimdi pencerenin önünde duruyor, yaklaşıyor gözleri gecenin rüzgarına ve birden beliriveriyor bir çift göz, karanlığa inat diri ve keskin bakmakta. Çığlığa boğulan dudaktan bir süre sonra son nefeste, bedenine giren bıçakla birlikte ipin ucunda sallanmakta. Bu ölüme gidiş ve boşluğa düşüş öyle hızlı ve ansızın olmaktaki, kurbanı ve seyirciyi gafil avlanılmakta.Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Orada yatan kötülük içindekilere ölüm getirmektedir. Ve bu, Suzy'nin ürkekliğinde ve huzursuzluğunda kendini belli etmektedir. Zaman ilerledikçe garip olaylar etrafında belirmekte ve içine düşen şüphe tohumları Suzy'yi, gerçeğin peşinde gitmeye yöneltmektedir. Bu gerçek yüzyıl öncesinde düğümlenmekte ve cadılıkla iç içe geçmiş bir hikaye şekillenmektedir. Artık sona yaklaşıldıkça, kimsesiz koridorlarda takip edilmeye başlanılmıştır ayak sesleri. Ve duvarda mor çiçek resmi, gizli bir kapıyı açmıştır öyle sessiz ve gizemli. Ürkek adımlar ilerledikçe ve yaklaşıldıkça kara kraliçeye gözlerde donuk bakışlar ve kulaklarda keskin bir müzik eşlik etmektedir seyirciye. Şimdi karşısındadır korkunun ve onun siması, belirmiştir çakan şimşekte ansızın. Ve bitişiyle karanlığın, son bulmuştur korku, kapladığı yüreklerde ansızın. Dario Argento'nun bale okulunda yarattığı gotik betimleme ve gölgelerle ışığın birbirine farklı şekillerde kaynaşmasının filmde kullanılması, bunun yanında kamera kullanımındaki canlılık filmi, nefes alıp veren bir esere dönüştürüyor. Kırmızının ağırlıklı kullanımı ve ölümün anlık sunumundaki yansıtılan sadist anlatım, filmi etkin kılan unsurlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Tempo bazı yerlerde durağan seyretse de ve sonu biraz kısa kesilmiş yada aceleye getirilmiş hissi uyandırsa da Suspiria her zaman için gerek Argento'nun gerekse de korku türünün önemli ve sözü geçer bir yapıtlarından biri olarak yerini muhafaza edecektir.
4,0
18 Kasım 2004 tarihinde eklendi
siteye ilk girdiğimde filmin puan 8.7ydi..şimdi gittikçe düşüyo..bence filmin atmosferi gerçektende iyi ayarlanmış..filmin başlangıcı bencede mükemmel..ama böyle bir başlangıçtan sonra belki izleyici daha fazlasını bekliyor ama..yok..yok..maalesef daha sonra film oldukça yavaşlıyor..ama tabii ki ortam gergin...müzikler iyi..birde filmin sonunda gerilim olarak iyi bir sonm yapılmış..ama bunun dışında kimse gücenmesin filmde pekte birşey yok...
4,0
10 Ocak 2007 tarihinde eklendi
balerinlerin kaldıkları yerde ki renk ve ışık sistemi çok iyiydi gerçekten filmin sonu pek iyi bağlanamasa da izlenildiği takdirde kesinlikle zaman kaybı yaşatmayacak hoş bir yapım
4,0
21 Haziran 2010 tarihinde eklendi
Korku sinemasının italyan ustası Dario Argentonun, en önemli eseri.. Sinema tarihinin en korkutucu filmleri arasında gösterilebilecek, gerçek bir korku klasiği, Suspiria. Filmin bu kadar korkutucu olmasının iki başlıca sebebi var ; 1-) İnanılmaz kasvetli ortamlar.. 2-) Film bounca bir kere bile azalamayan müzik ve ses efektleri.. Sesler ciddi manada rahatsız ediyor film boyunca.. Türün hayranlarının mutlaka izleyip, arşivlemesi gerekir diye düşünüyorum..
4,0
11 Şubat 2006 tarihinde eklendi
Ölümün rengi kırmızıydı ve korkunun yansımasıydı, gözlerdeki çaresiz bakışlar. Kötülük tüm ağırlığıyla uyuyordu mabedinin altında ve o mabet, genç bedenlere mezar oluyordu ardı sıra. Koridorlarda, tekin olmayan adımlar sayılıyordu belirli belirsiz ve ansızın susuveriyordu gök gürültüsünün eşliğinde. Renkli bir kabus gibi yaşatıyordu, ürkek bakışlar ve solgun yüzlerde korkuyu, argento'nun insanın kanını donduran kızıllıktaki ?suspiria? sendromu.Havaalanına ilk adımla başlıyordu iç titreten müzik. Huzursuz edici ve sinir bozucu bir ruha bürünüyordu adeta. Çıkışa yaklaştıkça yüzde beliren ifade, olacakların hissini sezdiriyordu izleyiciye. Ve şimdi yola koyulmuştu yağan yağmurun altında. Gittiği yer yaşatacaktı ona, yaşamadığı korkuyu ve gizemi hayatta. Birden ağaç gövdesinin ortasına, çakan şimşeğin ışığında, bir el ve tuttuğu bıçağın siması yansımakta. Bu, bale okuluna yaklaşıldıkça ölüme gidilen yolda, bize ilk işareti vermeyi amaçlamakta. Kapıda beliren bir kız gizli çiçeği haykırmakta.Bir başkası, bilmemesi ve görmemesi gerekenleri görmesinin dehşetiyle, gecenin karanlığında koşuyor ölümün kollarına. Korunaklı gördüğü bir binaya dalıyor ansızın. Ve şimdi pencerenin önünde duruyor, yaklaşıyor gözleri gecenin rüzgarına ve birden beliriveriyor bir çift göz, karanlığa inat diri ve keskin bakmakta. Çığlığa boğulan dudaktan bir süre sonra son nefeste, bedenine giren bıçakla birlikte ipin ucunda sallanmakta. Bu ölüme gidiş ve boşluğa düşüş öyle hızlı ve ansızın olmaktaki, kurbanı ve seyirciyi gafil avlanılmakta.Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Orada yatan kötülük içindekilere ölüm getirmektedir. Ve bu, ?suzy'nin ürkekliğinde ve huzursuzluğunda kendini belli etmektedir. Zaman ilerledikçe garip olaylar etrafında belirmekte ve içine düşen şüphe tohumları ?suzy'yi, gerçeğin peşinde gitmeye yöneltmektedir. Bu gerçek yüzyıl öncesinde düğümlenmekte ve ?cadılıkla? iç içe geçmiş bir hikaye şekillenmektedir. Artık sona yaklaşıldıkça, kimsesiz koridorlarda takip edilmeye başlanılmıştır ayak sesleri. Ve duvarda mor çiçek resmi, gizli bir kapıyı açmıştır öyle sessiz ve gizemli. Ürkek adımlar ilerledikçe ve yaklaşıldıkça ? kara kraliçeye?, gözlerde donuk bakışlar ve kulaklarda keskin bir müzik, eşlik etmektedir seyirciye. Şimdi karşısındadır korkunun ve onun siması, belirmiştir çakan şimşekte ansızın. Ve bitişiyle karanlığın, son bulmuştur korku, kapladığı yüreklerde ansızın.?susparia? kuşkusuz, korku sineması dendiğinde ilk akla gelen yapıtlardan birisidir. Ondaki yaratılan atmosferin rahatsız edici karanlığı ve büründüğü renk kıvamı, seyirciyi her daim huzursuz ederek ve de müziğin iç gıcıklayan tonlaması da buna dahil edilerek, her an bir şey olacakmış hissini yaşatır izleyiciye. ?argento'nun bale okulunda yarattığı gotik betimleme ve gölgelerle ışığın birbirine farklı şekillerde kaynaşmasının film de kullanılması, bunun yanında kamera kullanımındaki canlılık filmi, nefes alıp veren bir esere dönüştürüyor. Kırmızının ağırlıklı kullanımı ve ölümün anlık sunumundaki yansıtılan sadist anlatım, filmi etkin kılan unsurlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Tempo bazı yerlerde durağan seyretse de ve sonu biraz kısa kesilmiş yada aceleye getirilmiş hissi uyandırsa da ?susparia?, her zaman için gerek argento'nun, gerekse de korku türünün önemli ve sözü geçer bir yapıtlarından biri olarak yerini muhafaza edecektir.
4,5
19 Eylül 2007 tarihinde eklendi
daha ilk saniyeden insanı geren müziğiyle, yönetmenin yarattığı olağanüstü kasvetli, korkunç mekanıyla, etkileyici sahneleriyle ve yönetmeniyle korku sinemasında temel taşlardan biri...
4,0
16 Ağustos 2007 tarihinde eklendi
Arkadaş film 30 yıl önce çekildi.Puan verirken bunu göz önüne alın lütfen.Benim görüşüm şimdiki birçok söze korku filmine taş çıkartır.Ben keyifle izledim.Final biraz daha iyi olabilirdi ama böyle de iyiydi.10/8.
4,0
1 Ağustos 2005 tarihinde eklendi
’’Giallo’’nun ustası Argento’dan cadı temalı italyan korku filmi.Heyecanlı-ürkütücü açılış sekansı ile başlayan film,malesef daha sonra tersine yay çizmekte,ama yine de ortalamanın üzerinde, güzel bir film diyebilirim.hele ki şimdiki birçok film yanında.Son olarak müziklerin harika olduğunu belirteyim.
4,5
24 Kasım 2004 tarihinde eklendi
Zamanına gore cok basarili bir korku filmidir.
O donemde izleyenleri cok etkiledigini ben daha dogmamis olsam da anlatilanlardan biliyorum. Zaten korku filmi deyince Dario Argento akla ilk gelecek isimlerdendir.
4,0
15 Mart 2007 tarihinde eklendi
Filmi geçen haftasonu izledim.Bence İtalyanların Halloween'i diyebilirim bu film için.Gerçekten ürkütücü.
4,5
13 Ocak 2006 tarihinde eklendi
arkadaşlar.. hocam anlatırdı bu film gösterime girdiği yıl millet salonlardan kaçarmış evet bbni de pek etkilemedi çünkü eminim hemen hemen hepimiz dublajlı vcd den izledik çünkü bu filmde the texas chainsaw massacre da olduğu gibi sterilize synth ses efektleri mevcut ve normalde müzik abartılı çıkıyor. film bu yönden etkileyiciliğini kaybetmiş. bnce gayet başarılı bir film.
Daha Fazlasını Göster