Hesabım
    Köpek Oteli
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Köpek Oteli

    Köpek Oteli

    Yazar: Ayşegül Kesirli

    "Köpek Oteli," iyimser ve toleranslı bir bakış açısıyla izlendiği sürece yeterince keyifli bir film. Pazar sabahları kahvaltı ederken televizyonda seyretmeye alışık olduğumuz aile filmlerini andıran çalışma, sevimli köpek oyuncuları, mühendislik numaralarıyla zenginleşen olay örgüsü ve dayanışma ruhunu yücelten hikayesi ile ilgi görmeyi hak ediyor.

    Filmin süresi boyunca canla başla çalışan köpek oyuncular, öncelikle izleyenlerin filme sempati duymalarını sağlıyorlar. Türlü fiziksel numaralarla eğitmenlerinin yüzlerini kara çıkarmayan bu köpekler, gözleriyle konuştukları yetmiyormuş gibi yönetmen Thor Freudenthal'ın yakın plan çekimleri sayesinde neredeyse insansı yüz mimiklerine sahip oluyorlar.

    Bununla birlikte, "Köpek Oteli"nin gidişatı, dahiyane basit makinelerle gerçekleştirilen eğlenceli gösterilerle dolu. Bruce ve ablası Andi'nin bir yuvaya dönüştürmeye uğraştıkları otelde, köpeklere konforlu bir hayat sunmak için icat edilen bu basit makineler, filmin gidişatını esprili ve enteresan kılmayı başarıyorlar. Köpek oyuncuların, bu makineleri kullanırken sergiledikleri içgüdüsel performanslar ise gerçekten de görülmeye değer. Ancak "Köpek Oteli"nin tüm ilgi çekici özellikleri de aslında bunlarla sınırlı. Çünkü film, her ne kadar yetenekli köpeklerin zeki numaraları ve sıra dışı icatlarla gerçekleştirilen görkemli gösterilerle seyredenlerin gözlerini boyamayı başarsa da bir süre sonra etkisini yitirerek, tüm klişe özelliklerini su yüzüne çıkartıyor.

    Aslına bakarsanız, ailelerini kaybetmiş iki kardeşin, terk edilmiş köpekler için bir yuva kurmaya çalışmalarını konu edinen "Köpek Oteli"nin ailesiz yaşayan çocuklar ve sokak köpekleri arasında kurduğu bağ oldukça anlamlı. Fakat bu bağ bir kere kurulduktan sonra gidişatın beklendiği gibi duygusal bir şekle büründüğünü söylememiz zor.

    Filmin hikayesine konu olan karakterleri derinleştirmek, onların yaralarına dokunup, kendilerine has özelliklerini ortaya çıkarmak ve bütün bunlar sayesinde seyredenlerin kalbine dokunmak gibi bir derdi yok. Bu pervasızlık ne yazık ki, "Köpek Oteli"nin karakterlerini şablon ve klişe suretlere dönüştürerek filmin hikayesini cansız ve zaman zaman sıkıcı hale getiriyor. Fakat tüm bu eleştirileri bir kenara bırakıp, "Köpek Oteli"ni daha toleranslı bir bakışla izlemeye karar verirseniz, filmin yetişkinler için olmasa da çocuklar için tatmin edici bir çalışma olacağına dair teoriler üretmeniz de kolaylaşıyor.

    Üstüne üstlük, eğer "Köpek Oteli"ni küçük bir sinemaseverle beraber izliyorsanız ve amacınız bu deneyimden kendinizden çok onun zevk almasıysa bahsettiğimiz gibi daha toleranslı bir bakış açısına sahip olmanızda da fayda var. Çünkü film, herşeyden önce çocuklara yönelik bir çalışma ve aslında içerisinde onları etkileyebilecek birçok güzel mesaj ve yaratıcı fikir de barındırıyor.

    Öncelikle, filmin hikayesi küçük izleyicilere hayvan sevgisi aşılayacak şekilde tasarlanmış. Öyküde yer alan tüm kötü karakterler hayvanlara özgürce yaşama hakkı tanımayan, onları hor gören ya da çocukların hayvanlarla kurduğu bağı görmezden gelen kişiler ve tüm klişe özelliklerine rağmen izleyenler üzerinde antipati yaratmakta başarılılar. Bu antipati, çocukların hayvansever karakterlerle özdeşmeleri ve bu özdeşleşme sürecini gündelik hayatlarına taşımaları açısından oldukça önemli.

    "Köpek Oteli"nin küçük izleyicilere aşılayabileceği yegane duygu sadece hayvan sevgisi de değil. Film, aynı zamanda oldukça sınırlı ve yüzeysel bir düzeyde de olsa dayanışma, iş bölümü, arkadaşlık ve cesaret gibi konularda çocuklara örnek teşkil edebilecek mesajlar içeriyor. Bu mesajlar kimi noktalarda fazlasıyla didaktik bir üslupla dile getirilseler de, çocukların zararlı mesajlara ve şiddet görüntülerine maruz kalmalarındansa didaktik mesajlarla karşılaşmalarının daha uygun olduğunu düşünüp, teselli bulmakta yarar var.

    Bununla birlikte, filmin hikayesinde köpek otelinin sakinlerine daha rahat, eğlenceli ve hijyenik bir yaşantı sağlamak için kullanılan basit makineler, küçük izleyicilerin yaratıcılıklarını körükleyecek ve onları kendi icatlarını hayata geçirmeye yönlendirecek cinsten.

    Anlayacağınız "Köpek Oteli," küçük izleyicileri sadece duygusal yönden beslemekle kalmayıp, onları el becerilerini ve matematiksel zekalarını geliştirmek konusunda da heveslendirebilecek bir çalışma.

    Tüm bunlar gösteriyor ki, Thor Freudenthal'ın yönetmenliğini üstlendiği bu aile filmini, başarılı bir sinema örneği olarak tanımlamak mümkün olmasa da, filmin her aşamasının yeterince pedagojik olduğunu söylememiz olası. Dolayısıyla, "Köpek Oteli," "Beethoven" ya da "101 Dalmaçyalı" gibi benzerlerinin aksine her yaştan izleyicinin eğlenerek seyredebileceği bir film olmasa da, küçük sinemaseverler için çekinmeden tercih edebileceğiniz bir çalışma.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top