Senaryosunu, başroldeki Murat karakterini de canlandıran Cüneyt Arkın kaleme alırken...
Yönetmen koltuğunda da Çetin İnanç'ın oturmakta olduğu "Dünyayı Kurtaran Adam"; aksiyonun dibine vurulduğu, bilim-kurgu tarzdaki bir macera olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, "Star Wars: Episode IV - A New Hope" (1977) dahil...
Pek çok filmin görüntü ve müziklerinden yararlanılarak kurgulanmasına ilaveten...
Amerikalı film yapımcısı ve tarihçisi Ed Glaser'ın ilgisi sayesinde...
Restorasyon geçirerek günümüze ulaşabilen...
"Kült" mertebesindeki bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Dünyayı ele geçirmeye çalışan...
Kimliği belirsiz uzaylılara karşı amansız bir savaş veren iki kahraman Türk pilotu...
Murat ile Ali (Aytekin Akkaya)...
***
Onlar ile giriştikleri mücadele esnasında...
Bilinmeyen bir gücün çekim alanına girmiş olmaları nedeniyle...
Hiç tanımadıkları bir gezegene düşürülür...
***
Ardından da...
Ellerinde mızraklar bulunan suratları maskeli...
Atlı bir grubun saldırısına uğrar...
***
Ve bunlardan kolaylıkla kurtulup...
Olay mahallinden hızlıca uzaklaştıkları esnada...
Ellerinde lazer silahları taşıyan...
Diğer bir gruba direnmeyerek...
Teslim olmak mecburiyetinde kalırlarken...
***
Çoluk çocuk ayrımı yapılmaksızın...
Gezegendeki...
Esir alınan masum insanlara karşı gerçekleştirilen eziyeti kabullenemeyen...
Murat ile Ali...
Bağlarından kurtularak...
Karşı bir taarruza girişseler de...
***
Bilgin (Hüseyin Peyda) ile kızı (Füsun Uçar)...
Kendilerine yardımcı olup...
Sığınmalarını sağladıkları bir mağarada...
Yaralarını sarmasa...
Neredeyse yeniden enselenmek üzeredirler...
***
Zira o baba kız ile etraflarındaki insanlar da...
Aynen Murat ile Ali gibi...
Kafasını dünyaya takmış vaziyetteki Sihirbaz (Hikmet Taşdemir) ile adamlarına karşı...
Mücadele etmektedirler...
***
Ve şimdi de...
Ortak düşman hedef alınmak suretiyle...
İşbirliği yapılarak...
Hem dünyayı hem de mevcut gezegeni...
Sihirbaz'ın elinden kurtaracaklardır...
Dakika 26...
***
Usta oyuncu Cüneyt Arkın'ın...
Havada uçarak tekmeler savurduğu "Yeşilçam" filmlerine aşina olanların...
İzlemekten hoşlanacakları filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; akıl ve mantık süzgecini harekete geçirmeden seyretmeye devam etmelerini gerektirecek, 65 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,