Hesabım
    Kan ve Çikolata
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Kan ve Çikolata

    <b>Kan ve Çikolata</b> Bir Arada Gitmezse

    Yazar: Bige Akdeniz

    Kan ve Çikolata Bükreş'te geçen bir kurtadam hikayesi olarak fantezi türünün meraklılarına hitap etmeyi düşlüyor. Her ne kadar eski bir Doğu Blok ülkesinin geçmişte asılı kalmış atmosferinin mistik bir hikayeye ev sahipliği yapması iyi bir fikir olarak gözükse de, tam isabeti ıskalayan bir fantezi filmi daha...

    Hollywood'un teknolojik ihtişamından payını alamamış, daha çok düşük bütçeli bir Avrupa sanat filmi havasını andırırken, onun da hakkını verecek potansiyele sahip değil. Aslında baştan bir kaybeden. Fantezi türünü kendi üretebileceği çok boyutlu bir ortamda harmanlamak yerine, klişelere yaslamış sırtını...

    Zaten baştan senaryo aşamasında kaybediyor. Kurtkadın Vivian ile bir çizgi roman (filmde grafik roman olduğunun altı çizileresine) yazarı/çizeri (insan türünden) aşık oluyorlar. Çizgi romancımız sevdiği kadının kurtkadın olduğunu bilmiyor, ama birşeyler hissediyor. Peki o zaman neden birisi zahmet edip bu hissi bize aktarmamış diye soruyorsunuz? Yani bayağı bir ironik bir durum var ortada.

    Kurtadamlar üzerine bir çizgi roman yazma aşamasındaki bir adamın ve kurtkadının aşkı sizce de ironik değil mi? Ancak senaryo da bu aşk hikayesi oldukça basit bir Romeo Julliet klişesine indirgenilmiş. Üstelik bir insan ile mitolojik bir yaratığın arasındaki aşkın bambaşka boyutlara kayma potansiyelinin,sadece benim türüm-öteki tür ekseninin dışarısına taşınmasını arzulamakta hakkımız... Bu arzuyu da tatmin etmiyor, hatta aralarındaki bu büyük karşıtlığı sadece bir sahneye sığdırıyor.

    Fantezi türündeki filmleri besleyen diğer önemli paydaları da unutmamak lazım. Filmin geçtiği mekanlar, aksiyon kullanımı ve yan karakterler fantastik dünya oluşumuna hizmet eden cevherler gibi olmalı. Bu filmin de çok satan bir kitaptan uyarlandığını düşünürsek ister istemez son dönemin en başarılı fantastik roman uyarlamalarından birisi olan Yüzüklerin Efendisi serisi ile bir karşılaştırma geliyor akla.

    Peter Jackson'un gösterdiği başarı, bu üç faktörü çok güzel bir dengede birleştirmesinde yatıyordu kanımca. Bükreş yeni dünyada barınamayan kurtadamların mekanı olarak verimli bir ev sahibi... Dar sokakları, yıkık dökük katedralları ve evleri, kısacası arkaik havası ile içinde kurtadamları yaşatabilecek bir mekan. Ancak bu kadar yüksek potansiyelli bir mekan neden bu kadar kötü görüntülenmiş, neden fanteziye elverişli kısımları ön plana çıkartılmamış ve sinematografisi bir televizyon filmini andırıyor anlamak zor.

    Aksiyona gelince burada da büyük bir aksaklık var. Kurtadamların avlanma sahnesinin iki defa tekrarlanıp, bu iki önemli sahnenin etkileyici olamamasının filme büyük bir darbe olduğunu düşünüyorum. İnsandan kurtadama dönüşme anının ışınlanma-vari gibi bir efekt ile canlandırılması aksiyonu olabildiğince primitif kılmış.

    Heyecan uyandıran nefes kesen hiçbir fantastik yanı yok aksiyonun.

    Yardımcı karakterlere gelince... Bambaşka bir kabus. Kurtadam-insan karşıtlığından ırklar çatışması gibi sosyolojik çıkarımlar yapmaya çalışan bir filmin yan oyuncularına figüran muamelesi yapması film adına oldukça olumsuz bir tezat oluşturuyor. Klişe replikler ve rol kesmeler de cabası... Özellikle kurtadamların lideri rolündeki Olivier Martinez o kadar vasat bir kötü kurtadam performansı gösteriyor ki, kariyeri bitmiş midir bu rolden sonra diye merak etmeden duramıyorsunuz.

    Yakın bir zamanda, vampir ve kurtadam temalı filmlerde yeni birşeyler görebilecek miyiz diye merak ederken, bu filmi izleyenler için tavsiyem, hemen evinize dönün ve Buffy serisinden en sevdiğiniz bölümü izleyin. Yavaş yavaş ruhunuz temizlenecektir.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top