Hesabım
    Geçmişin Gölgesinde
    Ortalama puan
    4,6
    2434 Puanlama
    Geçmişin Gölgesinde hakkında görüşlerin ?

    272 Kullanıcı yorumları

    5
    113 Eleştiri
    4
    122 Eleştiri
    3
    13 Eleştiri
    2
    17 Eleştiri
    1
    3 Eleştiri
    0
    4 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    202 Production
    202 Production

    20 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    5 Şubat 2023 tarihinde eklendi
    Evrensel değerlere sahip olmak kısmını sürekli olarak anlatıp söylerler bilirsiniz.! Hani siyah ol, beyaz ol, ingiliz ol, Alman ol farketmiyor bu durum. En nihayetinde adaletin ve evrensel değerlerin herkes için geçerli olduğu konusunda kesinlikle kabul görmüş sağlam bir film. Özellikle de filmde ki öğretiler ve anlatımlar kesinlikle önemli. İyi seyirler şimdiden
    Arda Doğan
    Arda Doğan

    Takipçi 47 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    30 Eylül 2020 tarihinde eklendi
    Irkçılığı konu alan kaliteli filmlerden biri ancak yönetmen sahnelere ırkçılık hakkında mesajlar koymaya çalışırken filmin akıcılığını ve etkileyiciliği düşürmüş gibiydi izlerken sıkılmadım diyemem bunun haricinde Edward Nortonın üstün seviye oyunculuğu için izlenilebilir
    anomik A.
    anomik A.

    1 değerlendirme Takip Et!

    5,0
    14 Eylül 2020 tarihinde eklendi
    Okullarda film dersi olsa ve bu tarz filmler bütün gençlere izletilse ne kadar güzel olur. Böylelikle ırkçılığın beli kırılır belki. İzleyin bu filmi pişman olursanız kendinizi sorgulayın 😉
    Mediirs
    Mediirs

    Takipçi 23 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    5 Ağustos 2020 tarihinde eklendi
    Nasıl bir yorum yapabilirim diye düşünüyorum. O kadar sağlam bir filmdi ki... İzlediklerim arasında ilk 3'e girer. EFSANEYDİ BE, EFSANE!
    Doğukan Elik
    Doğukan Elik

    Takipçi 32 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    11 Haziran 2020 tarihinde eklendi
    Çok güzel bir film. Edward Newton ve diğer oyuncular döktürmüş. Film iki tarafa da eleştirel bakmış bence. Siyahilerin pozitif ayrımcılığı ve beyazların ırkçılığı. Beyazların zor duruma düştüğünü göstermiş, ama bu yüzden ırkçılığa kadar ileri gidilirse kendi kendine zarar verdiğini de göstermiş. İlk başta beyaz propagandası gibi görebilirsiniz ama bize şunu sorduruyor: Gerçekten o herhangi bir tip insan(siyah/beyaz/müslüman/ateist gibi) olduğu için sadece buna göre yargıya varabilir miyiz? Hayır. Filmi iyi izlerseniz ne siyahilerin bir melek ne de beyazların bir melek olmadığını anlarsınız. Siyah da olsa beyaz da olsa insan insandır. 5 siyahiden 3’ü pis iş yapsa bunu genelleyip hepsi pistir diyemeyiz, kalan o 2’nin hakkına giremeyiz( burada bizi şunu da gösteriyor pis olan sadece siyahlar değil, beyazlardan da pis elbette var) O 3’e olan öfke genellenirse ırkçılık işte. Filmin ortalarında o masada yemek yerken tartışma sahnesinde ablalarının dediği de dikkate alınmalı : ‘’ evet, suç istatistikleri hakkında konuşacaksan onları yaratan sosyal eşitsizlikleri de düşüneceksin.’’ Elbette sosyal eşitsizlik suçu haklı kılmaz ama sosyal durumu iyi olan bir birey, mantıken düşündüğünüzde de zaten kolay kolay suç işlemez. Son sahneler çok etkileyiciydi. Danny’nin son sözleri her şeyi açıklıyor : öfke bir yüktür. Hayat sürekli kızgın yaşanmayacak kadar kısadır.
    Film bize olayları olduğu gibi değil de olduğumuz gibi görmenin zararlarını çok iyi yansıtıyor. Bize sadece iyi ve kötü insan olduğunu gösteriyor.
    İmbd 250 içinde olmayı sonuna kadar hak eden bir film. Ayrıca biraz da yanlış anlaşılmaya müsait bir film olabilir.
    ‘’ yaptıkların sana daha güzel bir yaşam sundu mu?’’
    Alperencebe
    Alperencebe

    4 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    26 Nisan 2020 tarihinde eklendi
    Irkıçılığın ne kadar saçma bir şey olduğunu o kadar sade ve güzel anlatmış ki günümüz zihniyetlerinde, ideolojilerinde gerçekten bir amaç olmadığı başlarındakinin birbirinin üzerinden geçinmesine verilen küçük bir mesaj da çok vurgulayıcı olmuş Edward Norton yine büyük oynamız film kesinlikle tavsiye edilir insana bir şey katan filmlerden.
    NEÇİRVAN
    NEÇİRVAN

    Takipçi 88 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    27 Aralık 2019 tarihinde eklendi
    edward ın oyunculuğu göz dolduruyor. çok beğendim. sıkılmadan izlenebilecek bir film. herkese tavsiye ediyorum. ırkçılığın öfkenin, kinin bir hastalık olduğunu en iyi şekilde bize gösteriyor. adaletin eşitliğin ve iyiliğin olduğu güzel günlere..
    Selami T.
    Selami T.

    Takipçi 47 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    1 Şubat 2018 tarihinde eklendi
    Filmi iki kere izledim. Sevgili sinema severler her saniyesi, ve her diyalog hiç bir boş şey bulamazsınız filmde film mükemmel mesaj veren filmlerin başını çekiyor çok kelimeye gerek kaldır kıçını ve git izle
    Nefret yüktür. Hayat sürekli kızgın yaşanmayacak kadar kısa. David Mckkenna
    COMİNG OF AGE
    sinema
    1 ziyaretçi
    5,0
    11 Aralık 2017 tarihinde eklendi
    başlarda siyahi insanlara hakaret amaçlı olarak çekildiğini düşündüğüm için araba çalma sahnesinden sonra filmi izlememiştim sonra izlediğim de aslında siyahilere yapılan ikinci sınıf ırk muamelesinin her gün yaygınlaştığını ve bu duruma dikkat çekmek için yapılan bir film olduğunu anladım filmi beğenme sebebim de bu ama beğenmediğim tarafı siyahilerin kötü olduğunu düşündürmeye çalışması olarak başlamasını sevmedim sonra toparlayıp asıl suçlunun siyahi insanlar olmadığını belirtmesi filmi izlene bilir hale getirmiş çok gerçekçi oynadığı için banyo sahnesinde kafasını gerçekten duvara vurdular mı diye düşünmüştüm eski bir film olsa da ölmeden önce izlenmesi gereken filmlerden
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    12 Ocak 2017 tarihinde eklendi
    IRKCILIK ÜZERİNE YAPILMIŞ GELMİŞ GEÇMİŞ EN BÜYÜK SİNEMA OLAYI 10 ÜZERİNDEN 10

    Tony Kaye 8 Temmuz 1952 yılında Londrada doğmuştur.Yönetmen, görüntü yönetmeni, yapımcı, senarist, aktör, yazar, şair, şarkıcı, söz yazarı ve ressamlık gibi işlerle uğraşıyor.İlk sinema filmi American History X oldu.Bu filmin montaj hakları elinden alınmış ve filmin sonu kendi istediği gibi değil yapım şirketinin istediği gibi bitmiştir.Bu olaydan sonra New Line Cinema yapım şirketi ile kanlı bıçaklı olmuştur.Birçok reklam filmlerinde yönetmenlik yapmıştır.4 uzun metraj filmi ardır.Bunlardan bir tanesi belgsel filmdir.En son filmi ise 2011 yılında çektiği müfreze filmidir.2002 yılında çekmiş olduğu ancak kayıp olan Snowblind filmi vardır. D&AD’nin 50. yıl ödüllerinde tüm zamanların en çok ödül kazanan yönetmeni olarak onurlandırılmıştı. Kaye 1996 yılında Vauxhall Astra için yaptığı reklamda iki bin bebek kullanarak Guinness Rekorlar Kitabı’na girmişti. Tony Kaye, dokuz saatten az bir sürede 175 farklı reklam filmi çekerek dünya rekoru kırmayı hedefliyor.

    filmimize gelirsek
    YAPTIKLARIN SANA İYİ BİR YAŞAM SUNDU MU? İnsanlığın büyük sorunlarından biridir, ırkçılık. Yönetmen Tony Kaye, bu filmle ülkemizde de son zamanlarda iyice artan ırkçılığın psikolojik ve sosyolojik yanlarına ışık tutuyor ve bu ırkçılığın doğurduğu sonuçları bir ders niteliğinde bize sunuyor. Öte yandan Edward Norton oyunculuğuyla kendisinin ne kadar büyük bir aktör olduğunu izleyenlere bir kez daha göstermiş oldu. Oynadığı rolü yaşıyordu adeta. Bir diğer başrol Edward Furlong da çok iyi oynadı. Abi-kardeş ilişkisini başarılı yansıttıklarını söylemeliyim. Filmin imdB puanı 8,6 ki bu puanı sonuna kadar hak ediyor. Film iki zamandan oluşuyor. Şimdiki zaman renkli gösterilirken, geçmiş siyah-beyaz gösteriliyor. Bu da gayet güzel bir detay. Bilindiği üzere Amerika'da siyah-beyaz ayrımcılığı ezelden beri yapılır. Amerikalılara şöyle bir algı aşılanır inceden inceye : "Zenciler vergi vermeyen tehlikeli insanlar ve biz onları yok yere ülkede tutuyoruz. Biz maddi sıkıntılar yaşarken devlet bunlara titizlikle yardım ediyor. Bunlar ise nankörlük edip illegal işler yapıyorlar." Kahramanımız Derek de bu algının kurbanı bir beyazdır. Kendisine bu algıyı aşılamaya çalışan babasının zenci mahallesinde hayatını kaybetmesiyle içinde biriken o "algı"nın bu olayla birlikte dışavurulmuşluğunu görüyoruz. Bunların sonucunda Derek yepyeni bir kimlikle bambaşka biri oluveriyor. Bu yeni kişi, kendilerinden olanları artık sadece sevmez, gurur duymaya da başlar. Bu gurur faşizmin en belirgin özelliklerinden biridir. Bir diğeri de kibirdir. Bu kibirle birlikte kendilerinden olmayanları aşağılama isteği duymaya başlanır. Onlara her zaman "yabancı" muamelesi yapılır. Onlara asla bir sevgi besleyemez ve çoğunlukla onlardan nefret edilir. Filmi izledikten sonra şimdi anlatacağım kısmı daha iyi anlayacaksınız... Şayet fanatik bir beyaz, bir zenciyi öldürmeye kalksa, işi yaparken kurbana derin bir nefret duyarak yapar. Yaptıktan sonra ise vicdan azabından çok yaptığı işle gurur duyar. Çünkü bir "böcek" öldürmüştür, insan değil. Kendini bir kahraman olarak görür. Tüm bunlar kaçınılmazdır. Aslında daha başka bir faktör de vardır : EGO. İnsanların faşizme olan tutumlarını belirleyen unsurlardan biridir ego. Çünkü faşizm, insanın egosunu tatmin edebilecek yegane düşüncedir. Devletin aşıladığı algı, kişilerce geliştirilip aşırıya kaçırılır. Bu yeni düşünce ise oldukça yanlış ve tehlikelidir. Çünkü iş çığırından çıkmıştır. Yeni düşünceler çoğunlukla şu şekildedir ve her ülkenin fanatiklerince benimsenmiştir. "Bu vatan bizim mi yoksa o soysuzların(azınlıkların) mı? Yüce atalarımızı, şanlı tarihimizi ne çabuk unuttuk? Bizle o aşağılık insanlar asla eşit olamaz. Biz kendi ülkemizde köpekler gibi çalışıp gıkımızı çıkarmazken bu asalaklar hem sosyal yardım alıyor hem de yok yere anarşi çıkartıyor. Buna göz mü yumalım? Bizim insanlarımızın en ufak suçunda büyük cezalar kesilirken bu böcekler onlarca suç işleyip sokaklarda elini kolunu sallaya sallaya gezebiliyor. Bu şaka mı? Vergi vermezler, polisimizle çatışırlar, kanun kaçağıdırlar, yasadışı işler yaparlar. Onları neden sevelim ki?" Filmde devamlı bu tip sosyal vurgulara tanık oluyoruz. "Şimdi dinleyin, zencilerden nefret edeceğiz, bugün yapacağımız sadece bu. Zencilerden nefret edeceğiz, oturup tüm gün zencilerden nefret edeceğiz. Zenci nedir bilmem ama yine de onlardan yine nefret ediyorum."bu replik aslında oldukça manidar. Irkçılık onların bilinciyle iliklerine işlemez, "bazı güçler" ırkçılığı onlar farkında olmadan kafalarına sokar. Nefret ettikleri kimseleri aslında pek tanımaz, onlara ÖNYARGI ile yaklaşırlar. Filmde tabi azınlıkların(ya da sadece zencilerin diyelim) asıl sosyal durumuna ve hükümet oyunlarına değinilmedi. Çünkü yönetmen konuyu genel olarak muhafazakar bir yapıda işledi. Ve sarsıcı final sahnesiyle kafaları bulandırıp, ırkçılığa açık kapı bıraktı. Finali şöyle bir mesaj verir gibiydi "İyi zenciler de var. Kötü zencilerden nefret etmekte belki haklısın ama yine de şiddete başvurmamalısın." Öte yandan ırkçılığın şiddet eğilimi muazzam yansıtıldı filme. Zaten genel olarak şiddet karşıtlığı üzerine kurulu bir filmdi. American History X(1998), ırkçılığı en iyi anlatan filmlerin başında gelir. Her ne kadar bu sorunun sadece ezen kısmına odaklansa da.. En sevdiğim filmler arasında yer alan bu film mutlaka izlenmesi gereken bir başyapıttır, herkese "şiddetle" tavsiye ederim. "Galiba size öğrendiklerimi anlattığım yer burası, sonuç kısmı değil mi? Sonuç şu : Öfke bir yüktür. Hayat sürekli kızgın yaşanmayacak kısadır. Buna kesinlikle değmez. Biz düşman değiliz, dostuz. Düşman olmamalıyız, hırslarımız zorlayabilir ama yürek bağlarımızı koparamayız. Hafızamızın gizemli yolları, tekrar aşıldığında canlanacak ve tabiatımızın iyi yönlerinin yanında olacaktır." FAŞİZM HASTALIKTIR! 9/10
    YılmazPütün
    YılmazPütün

    Takipçi 51 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    10 Mart 2016 tarihinde eklendi
    Edward Norton2un daha hiç kötü filmini görmedim. Bu da cok iyi filmlerinden bir tanesi kesinlikle izlenilmesi gereken bir film. Bu film size bir şey anlatıyor bir derdi var bu filminin..!
    Mehmed K.
    Mehmed K.

    11 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    25 Ocak 2016 tarihinde eklendi
    Irkçılığın ne denli iğrenç olduğunu gösteren muhteşem bir film. 10 üzerinden 8 veriyorum. Film adının tercümesi de ilginç geldi :)
    sinema
    1 ziyaretçi
    5,0
    2 Ağustos 2015 tarihinde eklendi
    Antisemitizm ve Neo - Nazi düşüncelere sahip olan Derek hırsızlık yapmak için gelen zencileri acımasızca öldürür ve akabinde hapse girer. Hapiste başından geçen olaylar neticesinde katlanılması zor olan şeyler başına gelir ve fikirlerinde keskin bir değişim oluşur. Edward Norton karanlıktan aydınlığa doğru uzanan bu yolda keskin dönüşü mükemmel şekilde ifade ediyor, eline Oscar değmemiş olan aktör tartışılmaz derecede her yeni filminde oyunculuğunun üstüne koyarak ilerliyor bu müthiş bir grafik. Filmin faşist düşüncelere karşı koyarak noktalanması gönüllerde taht kurdurtuyor. Bazı sahnelerin ifadesi gerçekten güç, izlendikçe seyirliği artan, mükemmel göndermelerde bulunan film kesinlikle bir başyapıt. Yaşasın Martin Luther King ve fikirleri.
    mali
    mali

    Takipçi 79 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    1 Mart 2015 tarihinde eklendi
    Bu film kesinlikle izlenmeye değer. Her ne kadar akıcı bir film olmasa da vermiş olduğu mesajı çok doğru bir şekilde perdeye aktarmışlar bizlere de izlemek düşer. Bir kaç olumsuz faktör dışında izlenebilirliği olan bir yapıttır.
    esrasnll
    esrasnll

    Takipçi 29 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    3 Aralık 2014 tarihinde eklendi
    Seneler önce izledim ama hala etkisinde kaldım bir Başyapıt. Izlemeyenlere Şiddetle tavsiye ediyorum.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top