Hesabım
    Amarcord
    Ortalama puan
    3,7
    51 Puanlama
    Amarcord hakkında görüşlerin ?

    11 Kullanıcı yorumları

    5
    1 Eleştiri
    4
    7 Eleştiri
    3
    2 Eleştiri
    2
    1 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.094 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    10 Mayıs 2022 tarihinde eklendi
    Senaryosunu da, Tonino Guerra ile beraber yazan usta sinemacı Federico Fellini'nin yönetmen koltuğunda oturduğu “Amarcord”; komedi unsurları bünyesinde barındıran bir dönem draması olarak geliyor karşımıza...

    Gelin isterseniz, hikaye olarak filmin ana karakterlerinden genç Titta'nın; büyüdüğünde avukat olmasının yanı sıra filmin anlatıcılığını da üstlenen Fellini'nin çocukluk ve yetişkinlik günlerindeki kadim dostlarından Luigi Titta Benzi'nin yarı otobiyografisinden yola çıkılan bu filme, 1080p formatındaki pırıl pırıl bir "Criterion Collection" Blu - Ray kopyası aracılığı ile biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Rimini yakınlarındaki bir kasaba olan Borgo San Giuliano'da; rüzgarda uçuşan kavak polenleri, baharın gelişini müjdelemektedir...

    Erkekler bölümünü Aurelio'nun (Armando Brancia) kadınlar bölümünü ise, kasabanın popüler kadınlarından "Gradisca" lakaplı Ninola'nın (Magali Noël) işlettiği berber salonundaki herkes akşamki; ülkemizdeki Nevruz kutlamalarını anımsatan, Giudizio'nun (Aristide Caporale) tutuşturacağı şenlik ateşi gösterisine hazırlanmaktadır...

    ***

    An itibarıyla, kimler gelmemiştir ki meydana...

    Kasabanın fahişesi Volpina'dan (Josiane Tanzilli) sinema işletmecisi Ronald Colman'a (Mario Liberati) ve Lallo'dan (Nando Orfei) Cicco'ya (Fernando De Felice) kadar bütün kasaba oradadır...

    Bitime doğru motosikleti ile Scureza'da (Mario Del Vago) şenliğe dahil olur...

    Bitimdeyse bir Avukat yani yukarıda da adını vurguladığımız Luigi Titta Benzi (Luigi Rossi); kasabanın, M.Ö. 268'lere dayanan tarihi hakkında bilgi vermektedir...

    ***

    Gigliozzi (Bruno Lenzi) ve Aldina Cordini (Nella Gambini) gibi öğrenciler ile öğretmenler (Nando Villella - Marcello Bonini Olas - Dante Cleri - Mario Silvestri - Fides Stagni); sınıflarının duvarında, Mussolini'nin portresinin bulunduğu okulun bahçesinde, topluca bir hatıra fotoğrafı çektirmektedirler bir fotoğrafçıya (Mario Milo)...

    Derslerdeki sahneler de resmen birebir, Ertem Eğilmez'in "Hababam Sınıfı" serisi kadar eğlenceli bir kıvamdadır...

    ***

    Evlerindeki bir yemek sahnesinde, bir gece önce sinemanın balkon kısmındayken salon da oturmakta olan Bay Biondi'nin şapkasına çişini yapan Titta'nın (Bruno Zanin); birbirleriyle sürekli tartışan babası berber Aurelio ve annesi Miranda (Pupella Maggio) ile küçük kardeşi Oliva (Stefano Proietti), dayısı Lallo ve bulduğu her fırsatta boş bir odaya geçerek gaz çıkartan büyükbabası (Giuseppe Ianigro) ile tanıştırılırız...

    Elbette Lallo'nun sulanmaktan kendini alamadığı Miranda'nın evdeki yardımcısı Gina'yı da atlamayalım...

    Sinema demişken de, kasabanın sinemasında; baş rollerini Fred Astaire ve Ginger Rogers'ın oynadıkları "Follow the Fleet" (1936) filminin afişinin, neredeyse gözümüze sokulduğunu fark ederiz...

    ***

    Tütün satıcısı kadın (Maria Antonietta Beluzzi) ve vahşi bir aslana benzettiği matematik öğretmenini (Dina Adorni) hayal ederek mastürbasyon yaptığını itiraf edemeyen Titta, annesinin zoruyla uğradığı kilise de Peder Balosa'ya günah çıkartmaktadır...

    Zaten Volpina ve Gradisca ile Aziz Antonio günündeki bisiklete binen kadınlardan da asla söz edemezdi...

    Böyle olunca da geriye, incir çekirdeğini dahi doldurmayan birkaç gereksiz ıvır zıvır günah kalıyordu...

    ***

    Derken sıra...

    Roma'nın kuruluşunun yıl dönümü olan 21 Nisan tarihindeki, kara gömlekli faşist müfrezelerce yapılan kutlamalara gelir...

    Ancak evin bahçe kapısını kilitleyen Miranda; faşistleri tehlikeli bulması sebebiyle, o gün için kocasının dışarıya çıkmasını istemektedir...

    Üstelik bu korumacı tavrını Miranda, her türlü faşist eylem esnasında tekrarlamaktadır...

    Ama gel ve gör ki, kendi kardeşi Lallo'da o faşistlerden biridir...

    Fakat daha da önemlisi, faşistler gece barda kutlama yapıp bilardo oynarlarken kasabanın elektriklerinin kesilmesi ve gizli bir yerde çalınan bir plaktan, komünizmin simgelerinden olan Enternasyonal Marşının yükselmesidir...

    Nihayet müzik sesinin çan kulesine yerleştirilen bir gramofondan geldiği anlaşılır ve topluca ateş açılarak susturulur...

    ***

    Uzatmayalım...

    Aynı faşistler, "Mussolini böyle devam ederse, bilemiyorum" diyen Aurelio'yu; bu sözleri ve gramofon hakkında sorgularlarken müshil yağı içmeye de zorlamışlardır...

    Dakika 53...

    Vizyona girdiği yıl sinema salonunda izlediğimiz bu sinema klasiğinin geride kalanında sizleri, Nino Rota'nın müziklerinin damgasını vurmaya devam ettiği 70 dakikalık bir kısım daha bekliyor olacak...

    Keyifli seyirler,

    Son bir not:
    Çocukluk yıllarımızda, peş peşe sunulan filmlerinin tam anlamıyla tiryakisi haline geldiğimiz; dublaj seslendirmelerini Erol Günaydın ve Altan Erbulak'ın yaptıkları "Yavru ile Katip / Franco & Ciccio" serisinin Katip'i Ciccio Ingrassia'yı, Titta'nın akıl hastanesinde yatmakta olan amcası Teo rolünde görmek de son derece heyecan verici bir nostaljiydi...
    Uzm. Psk. Müjgan Pekçetin
    Uzm. Psk. Müjgan Pekçetin

    1 değerlendirme Takip Et!

    4,5
    2 Eylül 2021 tarihinde eklendi
    Amarcord filminin karakterlerinin evrensel bir yanı var. Haliyle biz de kültürümüzden, belki kendi evimizden noktalar bulduk. Filmdeki akış, devamlılık içeren konulardan ziyade yönetmenin filmi anlatış biçiminden geliyor. Fotografik anlatı da bize kar yağışını hissettiriyor...
    adovic
    adovic

    102 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    20 Haziran 2010 tarihinde eklendi
    fellini filmlerinin ayrı bır tadı var amac yok sonuc yok hatta akılda kalan ya surası can alıcıydı dıyebılecegınız bır sahne bıle yok ama oyle bır sıırsel anlatımı varkı sankı bırı karsınızda bır sıır okuyorda sızde dalmıssınız gıtmıssınız ole bır tarzı var bu adamın bu nedenle kımı ıcın vakıt kaybı kımı ıcın basyapıt olması bundandır heralde sadece fılm ızlemek ısteyenler ızlesın
    ffergan
    ffergan

    117 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    2 Mayıs 2010 tarihinde eklendi
    Yıllar önce bu filmi övmüştüm! pek detaylı izlememiştim,ama geçen zamanda tekrar izledim.Fellini hayranı biri olarak yazacağım şu;en vasat filmlerinden biri.
    beck31
    beck31

    Takipçi 1.383 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    11 Mart 2010 tarihinde eklendi
    Fellini nin erken gençlik dönemleri ve hayallerini anlattığı, olağanüstü detaylarıyla fazlasıyla büyülüyen unutulmaz filmlerinden, hatta bana göre en iyi Fellini filmidir.10/10
    makiddin
    makiddin

    24 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    13 Şubat 2010 tarihinde eklendi
    Fellini gibi büyük bir usta söz konusu olunca insan ister istemez kendini çok ağır bir filme hazırlıyor. fakat bu filmde karşılaştığımız şe sımsıcak bir yaşam hafif keder çoğunlukla is neşe. fellini bunları syerciyi kasmadan ve hiçbir avartıya gitmeden başarıyor. usta gerçekten neden usta olduğunu anlatıyor bize. ayrıca çok yerde kahkahalarla güldüm izlerken. günümüz komedi filmlerine taş çıkaracak cinsten.
    zdsalbury
    zdsalbury

    29 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    8 Şubat 2010 tarihinde eklendi
    Defalarca seyrettiğim bir film...Tüm zamanların en iyi filmleri sıralamasında Bisiklet Hırsızları filminden sonra 2.Sırayı alan bir film..Küçük bir çocuğun gözünden Mussolininin yükseliş dönemini anlatıyor ve büyüme sancıları içindeki çocuğun ergenlik hayalleri çok güzel verilmiş..Hele İtalyan sinemasında bizde Yavru ile Katip diye tanınan serinin Katibi Ciccio İngrassianın deli amca rolünde görülmesi ayrı bir güzellik..Kısacası harika bir film..
    naked-soul
    naked-soul

    Takipçi 561 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    26 Eylül 2008 tarihinde eklendi
    ben galiba fellininin sinemasına asla alışamayacağım:((dünya sinemasının ustalarından biri olarak gösterilen büyük yönetmen federico fellini ,yi rome filmiyle tanımıştım ancak birbirnden kopuk hikayelerin içiçe girdiği hissine kapılınca dayanamayıp sıkıldığımdan yarıda kapatmıştım filmi. geçen gün de yönetmenin başyapıtı olarak nitelendirilen Amarcordu seyrettim ve ne yazık ki beklediğimi bulamadım:(yani hoş ve sıcak bir film bu bir gerçek ancak hepsi bu kadar benim için. yine konular darmadğındı tam bir yere adapte olmuşken konu başka bir hikayeye kayıyordu.dedim ya fellininin sinemasına alışamayacak gibiyim...
    rosetta
    rosetta

    Takipçi 70 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    11 Mart 2008 tarihinde eklendi
    faşist musollini italya’sında geçen film,bahar şenlikleri ile başlayıp bir yıl sonrasına kadar giden sıcacık bir hikayeye sahip.filmin sonu biraz dramatik olsada tam bir kendini iyi hisset filmi.ustanın önünde eğiliyorum tekrar..
    dirensar
    dirensar

    70 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    20 Ağustos 2007 tarihinde eklendi
    Cok hos , sicak bir film o aile ve kasaba ortami insani sariyor.
    E-M-R-A-H
    E-M-R-A-H

    Takipçi 3 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    10 Mayıs 2007 tarihinde eklendi
    Bana göre Fellinin en iyi 2.filmi(1.si tabiki Sekiz Buçuk) fakat en kişisel olanı.Film yönetmenin çocukluğunun geçtiği Rimini şehrindeki 'hatırladıklarından' yola çıkıyor...
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top