Kadınlar
Yazar: Ali ErcivanBir tiyatro oyunundan 1939 yılında George Cukor yönetmenliğinde sinemaya uyarlanmış aynı adlı filmin yeniden çevrimi olan Kadınlar, televizyon kökenli yazar Diane English'in ilk yönetmenlik denemesi. Meg Ryan ve Annette Bening'in başını çektiği kalabalık bir oyuncu kadrosunun rol aldığı filmin en dikkat çekici özelliği, içinde tek bir erkek olmaması (sevimli finalini saymazsak).
Sadece diyaloglu rollerden bahsetmiyorum. Filmde figüran olarak arka planda, sokakta yürürken veya ofiste çalışırken bile tek bir erkek görmeniz mümkün değil. Hikayenin parçası olan ve filmde bahsi geçen birkaç erkek karakterin, seslerini bile duymuyoruz. Kadınlar adlı bu yapımın en dikkat çekici ve eğlenceli özelliği bu. Bundan daha iyi herhangi bir fikir de yok zaten içinde. Ve o fikir de kökeni olan oyundan kaynaklanıyor; bu yeniden çevrime özel bir şey değil.
Hayatını rayına oturttuğuna inandığı için artık pek bir şey için çaba göstermez hale gelen Mary Haines adlı bir kadın, günün birinde elindeki neredeyse her şeyi kaybettiğini anlıyor kısaca. Öyküyü tetikleyen ise, kocasının bir tezgahtar ile ilişkisi olduğunu öğrenmesi. Mary ve çevresindeki farklı yaş gruplarından kadınların, tek başlarına ayakta kalma hikayeleri anlatılıyor aslında Kadınlar adlı bu filmde.
Yer yer gerçekten çok eğlenceli anlar yakalayan filmin en büyük kozu, oyuncu kadrosu. Annette Bening ile Debra Messing'in özellikle çok keyifli performanslar verdiğini; ufak rollerinde Cloris Leachman ve Bette Midler gibi iki usta oyuncunun özellikle çok başarılı olduklarını söyleyebiliriz. Meg Ryan ile ilgili son dönemdeki görüşlerimi daha önce yazma fırsatım olmadıysa, bu vesileyi iyi değerlendireyim:
Özellikle estetik ameliyatlarla ilgili bu kadar yoğun eleştirel esprinin yer aldığı bir filmin başrolünde, artık daha ziyade Joker'e benzemesine sebep olan botokslu dudakları ve geçirdiği tüm diğer operasyonların etkileriyle deforme olmuş yüzüne bakmak gerçekten insanın yüreğini paralıyor. Bu noktada, en ucuz klişeye başvurmak ve "Ne güzel komşumuzdun sen Meg Ryan abla" demek geliyor içimden. Kendine bunu niye yaptın?
Ancak filmin Meg Ryan'ın suratının halinden daha ciddi sorunları var. Çok formüle edilmiş, çok hesaplı diyalogları ve yapısı sebebiyle bir şekilde yaşamayan, gerçekçi olamayan bir film bu. Modern kadının gerçek sorunlarına oldukça yüzeysel bir şekilde değiniyor Diane English. Zekice olmak üzere tasarlanmış diyalogları ve yeterince dinamik olmayan senaryosuyla ağır aksak ilerleyen, hantal ve sadece lafa dayalı olduğu için de fazlasıyla teatral bir film olarak kalıyor. Televizyon kökenli Diane English (zamanında 37 bölüm Murphy Brown yazmış), bir dizide pekala işleyecek olan diyalog ve trüklerin, bir sinema filminde işe yaramayacağını görememiş sanki.
Buna rağmen, oyuncuların da çabaları sayesinde, gayet keyifli kısımları olduğunu söylemek gerek Kadınlar'ın. Özellikle final sahnesi oldukça güldürüyor. Dolayısıyla, kaçınılması gereken bir film olarak görmüyorum. Vakit geçirmek için tercih edilebilecek, özellikle kadın izleyiciyi memnun da edebilecek bir film aslında. Ama bunca yetenekli ismin altına imzasını attığı, klasik bir sinema eserinin yeniden çevrimi olarak yeterince iyi bir film değil. Karton karakterleri ve tüm kadın dostluğu filmi klişeleriyle, boş bir eğlencelik sadece.