Wanted
Yazar: Ali ErcivanRus yönetmen Timur Bekmambetov'un önceki filmlerinden Gece Nöbeti, birkaç ilginç görsel efekt dışında orijinallik içermeyen, gayet vasat bir filmdi kanımca. Ama bir kısım seyirci gibi Amerikalı yapımcıları da yeni bir soluk olduğuna ikna etmiş olmalı ki yönetmen, Wanted ile Hollywood'a transferini gerçekleştirdi (hedefinin en başından beri bu olduğuna inanıyorum doğrusu).
Bekmambetov'un sinemasında daha önce gerçekten özgün herhangi bir şey bulamamış olsam da, Amerikalı olmayan bir gözün, standart Hollywood aksiyon sineması kalıbının dışına kendiliğinden çıkabildiğini kabul ediyorum. Sanırım Wanted'ın özellikle ABD'de çok olumlu eleştiriler alıyor olmasının temel sebebi de bu. Ve tabii bir de çıkış noktası, özellikle de erkek seyircisine vaadi.
Film gerçekten son derece iyi yazılmış ve uygulanmış bir ilk perdeyle açılıyor. Abartılı ama şık bir aksiyon sahnesinin ardından, ana karakterimiz Wesley'yi tanıyoruz. Wesley, son derece sıradan biri. Boğucu bir ofis işinde çalışıyor. Hayatından memnun değil; daha fazlasını istediğini, hak ettiğini düşünüyor ama gidişatı değiştirmek için en ufak çaba sarf etmiyor. Kaderine teslim olmuş. Filmin genel aşırılığından nasibini almış bir grafik üslupta tanımlanan Wesley'nin hayatı, buna rağmen hemen herkesin kolaylıkla özdeşleşebileceği bir şekilde perdede vücut buluyor. Özellikle çalışma hayatındaki erkek seyircinin kendini kısa sürede Wesley'nin yerine koyması kaçınılmaz.
Ve aniden ortaya çıkan bir afet (bu örnekte Angelina Jolie), size bir çıkış yolu gösteriyor. Heyecanla, adrenalinle, macerayla dolu bir hayat fırsatı. Wesley için hayatını anlamlı, biz seyirciler içinse önümüzdeki bir buçuk saati keyifli geçirmenin vaadi bu. Gerçekte elimize geçmesi mümkün olmayan bir hayatı, Wesley aracılığıyla deneyimleme şansı.
Dolayısıyla, seyircinin genel olarak olumlu tepki vereceğini bekleyeceğimiz bir film Wanted. Seyirciyi kendine bağlamak için çok iyi tasarlanmış bu girişin ardından, gayet eğlenceli bir film olarak devam ediyor. En azından bir süre; Wesley eğitimini tamamlayıp kiralık katiller masonunun bir parçası olana kadar. Sonra, belki de kaçınılmaz olan gerçekleşiyor. Wanted, klişelerle ilerleyen, tahmin edilebilir, sıradan ve öyküsü zayıf bir aksiyon filmine dönüşüyor.
Son yıllarda bu türün en başarılı filmleri, hep belli bir gerçeklik hissini seyirciye geçirmeye, katı bir gerçekçiliğe bizi ikna etmeye çalıştılar. İnsanlar artık Jason Bourne'un maceralarından zevk alıyor; Iron Man gibi, tüm fantastik öğelerine rağmen gerçekçi bir atmosfer kurmaya çalışan ve kendini haddinden fazla ciddiye almayan süper kahraman filmlerine akın ediyorlar. Güncel bir örnek olarak, bunların tam zıttı noktada duran Speed Racer gibi uçuk kaçık filmler, yetişkin seyirciye çocukça geliyor artık.
Wanted, iyi bir çıkış noktası kurduğu için oyuna avantajlı başlıyor. Ama genelinde ne kadar abartılı bir üslubu olursa olsun, hikayedeki gerçeküstü unsurları (hedeflerin isimlerini ilmik ilmik kumaşlara işleyen, kaderin aracı olarak tasarlanmış bir kumaş tezgahı gibi) kolay kabullenilir bulmuyorum. Ve giderek daha tahmin edilir hale gelip sıradanlaştıkça, geçen seneki Hepsini Vur'un (Shoot 'Em Up) daha büyük bütçeli bir versiyonuna dönüşüyor sadece. Hem de kendini daha fazla ciddiye aldığı için, aynı ölçüde eğlenceli bile olamadan.
Oyunculuklar genel olarak tatmin edici. Son yılların en yetenekli birkaç genç oyuncusundan James McAvoy'un, kendisini daha geniş kitlelere tanıtacak bu fırsatı mükemmel bir şekilde değerlendirdiği filmde, Angelina Jolie güzel gözükmekten, Morgan Freeman ise kendini tekrarlamaktan fazlasını yapmıyor. Ama bu isimler, ortalama bir gayretle bile bir aksiyon filmini sınıf atlatmaya yetecek potansiyele sahipler sonuçta. Yan rollerde Terence Stamp ve Thomas Kretschmann gibi karizmatik isimleri izlemek de cabası. Meraklısına, Bekmambetov'un sürekli oyuncuları da arz-ı endam ediyorlar.
Film bittiğinde Wesley'den farklı olarak biz gerçek hayatlarımıza geri döneceğimiz için, sıradan insanlara sunulan bu macera dolu hayat fırsatının bedeliyle yüzleştirmeden bırakmıyor bizi filmin yaratıcıları. Salondan, fazla hayallere kapılmadan ama en azından sıradan hayatlarımıza mahkum olmadığımızı, bazı şeyleri değiştirmenin elimizde olduğunu düşünerek çıkmamız isteniyor. Amaçlanan etki, muhtemelen çoğu seyircide yakalanacaktır da. Ama sinemasal olarak, başladığı kadar güçlü ilerlemeyen, kalburüstü bir aksiyon filmi sadece Wanted.