Beyazperde
Hesabım
Ortalama puan
4,0
228 Puanlama
Üçüncü Sayfa hakkında görüşlerin ?
5
7 Eleştiri
4
16 Eleştiri
3
3 Eleştiri
2
2 Eleştiri
1
0 Eleştiri
0
0 Eleştiri
Sırala
Filtrele:
Hepsi
DİKKAT SPOİLER İÇERİR!
Şöyle yorumlar baştan bir okudum ve açıkçası çok üzüldüm. Böyle sanatsal bir eserin ardından böyle gelmesi beni üzdü. Adı üzerinde yazdığınız yazıları eleştiri diye giriyorsunuz ve yapılan yorumlar filmi değerlendirmekten çok yoksun.
Ben çok iyi bir film eleştirmeni falan değilim. Lakin en azından elimden geldiğince filme yapıcı eleştiri yapmaya çalışabilirim. Ki bunu hepiniz yapabilirdiniz.
Yönetmen bildiğimiz üzere varoluşçu bir felsefeyi sahipleniyor ve filmlerinde de bunu çok iyi işliyor. Seçtiği karakterler hep toplumdan ötekileştirilmiş insanlardan oluşuyor.(Albert Camus - Yabancı) Ve yaptığı insan tahlillleri çok gerçekçi,küfürleriyle beraber.
Onun dışından oyunculuktan bahsetmiyorum bile...
Demirkubuz'un filmlerinde en çok dikkati çekenler de bir kapıların ikide bir açılması(masumiyete göre bu film de daha az) ve iki de kapalı bir ortamda dış ortam seslerinin gelmesi. Bunun ne anlama geldiğini bilen olur ve yazarsa çok memnun olurum.
Film gayet sıkıcı geliyor insana. Olaylar çok yavaş gerçekleşiyor çünkü. Bu da aslında yönetmenin seçimi. Çünkü bu uzatmalarla da gerçeği yansıtıyor. Bu şekilde toplumdan ötekileştirilmiş ve maddi olarak kötü durumda olan insanların hayatları zaten pek renkli değil.
Benim diğer dikkatimi çeken nokta da başrol oyuncumuzun özgüveni. Bence gördüğü kadına bu kadar kısa sürede aşık olmasının iki sebebi vardı. Bir, kadının ona yardım etmesi iki, özgüveni. Gördüğümüz üzere karakterimizin özgüven çok düşüktür, hatta yoktur. Ve güzel bir kadın görünce ona bağlanma eğilimini de arttırmıştır bu özgüven eksikliği. İki de kadının yardım etmesi, hayatında yaşadığımız başrol oyuncusu, toplumda hep itilip kakılırken bir kadın ona can-ı gönülden yardım etmektedir. Bu da karakterimizin bağlanma eğilimi arttırır. Bunlar aynı zamanda toplumdan dışlanmış insanların nasıl da bağlanma ihtiyacı hissettiğinin bir göstergesidir.
Diğer bir nokta da, kadının adamı kandırması: Bence adamın güçsüz ve silik bir karakter olduğunu gören kadın ondan hoşlanamazdı zaten. O onun güçsüz olmasını kullandı. Derdini anlatacağı ve onun için her şeyi yapmayı hazır bir insan bulunmaktadır sonuçta yanında.
Başta bahsettiğim gibi bu filmin kapsamlı eleştirisini yapmak mümkün değil. Son olarak, (yaptığınız eleştiri şeklini de göstermesi açısından) Zeki Demirkubuz kesinlikle takip edilmesi gerekilen bir yönetmen. spoiler:
Şöyle yorumlar baştan bir okudum ve açıkçası çok üzüldüm. Böyle sanatsal bir eserin ardından böyle gelmesi beni üzdü. Adı üzerinde yazdığınız yazıları eleştiri diye giriyorsunuz ve yapılan yorumlar filmi değerlendirmekten çok yoksun.
Ben çok iyi bir film eleştirmeni falan değilim. Lakin en azından elimden geldiğince filme yapıcı eleştiri yapmaya çalışabilirim. Ki bunu hepiniz yapabilirdiniz.
Yönetmen bildiğimiz üzere varoluşçu bir felsefeyi sahipleniyor ve filmlerinde de bunu çok iyi işliyor. Seçtiği karakterler hep toplumdan ötekileştirilmiş insanlardan oluşuyor.(Albert Camus - Yabancı) Ve yaptığı insan tahlillleri çok gerçekçi,küfürleriyle beraber.
Onun dışından oyunculuktan bahsetmiyorum bile...
Demirkubuz'un filmlerinde en çok dikkati çekenler de bir kapıların ikide bir açılması(masumiyete göre bu film de daha az) ve iki de kapalı bir ortamda dış ortam seslerinin gelmesi. Bunun ne anlama geldiğini bilen olur ve yazarsa çok memnun olurum.
Film gayet sıkıcı geliyor insana. Olaylar çok yavaş gerçekleşiyor çünkü. Bu da aslında yönetmenin seçimi. Çünkü bu uzatmalarla da gerçeği yansıtıyor. Bu şekilde toplumdan ötekileştirilmiş ve maddi olarak kötü durumda olan insanların hayatları zaten pek renkli değil.
Benim diğer dikkatimi çeken nokta da başrol oyuncumuzun özgüveni. Bence gördüğü kadına bu kadar kısa sürede aşık olmasının iki sebebi vardı. Bir, kadının ona yardım etmesi iki, özgüveni. Gördüğümüz üzere karakterimizin özgüven çok düşüktür, hatta yoktur. Ve güzel bir kadın görünce ona bağlanma eğilimini de arttırmıştır bu özgüven eksikliği. İki de kadının yardım etmesi, hayatında yaşadığımız başrol oyuncusu, toplumda hep itilip kakılırken bir kadın ona can-ı gönülden yardım etmektedir. Bu da karakterimizin bağlanma eğilimi arttırır. Bunlar aynı zamanda toplumdan dışlanmış insanların nasıl da bağlanma ihtiyacı hissettiğinin bir göstergesidir.
Diğer bir nokta da, kadının adamı kandırması: Bence adamın güçsüz ve silik bir karakter olduğunu gören kadın ondan hoşlanamazdı zaten. O onun güçsüz olmasını kullandı. Derdini anlatacağı ve onun için her şeyi yapmayı hazır bir insan bulunmaktadır sonuçta yanında.
Başta bahsettiğim gibi bu filmin kapsamlı eleştirisini yapmak mümkün değil. Son olarak, (yaptığınız eleştiri şeklini de göstermesi açısından) Zeki Demirkubuz kesinlikle takip edilmesi gerekilen bir yönetmen. spoiler:
makoncu arkadaşımın dediği gibi '' Toplumumuzdaki yozlaşmayı insanların sırf arzuları uğruna ne kadar alçalabilecekleri'' anlatan ve zeki demirkubuzun izlediğim ilk filmi. Film başarılı olmuş güzeldi.Film hakkında ise cem yılmazın dediği gibi ''bir masum kadın gösterin bileklerimi keseyim''
Toplumumuzdaki yozlaşmayı insanların sırf arzuları uğruna ne kadar alçalabilecekleri benim bu filmden çıkardıklarımdan yalnızca birisi...
Zeki demirkubuz filmlerinden masumiyet-kader kadar etkili değil ama iyi bir film.. başak köklükayanın oyunculuğu çok iyi.. 8/10
Ruhi Sarı ve B.Köklükaya rollerini iyi oynamışlar. Adı gibi gazetelerin 3. sayfalarında hergün görmeye alışkın olduğumuz, çoğu zaman ilgimizi bile çekmeyen sıradan bir konu güzel dramatize edilmiş. Kurgu, hikaye güzel ancak filmin başlangıcındaki 50 Dolar konusu mantıklı ve anlaşılır değil. 'Bir arkadaşın yerine 2 günlük bir işe bakıyordum. 50 Dolar kaybolmuş.' Böyle hikaye ediyor. Ancak mafyatik adamların yanında geçici iş ve nerede kaybolduğu anlaşılmayan ama sadece inanmamızı bekleyen bir kurgu ile başlaması hoş olmamaış.Neyse ki,bu yönüyle film zayıf başlayıp gittikçe güçlü bir kurgu ve hikayeye kavuşuyor. Masumiyet gibi bu filmde de kapanmayan kapı imgesi var. Yenilmişlerin kıyılarından, köşelerinden, diplerden gelen bir çığlık.. Kulak verilsin için. Masumiyetin gerisinde C Blokun ötesinde bir film. 10/8
Demirkubuzun C blok ve itiraf hariç diğer tüm filmlerini beğenmişimdir.Üçüncğ sayfada bozuk kapıları ve konuk oyuncu bilginer ile:) son derece başarılı bir film 7/10
uzun isimli son yorumcu arkadaşıma bir dipnot..
kubuz ,demirkubuz, zeki demirkubuz
kubuz ,demirkubuz, zeki demirkubuz
Klasik bir zeki demirkubuz filmi izlenmesi gereken bir örnek oyuncuların başarılı performansı gözünüze çarpar özellikle başak köklükayanın ki. bu filmden sora filmdeki ruhi sarı ve başak köklükayanın benim için yeri ayrı oldu
guzel fılm cogu yabancı yapımdan ve buyuk butcelı fılmlerden daha ıyı bır yapım 10/8
Demirkubuz sinemasının en güzel örneklerinden biri. Zeki Demirkubuz kendine has üslubunu gene konuşturmuş. Akılda kalıcı sahneleri, süper monologları ve oyuncuların üst düzey performanslarıyla çok başarılı bir yapım. Herkesin izlemeye dayanabileceği bir film değil tabi. Benim gibi Demirkubuz sinemasından zevk alanlar içinse bulunmaz nimet!
Valla ben övüldüğü kadar iyi bir film olmadığına inanıyorum.Konu olarak ezilmiş insanları anlaqtıyor, oyunculuk anlamında da çok başarılı lakin yine de beni daraltıcı bir film izledim.Karanlık sahneler, gereksiz diyaloglar ve filmin konusu olan zincirleme olayların dayanılmaz fazlalığı beni bunalttı.Kötü film değil tabi ama bence arşivlik de değil...6/10
Zeki Demirkubuz bu işi çok iyi yapıyor tüm filmlerini izledim filmlerinde bir esrarengizlik var kapıların kendiliğinden açılması (Dostoyevski) televizyondaki seslerin çekilen sahnedeki olayları yansıtması gibi(kader bıçaklama sahnesindeki arkadan gelen tvdeki konuşma sesleri) birçok özellik var farklı bir yönetmen.
zeki demirkubuz bu filminde varoşlarda geçen aşk öykülerini ve tutunamayan tutunmak için dürüstlüklerinden ödün vermesi gereken hayatları trajedi dolu insanların bodrum katlarındaki tek göz odalı sarı kasvetli ışıklarla bezenmiş hayatlarını etkileyici ve asla unutulmayacak bir şekilde başarılı sinematografi etkileyici oyunculuklarla gösteriyor dostoyevski edebiyatından yoğun olarak yaralanan zeki demirkubuz un bu filmide bu hayranlıktan nasibini almış isa karakterinin raskalnikov o benzeyen bazı noktaları olması üztelik bazı diyalogların suç ve cezada da benzer bir biçimde geçmesi ama bunların hepsi filmin hanesinde bir artıdır bence kesinlikle izleyin kesinlikle
yine bir zeki demirkubuz klasiği.varoşlarda geçen aşk ve sevgi hikayeleri hep ilgimi çekmiştir,demirkubuz ise hep bu konulara değinerek bir izleyici olarak beğenimi kazanmıştır.üçüncü sayfa güzel,akıcı,doğal ve masumiyet’ten sonra izlediğim en iyi demirkubuz filmidir...
zeki abimizden güsel bir film.sadece çekimler pek iyi değil.oyunculuklar başarılı.özellikle ruhi sarı rolünün hakkını vermiş...
- En son Beyazperde eleştirileri
- En İyi Filmler
- Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler