Hesabım
    Seconds
    Ortalama puan
    3,3
    22 Puanlama
    Seconds hakkında görüşlerin ?

    6 Kullanıcı yorumları

    5
    0 Eleştiri
    4
    2 Eleştiri
    3
    2 Eleştiri
    2
    2 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.065 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    18 Şubat 2023 tarihinde eklendi
    Senaryosunu, David Ely'nin aynı isimli romanından (1963) uyarlayarak Lewis John Carlino'nun yazdığı ve yönetmen koltuğunda da, "Birdman of Alcatraz" (1962), "The Manchurian Candidate" (1962) ve "Ronin" (1998) gibi sıra dışı filmlerde de imzası bulunan 4 Primetime Emmy Ödüllü usta sinemacı John Frankenheimer'ın oturmakta olduğu “Seconds”; bilim kurgu özelliklerdeki, psikolojik bir gerilim olarak geliyor karşımıza...

    Gelin isterseniz, Amerika Birleşik Devletleri Kongre Kütüphanesi'nce 2015 yılında; "kültürel, tarihsel veya estetik açıdan önemli" bulunarak Ulusal Film Sicili arşivlerinde saklanılmasına karar verilen bu seçkin "sinema klasiğine" biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Kendisini istasyon boyunca takip eden bir adam (Frank Campanella), trene bindiği anda; "Bay Hamilton?" diye seslendiği Arthur Hamilton'ın (John Randolph) avucuna, küçük bir kağıt parçası tutuşturarak uzaklaşır...

    Üzerinde bir şeylerin yazılı olduğunu anladığımız kağıt parçasına göz atan, ardından da katlayarak ceketinin göğüs cebine yerleştiren Arthur; kompartımandaki yerine geçer geçmez de, sanki hiçbir şey olmamışçasına elindeki gazetenin bulmacasını çözmeye başlasa da...

    Çok geçmez...

    Kendisine verilen "34 Lafayette Caddesi" yazılı nota, cebinden çıkartarak yeniden bakan Arthur; tedirgin bir biçimde, bunun ne olduğunu anlamaya çalışır...

    ***

    İneceği istasyona vardığında, bir türlü anlamlandıramadığı not yüzünden kafası iyice karışmış olan Arthur'u; otomobiliyle gelerek kendisini beklemekte olan karısı Emily Hamilton (Frances Reid) karşılar...

    Emily'nin kullandığı otomobille, evlerine doğru ilerlerken; yataklarını ayırmış olan ellili yaşların başındaki karı kocanın yaptıkları sohbetten...

    Bir gece önce de Arthur'a, "aptalca bir eşek şakası" olarak nitelendirdiği ama uykusuz bırakacak kadar huzursuz da eden bir telefon gelmiştir...

    ***

    "34 Lafayette Caddesi" yazılı notu, evdeki çalışma odasındaki masanın üzerinde durmakta olan telefona dayayarak derin derin düşünmekteyken Arthur; birden aynı telefon çalmaya başlar...

    Telefonu açtığında karşısındaki...

    Bir gece önceki gibi, "Art, yine benim" diye seslenen ve kendini Charlie Evans (Murray Hamilton) olarak tanıtan bir erkektir...

    Üstelik ölmüş olması gereken bu Charlie Evans şimdi Arthur'a; arayanın bizzat kendisi olduğunu kanıtlamak için odasındaki, ikisinin yer aldığı fotoğraf ve birlikte kazandıkları tenis kupalarının detaylarından bahsetmektedir...

    Ki söz konusu bu teferruatları, Charlie Evans'tan başkasının bilmesi de asla mümkün değildir...

    Ve...

    Şimdi de Arthur'dan...

    Ertesi gün öğlen vakti, Wilson adını kullanarak; "34 Lafayette Caddesine" gelmesini istemektedir...

    ***

    Beklenen gün geldiğinde...

    New York'taki bir banka şubesinin, "gündelik benzeri sıkıcı döngülerden" bıkıp usanmış bir yöneticisi olan Arthur sekreterine (Barbara Werle); müşterileri olan bir firmanın yapmış olduğu kredi başvurusuna ilişkin, "yerleşik standartlardaki" olumsuz cevap mektubunu yazdırmaktadır...

    ***

    Derken...

    Masasından kalkarak, kendisine verilen adresteki terzihaneye giden ve Wilson adını kullanan Arthur; dükkandaki yaşlı ütücüye (Edgar Stehli) adresin doğru olup olmadığını sorduğunda aldığı yanıt, "Artık burada değiller" olur ve aynı ütücü cebinden bir başka adres notu çıkartarak Arthur'a uzatır...

    ***

    Yeni adres, "HI-PRO Et Paketleme Şirketi" isimli oldukça büyük bir mezbahadır ve Arthur'u orada; kendisine "Bay Wilson" şeklinde hitap eden bir yükleme elemanı (Aaron Magidow) karşılar...

    Hijyen ve iş güvenliği bağlamında, bir önlük giydirilip kafasına da baret taktırılan Arthur; bir et sevkiyat kamyonunun, arka kasasına oturtularak yola çıkartılır...

    Ulaştıklarında...

    Girdiği binada Arthur'a bu kez, "Hoş geldiniz" diyerek mukabele eden; kendisine bir fincan kahve de ikram ederek yer gösterecek olan bir hemşiredir (Dee Dee Young)...

    Yalnız...

    İçinden birkaç yudum aldığı kahve sonrasında, Arthur'un gözleri kapanmaya ve tecavüz etmeye yeltendiği bir kadınla (Françoise Bush) alakalı bir kabus da görmeye başlamıştır...

    ***

    Neyse...

    Kendine gelerek uyanan ve hemen binadan çıkmaya yeltenen ancak bunun, çok da mümkün olmadığını fark eden Arthur; çaresizce dolanırken daldığı odadaki insanlardan da (Thom Conroy), çıkışın yerini öğrenemez ve koridorun sonundaki Bay Ruby'nin (Jeff Corey) odasına geri gönderilir...

    Kendisiyle beraber ölümü sırasındaki mali ayrıntıları gözden geçirmekle görevlendirilmiş olan Bay Ruby'nin yeni müşterileri Arthur'a teklifi; ödeyeceği 30 bin dolar karşılığında, kendisine yepyeni bir kimlik ve geleceğin sunulacak olmasıdır...

    Her ne kadar bu miktar, biraz yüksek gibi dursa da; geçireceği plastik cerrahi operasyon ve kendisinin yerine defnedilmek üzere, kendisine benzer fiziksel özelliklerdeki birinin bulunmasında kullanılacaktır...

    Bu anlatılanları Arthur, büyük bir şaşkınlık içinde dinler...

    Dakika 26...

    "The Criterion Collection" tarafından, profesyonelce elden geçirilerek 1080p formatındaki pırıl pırıl bir Blu-ray olarak piyasaya sürülmüş olan bu siyah beyaz filmin geride kalanında, siz değerli sinemasever dostlarımızı; suratı ameliyatla farklılaştırılacak olan Arthur'un yeni kimliğiyle (Rock Hudson), mevcut rutindeki yaşamına ilişkin memnuniyetsizliğinin değişip değişmeyeceğini görebilecekleri, 80 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    Keyifli seyirler,
    MojoRising
    MojoRising

    Takipçi 380 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    20 Eylül 2012 tarihinde eklendi
    Filmi ilginç hikayesine rağmen, kötü senaryosu ve kötü yazılmış karakterleriyle sebebiyle yeteri kadar başarılı bulamadım. Böyle bir hikayeyle çok daha başarılı bir film -hatta bir klasik- çıkarılabilirmiş. İlginç bir fikir bulmuş senarist ama bunun içini yeteri kadar dolduramamış. Buna rağmen çok kötü bir film sayılmaz ''Seconds''. Fikrin ilginçliği sinema tarihinde birçok filme ilham vermiş. Bu yüzden filmi yerin dibine sokmak kesinlikle yanlış olur. Bu filmin ilham verdiği filmler arasında benim ilk aklıma gelenler ''Face/Off'' ve ''The Game'' . Bu iki filme ve sayısız birçok filme (özellikle bilim kurgu filmlerine elbette) ilham kaynağı olması ile film sinema tarihindeki yerini halen korumaya devam ediyor. Ancak ilham kaynağı olduğu filmler filmden birkaç gömlek üstünler işin ilginci. Boynuz kulağı geçmiş anlaşılan. Son olarak Rock Hudson'ın oyunculuğu fena değildi. Yönetmenin kamera, ışık, görsellik alanında yaptığı tercihlerse oldukça başarılıydı.
    deckard76
    deckard76

    Takipçi 317 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    21 Temmuz 2011 tarihinde eklendi
    Zamanının ötesinde çok başarılı bir gerilim.Senaryosu,görüntü çalışması ve başarılı oyunculuklarıyla gizli kalmış bir başyapıt.Psikolojik gerilim sevenler mutlaka izlemeli.
    kemerlee
    kemerlee

    Takipçi 693 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    23 Nisan 2012 tarihinde eklendi
    Oldukça farklı hikayesini kötü bir senaryo, derinleştirilememiş karakterler, basit oyuncu performansları, yavaş sıkıcı anlatımı, kötü sonuyla rezil eden su birikintisi derinliğinde olan, çekildiği yıl için bile oldukça zayıf bir bilimkurgu, bugün içinse hiçbir değeri olmayan çok kötü bir film. 10/4
    lukasm
    lukasm

    Takipçi 101 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    3 Ağustos 2006 tarihinde eklendi
    O yıllara göre farklı bir senaryo çalışmasından yola çıkan film drama,gerilim ve bilim kurguyu iyi bir şekilde film içinde kurgulamış.Kameranın yakaladıgı açılar,derinlik çalışması ve oyuncu ile bütünleşen kamera iyi bir bütünlük kazandırmış filme.Aslında film kendi içinde bir çok soruya gebe.Bu sorulara kafa takılırsa filmin hızı kesiliyor.Açılış sahnesiyle etkisi altında bırakan;oyunculukları ile devleşen bir yapım.Bu filmi seyrettikten sonra bir çok filmin alt yapısını oluşturdugunun farkına varmak zor degil.
     james007
    james007

    Takipçi 78 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    29 Ekim 2014 tarihinde eklendi
    zamanına gore *kı sanırım 1940*50 arası ıdı* cok ıyı cekılmıs olan bır fılm .tahmınımce rock hudson'nun da ılk fılmlerınden oluyor (hatrıladıgım kadarı ıle)
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top