Yönetmenimiz "Michael Haneke" tüm zamanların en tapındığım 5 yönetmen listemin demirbaşlarındandır. Haneke sinemasıyla, sinema birikimine ve zekasına güvendiğim bir üstad aracılığıyla tanıştım. Yaa bana bir yönetmen öner ki : "Leş gibi Hollywood kokan filmler yapmasın, filmleri klişelerden klişelere koşmasın, filmlerinde ters köşeler olsun, filmleri "Otomatik Portakal" tadı versin; film bittikten sonra birkaç gün kendime gelemeyeyim ve son olarak da alternatif ve orjinal bir film izlemek isteyen herkese de şiddet ötesiyle tavsiye edebileyim" dedim. "Havada karada Michael Haneke" dedi... İlk Haneke deneyimim "La Pianiste"dir, sonrasında "Funny Games" ile müptelası oldum, "The Seventh Continent" ile de Haneke sinemasına tapındım resmen:) Lakin 3 Haneke filmi izleyip ruh sağlığınızı korumak çok zor, bünye kaldırmayabilir:)
Michael Haneke insanı germeyi çok iyi başaran bir yönetmen, felsefeci, büyük bir düşünür... Haneke'nin filmleri psikolojik işkencenin en sarsıcı örnekleri olarak adlandırılabilir ve orta sınıf ahlakını da son derece sert bir üslupla eleştirir, tüketim alışkanlıklarını yerden yere vurur, kimseye yaranmak gibi bir derdi yoktur:)
Hollywood ile kendi araçları ile dalga geçen bir yönetmen olan Haneke "Funny Games"te yine giydirmiştir Hollywood'a, 24 ayar bir ayar verip izleyiciyi tokatlayıp kendine getirmiştir...
Bi de o müzikler beni benden ayrıca aldı, hele o "Scream vokalli kuzeyli metali" da neydi yaaa öyle...
Özetle "Funny Games"i alternatif ve orjinal bir film izlemek isteyen herkese şiddet ötesiyle tavsiye ederim lakin hazmı zordur Haneke sinemasının, asabınızı bozar, sinirlerinize ve beyin kıvrımlarınıza güveniyorsanız buyrun izleyin ama çerez film ekolunden geliyorsanız uzak durmanızda fayda var:)