Düşük puanı hak etmiyor kalbin zamanı.. temposu zaman zaman ağır ve sıkıcı olmasına rağmen karakter geçişleri ve oyuncu performansları çok başarılı özellikle hülya avşar ve onun gençliğini oynayan dolunay soysert çok iyi rollerinde.. 7/10
konu guzel olmasina ragmen anlatim kotuydu.. filme biraz daha heyecan katabilirlerdi oyunculuklarda vasatin altinda kalinca ortaya boyle bir film cikmis...3/10
eh işte dedirten bir film.Filmin geçtigi yıllarda istanbulda bogaz köprüsü yoktu ki??ama filmde bize el sallıyor.gel de bu noktadan sonra filme devam et..diger yanda da hülya avşar filmi öldürmüş.Bu kadın da ne bulup oynatıyolar anlamıyorum.hülya avşar yerine daha asil bir dişi koysalardı filme performansı daha artıcaktı filmin.
film güzel başladı. 50'li yıllarda geçen sahneleri güzel. ama ne yazık ki 80'li yıllarda geçen bölümlerindeki hatalar bu kadar da olmaz ki dedirtiyor. oktay kaynarca'nın kıyafetleri (özellikle sivri burun ayakkabıları), geçen günümüz otobüsleri, arkadan geçen insanların dönemle hiç bir alakalarının olmaması biz kendimizi filme kaptırıp bazı şeyleri görmezden gelmeye çakıştıkça bunların hepsi filmi gerçeklikten çıkarıp yapmacıklaştırıyor.
bu kadar güzel başlayan ve çok güzel devam eden bi filmi nasıl bu kadar kötü bitirebilmişler şaşırıyorum.Sonu artık çabucak bitse dedirtiyor insana.özellikle filmin sonunda hülya avşarın dans etmesi sinirlerimi bozdu çok uzun tutulmuş o sahne.birol ünel e ve dolunay soysert e hayran kaldım bu filmde.
belkısla akfar çok tutkulu bir aşk yasamamalarına rağmen sanki cok buyuk bir ask yasamış da 25 sene sonra kavuşmuşlar hissi verilmeye çalışılması dışında bana çok güzel bir film olarak geldi..akfarla belkıs degılde akfarla demir askı unutulması daha zor bı durum bence.hülya avşarı uzun zamandır bu kadar başarılı görmemiştim
Biraz geç bi yorum olabilir ama filmi yeni izleme gafletinde bulundum. Baştan sona hatalarla dolu sinemasal kavramlardan uzak saçma sapan bi Türk filmi.
Özelllikle ve özellikle cinayet romanı tarzı bi film olmaktansa duygusal bi film olsaymış daha iyi olurmuş bence. Bi kere otel sahibini öldürülmesi için bence hiçte iyi ve ciddi bi sebep yok adama resmen acıdım yaw.
Başka bi arkadaşta bahsetmiş bu kadar göze çarpamaz ki, Halil Ergün aradan 20 küsür yıl geçiyo ve acayip yaşlanıyo, Hülya hanım ve otelin sahibi kardeşimiz gençliğin sırrınımı bulmuş ne.
Filmin başındaki ve sonundaki animasyon ise içler acısı. Tarantino özentisimidir nedir.
Bu filmi izleyip türk filmlerinden iyice ümidimi kesmişken Anlat İstanbul u izlemek nasip oldu. Moralim biraz düzeldi. Kalbin zamanı için özellikle düzgün bi film izleme potansiyeli olan arkadaşlar vakit ayırmasınlar derim. Kırk yılda bir film izleyen arkadaşlara öneririm, bişeyler bulabilirsiniz. Saygılar...
bence son derece güzel bir film olmuş.izlerken büyük bir haz duydum yanlız hülya avşar ağlama sahnelerini hiç beceremiyordu o ayrı...konu olarak da hoş bir filmdi ve gerçekten romantik polisye filminde olası gereken tüm unsurları taşıyordu;aşk, duygusallık, cinayet, merak, ihtiras..bilmem hülya avşarın oynadığı her film böyle güzel olmak zorunda mu(hababam sınıfı askerde hariç)
ben filmi beğendim gerçekten etkileyiciydi oktay kaynarcanın öldürülüşü ilginçti ne zamandan beri böyle dramatik bir türk filmi izlememiştim.filmdeki insan sevmeyince ölür felsefesi çok hoşuma gitti konu sürükleyiciydi ben bu arada ben filmi sinemada izlememe rağmen beğendim ama filmde bazı hatalar vardı. örneğin/arkadaşların da dediği gibi otobüs geçiyor 2000 model taksi geçiyor 2000 model sözde 80 li yıllar. ayrıca tam filme konsantre olmaya başladığınız zaman herşey açığa çıkmadan film bitiveriyor mesela benim kafama birçok soru takıldı diyebilirim. neyse yinede bir göz atın herşeye rağmen konusundan dolayı güzel bir film.ayrıca şuna da söylemeden geçemiycem işte bir hata daha 50 lili yıllarda ve 80 li yıllarda geçerken filmin kıyafetleri yepyeni 2000 lerin kıyafetleri ama sözde 80 lerin ve 50 lilerin kıyafetleri diye insana yutturmaya çalışmışlar.. saygılar
Kötü... Nereden bakarsanız bakın iki saatim boşu boşuna gitti. Birol Ünel sadece bir kaç replik ifade etmesine rağmen filmdeki göze batan en iyi oyuncu; diğerleri ise vasatın çok çok altında. İnanılmaz kurgu hataları, (Duvardaki doğalgaz afişi, 80'li yılların yaratılamayan havası...) Film sonunda Hülya Avşar'ın restauranta 90 yaşında bir yaşlı insan gibi girmesi sonrada 25 yaşındaki bir insan gibi dansa başlaması, yeter artık Hülya! Hemen hemen tüm filmlerde ve magazin programlarında seni görmekten bıktık. Halil Ergün ise benim gözümde her zaman vasat ve sıradan bir oyuncu, hiçbir filminde bu çizgiyi aşabildiğine inanamıyorum. Ayrıca filmdeki cinayetin neden işlendiğini bir türlü çözemedim. Afiş güzel, filme gitmeden önce öğrenilen konu özeti güzel; ancak film berbat... Ahhh! Gitti iki saat...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.