Chungking Express eleştirileri

Senaryosunu da kaleme almış olan usta sinemacı Wong Kar-wai'nin yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu “Chung Hing sam lam / Chungking Express”; zekice kurgulanılmış iki farklı hikayenin gözler önüne serildiği, romantik bir komedi (rom - com) olarak geliyor karşımıza...

Gelin isterseniz, kişisel koleksiyonumuzdaki; gözden geçirilmek suretiyle pırıl pırıl hale getirilmiş 1080p formatındaki, bir The Criterion Collection Blu - ray'i aracılığıyla izlediğimiz bu filme biraz daha yakından bakalım...

***

- Birinci Hikaye -

28 Nisan 1994 Cuma günü, saatlerin 20:59'u gösterdiği...

Yağan yağmurun sebep olduğu kasvetli bir Hong Kong akşamında, Chungking Mansions'daki çarşıda gezinmekte olan 223 kimlik numaralı polis memuru He Zhiwu (Takeshi Kaneshiro); sarı perukalı bir kadının (Brigitte Lin) peşine düşer ve 57 saat sonra, sırılsıklam aşık olacağı bu kadına...

Aralarında bir santimetre mesafe kalacak kadar yakınlaşır da...

***

Telefonla, uzunca bir süredir kendisini arayıp sormayan kız arkadaşı May'in annesi Bayan Chen ile konuşan Zhiwu; kibarca hal hatır sormasının sonrasında, "Eminim hazır olduğunda beni arayacaktır... Lütfen ona aradığımı söylemeyin... Sinemaya mı gidiyorsunuz? Sizi tutmayayım... Bay Chen orada mı?" der...

Ve...

Bay Chen ile de yapacağı, benzer içerikteki kısa bir gevezeliğin ardından telefonu kapatır...

***

Bu arada...

Zhiwu'nun en önemli alışkanlığının; iş çıkışlarında, patronunun bir Japon film yıldızına benzettiği May'i almak olduğunu öğreniyoruz...

Ama...

Yaklaşık bir aydır görüşmemektedirler...

***

O yüzden de...

Hazır yemek satın almaya gittiği Midnight Express restoranın yöneticisi (Piggy Chan) kendisine; bir de, yanında çalışan May (Liang Zhen) ile çıkmayı denemesini önermektedir...

***

Neyse...

May ile halen görüşmekte olduğu ve geceyi de onun odasında geçirdiği günlerde; ailesinin bunun farkına varmaması için eve, pencereden girip çıkan Zhiwu şimdi de...

Eski günlerdeki bu anılarının, tekerrür edip etmeyeceğinin merakı içindedir...

29 Nisan 1994 Cumartesi, saat 24:00'de...

***

Aynı esnada...

Sarı perukalı kadının, beden ve ayak ölçülerini aldırıp, kendilerine ABD doları ile ödeme de yaparak pasaportlarını toplattırdığı Afgan ve Pakistanlılara; diktirdiği elbise ile ayakkabıların, vatka, astar, topuk vs. gibi değişik yerlerine, küçük torbalarla yerleştirdiği uyuşturucuyu taşıtma planları yapmaktadır...

***

İşte günün hangi saati olursa olsun, pardösü giyip siyah gözlük takan bu kadın ile kız arkadaşı May tarafından terk edilmiş olan Zhiwu'nun yolları; bir şekilde kesişecektir...

***

- İkinci Hikaye -

663 kimlik numaralı polis memuru (Tony Leung Chiu-wai), kız arkadaşının beğendiği Şefin Salatası'ndan satın almak için; Zhiwu'nun da müdavimi olduğu Midnight Express restoranına gittiğinde kendisine, henüz o gün işe başlayan ve aynen The Mamas the Papas'ın "California Dreamin" (1965) şarkısı örneğinde olduğu gibi yüksek sesle müzik dinlemekten hoşlanan Faye (Faye Wong) hizmet edecektir...

***

Polis 663 ile Faye arasında, duygusal bir elektriklenme başladığında...

Sürekli aldığı salataya ilaveten, yöneticisinin balık ile patates de önerdiği polis 663; daha da bir sıklıkla uğrar restorana...

***

Son uğradığında da...

Faye'in duyabileceği bir biçimde, kız arkadaşından ayrıldığını söyler restoranın yöneticisine...

***

Evet...

Gerçekten de, polis 663'ün bir uçak hostesiyle (Valerie Chow) bir ilişki; çok da uzun ömürlü olamamış ve şimdilik de boşta kalmıştır...

En azından...

Polis 663, böyle ifade etmektedir yöneticiye...

***

Derken...

Söz konusu hostes de çıkıp gelir ve çantasından aldığı kapalı bir zarfı; Faye'in gözleri önünde, polis 663'e teslim edilmek üzere restoranın yöneticisine teslim eder...

***

İçinde polis 663'e hitaben yazılmış veda mektubu ve iade ettiği evinin anahtarını ihtiva eden zarfı; buhara tutarak açan yönetici ile Faye, peş peşe okurlar...

Böylelikle de...

Her ikisi de, polis 663'ün terk edilmiş olduğundan emin olurlar...

***

Çok geçmez...

Bir sonraki akşam...

Sade kahvesini içmek amacıyla, o an için sadece Faye'in bulunmakta olduğu restorana; polis 663'de çıkıp gelir...

Faye, kendisine ait olan zarfı; polis 663'e vermeye çalışsa da...

"Benim için sakla... Bir dahaki sefere alırım..." diyen polis 663, çekip gider...

***

Farkındaysanız...

Her iki hikayenin anlatımını da, onar dakikalık kısımlarıyla sınırlı tutarak; gelişme ve final kısımlarına ilişkin, "spoiler" oluşturacak herhangi bir bilgiyi paylaşmadık...

***

En eğlenceli sahnelerinin yer almakta olduğunu, gönül rahatlığıyla vurgulayabileceğimiz filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; beklenmedik sürprizleri de bünyesinde barındıran, 82 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

Emek verilerek yazılmış, bir başka yorumda yeniden buluşmak üzere...

Keyifli seyirler,

Çok gereksiz bir filmdi.

Filmde devamlı çalan müzik harikaydı tekrar tekrar dinlenecek güzellikteydi ama film pek de güzel değildi. Sıkılmadan izlenilir ama kesinlikle abartıldığı kadar iyi bir film olmadı benim için?

Wong Kar Wai' i yıllardan bu yana sevemedim. Birçoklarının gözünde kendisini kült filmlere imza atmış bir efsane farkındayım ama benim için orta sularda filmler çeken bir yönetmenden fazlası olamadı bir türlü. Sanırım frekanslarımız uyuşmadı. Olmayınca olmuyor işte. Bu çok övülen, yerlere göklere sığdırılamayan filmden sonra belki fikirlerimde bir değişme olur diye ummuştum ancak maalesef yine aynı doğrultuda fikirlerim. Evet naif ve hoş bir film ''Chungking Express''. Ancak bundan fazla filmde başka ne var derseniz belki görüntü yönetmenliği diyebilirim en fazla size. Bunlar hariç peki? Bence bir şey yok. Sanırım bu filmler gençlik yıllarında, insanın aşkla meşkle haşır neşir olduğu o yıllarda izlenilmeli. Belki o dönemlerimde izleseydim film benimde kült filmlerim arasında olurdu şu anda. Artık duygu filmlerinden, olgu filmlerine terfi ettiğimden :) herhalde filme çok bağlanamadım. Yine de ortalamanın üzerindeki bu romantik filmi genç arkadaşlara önerebilirim. Yetişkinler için fazla ''çoşkun'' işin doğrusu.

arkadaşların yorumuna epey şaşırdımu filmi sanki bir başyapıt gibi algılamaları tuhafıma gitti aynı filmi mi izledik diye kllişe bir soru geldi aklıma... fikrimce won kar wai nin sıradan bir filmi Chunking Express... aşk bu kadar mı güzel anlatılır demiş arkadaşlar tekrar tekrar izlemekten dem vurmuşlar bende o zaman diyorum ki wai’nin 'happy together'’ını izleyeniniz var mı izleyin bu filme yaptığınız yorunmların abartılı olduğunu anlayacaksınız abartılacak bir film değil Chunking Express izliyorsunuz bitiyor o kadar... izlediğim en iyi aşk filmi asla değil Doyle’nin hatırına 10/6.5

Wong Kar Wai'nin muhteşem filmografisinin en nadide parçalarından biridir bu film.İnsana California Dreaming'i bile sevdirir...

Bir kez izlemekle asla yetinmeyin aşk, hayatlar, beklentiler, umut v.s üzerine muhteşem bir film. Filmi izledikten sonra ağızlarda çok güzel bir tat bırakıyor.

Güzfest'te izledik bu filmi... Hayatlar... Teğet geçen, birbirine değmeyen, dokunmayan hayatlar... İzlediğim birçok filmde bu filme göndermeler var yahut bu filmden esinlenmeler var. Wong Kar Wai sineması içinde baktığımızda dönüşümünün tam ortasında durduğunu fark etmek mümkündür. Wong Kar Wai farklı bir sinema diliyle "Auteur" kavramını sonuna kadar hak ediyor. Kendi sinemasından bolca referans aldığı karakter zenginliğiyle, müzik kullanımıyla, grafik dizaynı eğitiminin de etkisiyle her karesi yoğun estetik haz verir seyirciye. Videoklip estetiği tarzında tekrarlarla, ani-ağır çekimler ve yakın planlarla zaman kavramına dikkatleri çeker. Wong Kar Wai sinemasında zaman ve mekan özellikle önemlidir. Karakterler bir şekilde yaşadıkları mekanla duygusal bağ kurarlar. Yaşamı boyunca Batı dünyasından yoğun şekilde etkilendiğini dile getiren yönetmen bunu Chungking Express'e oldukça iyi yansıtmıştır ve bize de şapka çıkarmak kalır...

hayatımda seyrettiğim en güsel aşk filmi diyebilirim.konusuyla müziğiyle insanı inanılmaz etkileyen bir film.seyretmeyenler kesin seyredinn.hayatınızın belli noktalarında yaşadığnız duyguları o kadar güsel yansıtıyorki.ben bu film bittikten sonra aşık olmak istedim ve izlerkende aşk acısını hafifletme teknikleri öğrendimm :) yani california dreaming bu kadar güsel yakışır bu filme...