Yazar kimliğiyle tanıdığımız Kaufman'ın ilk yönetmenlik denemesi. Daha önce oldukça beğenilmiş ve "zor" işlerin altından kaleminin gücüyle, başarıyla kalkan yönetmen, yine izlemesi zor, anlaması zor, ancak ince ince dokunmuş, nadide bir eser ile karşımıza çıkmak. Sıradan bir film değil, adeta bir "deneyim" "New York Yanılsamaları". Psikoloji, felsefe ve sanatın (tiyatro) iç içe geçtiği, çok büyük sözler söyleyen, bunların altından kalkabilen bir yapım. O kadar karışık, çok katmanlı, enteresan bir film ki, bir tanıdığa önerecek olsanız, sizden filmin ne hakkında olduğunu özetlemenizi istese, psikoloji ve felsefe terminolojisine hakim değil iseniz neredeyse tek bir cümle kuramayacaksınız. "Deneyim" olarak nitelememin en önemli nedenlerinden biri bu. Film öyle anlatılacak, özetlenecek bir film değil. Ancak sağlamına "yorumlanacak" bir film. Hoffman filmi tek başına muhteşem götürüyor. Yan rollerde de oldukça önemli isimler var ve hepsi kusursuz. Ancak Hoffman, apayrı bir parantezi hak ediyor sahiden. Bittikten sonra insanın moralini bozan, depresif hale getiren filmlerden.