Hesabım
    Bekleme Odası
    Ortalama puan
    3,4
    185 Puanlama
    Bekleme Odası hakkında görüşlerin ?

    38 Kullanıcı yorumları

    5
    3 Eleştiri
    4
    16 Eleştiri
    3
    7 Eleştiri
    2
    6 Eleştiri
    1
    3 Eleştiri
    0
    3 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    emrahsahin98
    emrahsahin98

    Takipçi 104 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    11 Eylül 2006 tarihinde eklendi
    Kesinlikle Demirkubuz filmografisinin en başarısız halkası...
    İlk olarak başrol oyuncusu olarak kendini tercih etmesi en büyük hatalardan biri çünkü Demirkubuz'un oyunculuğu yönetmenliği kadar başarılı değil hatta çok başarısız bile diyebiliriz.İkinci olarak filmde "Suç ve Ceza" ile paralel veya bağlantılı bir yan bulamadım.Evet film bir "Suç ve Ceza" uyarlaması değil ama en azından filmde "Suç ve Ceza"ya dair bir gönderme,paralellik vs. olmayışı bir eksiklik gibi.(Eğer varsa da ben anlayamadım)
    Sonuç olarak vasat bir Zeki Demirkubuz filmi karşımızdaki...
    verbalkint92
    verbalkint92

    Takipçi 177 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    10 Şubat 2006 tarihinde eklendi
    Film fena değil ama Zeki Demirkubuz filmografisinde çok önemli bir adım değil bence.Sıkıcı diyemeyiz fakat izleyici ile temasa girmesi,iletişim kurması zor bir film.Bir nevi biyografi...Yönetmene ilgi duyanlar açısından önemli okumalar barındırıyor.Dostoyevski ve Camus’a saygı gösterisinde bulunmuş hatta diğer filmlerine nazaran daha yoğun görülüyor.Yazgı filmindeyaptığı gibi bazı konulara daha fazla eğilmiş,yine iletişim konusunda son derece zayıflamış karakter olgusu ön planda.Ayrıca daha genel konular olan sinema sanatını,film yapmanın zorlukları,film sonrası keşkeleri yansıtıyor yönetmen.Ara sıra yan karakterler aracılığıyla kendisine epey ağır eleştiriler ile saldırıyor.Suç ve ceza filmini yapamama öyküsü olan film yine herseye ragmen umut dolu bitiyor.Ama başta dediğim gibi film ile temasa girmek her izleyici için kolay değil,şart değil çünkü çoğu zaman Zeki Demirkubuz’un kendisine akıyor film.Dolayısıyla yönetmeni tanımak,bilmek,önceki filmlerini seyretmek lazım.
    zdilaver
    zdilaver

    Takipçi 94 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    23 Temmuz 2005 tarihinde eklendi
    oyunculukları beğendiğimi söyleyemeyeceğim buna zeki demirkubuz da dahil:(kendisinden bu konuyu çok daha güzel beyazperdeye aktarmasını beklerdim..ama ahmet'in yaşadığı çikişsızlık ve bundan kurtulşmak için hiç bir çaba göstermemesi ii yansıtılmış.mekanlar da tüm zeki demirkubuz filmlerinde olduğu gibi iyiydi.benim olmamış dediğim nokta şu:bekleme odasında beklediğim samimiyeti bulamadım.belki de bunun nedeni ahmet gibi bir insan tanımayışım yani çevremde böyle bir insan yok.kaçımız bir yönetmen tanıyoruz ki?ama yine de bu engel olmamalı ahmet gibi bir karakterin yaratılmasına değil mi?
    caneri16
    caneri16

    Takipçi 147 değerlendirmeler Takip Et!

    1,0
    17 Şubat 2005 tarihinde eklendi
    kotu bı turk fılmı daha
    tamerercig
    tamerercig

    Takipçi 61 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    14 Ağustos 2004 tarihinde eklendi
    Heyecanla merakla beklediğim bir filmdi. Zeki Demirkubuz için daha önceleri bu forumlarda bir çok yazı yazdım. Kendisini ne kadar beyendiğimi bu forumları takip edenler bilirler. İki gün önce Ankara'da filmi seyretme olanağı buldum. Filme geçmeden önce şunu söylemek istşiyorum. Ankara'da iki sinemada bu filmi gördüm. Kızılırmak ve Metropol sinemaları..Metropol sinemasının küçük salonlarında film seyretmenin filmi adeta katlettiğini düşünüyordum. Bu yüzden Kızılırmak sinemasını tercih ettim. Salon 3 te oynuyor diye yazılıydı. Kızılırmak Sinemasının 3. salonu film seyretmeyi en çok sevdiğim salonlardan birisidir.Kırmızı bir salon. Mükemmel bir atmosfer. Ama filme bilet aldığımızda şunu gördüm. 3. salonun üstü çizilmiş 4. salon yazmışlar. En başta şaşırdım. Kızılırmak sinemasını bilenler vardır mutlaka. 3 salonlu bir sinemadır. Ama 4. bir salon açmışlar. Ankara'da gösterim şansı zarzor bulan filmler yani Hollywood dışından dünya sinemasının en iyi örnekleri bu sinemada oynar.Neyse beni enteresan eden şey şu. Salon dört diye açılan yeni salonun inanılmaz kötü oluşu. Kızılırmak gibi bir sinemaya yakışmayan bir salon. Tamam koltuklar güzel.Yerler halı falan.Ama inanılmaz bir rutubet ve havasız bir salon. Resmen evlerin bodrum katlarını andıran küçücük bir salon. Rutubet ise sinema salonundan çok bir kazan dairesi havası vermiş. Kısacası çok ama çok kötü bir salon. Neyse gelelim filme. Şimdi bunları neden bahsettin diye soruyorsunuzdur bana. Bende neden bahsettiğimi bilmiyorum ama birazdan film hakkında söyleyeceklerime belki bir kılıf olabilir diye düşünüyorum.

    Çok acımasız olucak ama film bana göre Zeki Demirkubuz'un gelmiş geçmiş en kötü filmi.Kimileri çok beyenmiş olabilir. Ama ben hiç beyenmedim. Belki beklentilerin fazla olmasından dolayıdır. Öncelikle eski filmlerinin ortak noktalarına değinmek istiyorum. Bütün Zeki Demirkubuz filmlerinin ortak noktası oynayan oyuncuların mükemmel olmasıdır. Tanınmamış birisi bile o filmlerde parmak ısırtacak bir şekilde oynuyordu. Ama bu filmde oyunculuklar yerinde yeller esiyor. Zeki Demirkubuz başrolü kendisine vermiş. Ama görüyorum ki bu hiç doğru bir karar olmamış. Çok kötü bir oyunculuk sergiliyor. Ne konuşma dinamiği ne de vücud dili var. Onun yönetmenliğine sonsuz saygım var. Ama oyunculuk olarak Berhan Şimşek'ten bile kötü. Konu olarak ise diğer filmlerini göz önüne alırsak çok silik ve çok vasat. Kaldı ki bu bir yönetmenin ilk filmi olmuş olsaydı söyleyeceklerim yine bu olurdu. Ve bu yönetmenin bir sonraki filmini hiç merak etmezdim. Ama Zeki Demirkubuz gibi birinden böyle bir şey gelince insan ister istemez şaşırıyor. Filmde ki en iyi oyunculuk sadece 5 dakika görülen Serdar Orçin'den geliyor. Rol yapmadığı ortada. Kendisi gibi oynuyor. Tıpkı Yazgı filmindeki gibi. Onun dışında filmde görülen herkes okul müsamerelerinde oynayan amatör oyuncular gibi. Repliklerin ezberlendiği çok ortada. Sanki bir metinden okuyor gibi konuşuyorlar.

    Görüntü Yönetmeni Zeki Demirkubuz ise yine bildiğimiz gibi. Çok hoş çekimler.Kimilerini sıkan ama benim her zaman tuttuğum uzun planlar. Kısacası işte benim bildiğim benim sevdiğim Zeki Demirkubuz. Ama bu bile filmle ilgili görüşlerimi değiştirmiyor. Yani çok kötü bir film olmuş. Yazımın başında sinema salonundan bahsetmiştim. Tabi konu Zeki Demirkubuz olunca böyle birşeyin arkasına sığınabilirim diye düşünüyorum. Yani sinema solundaki olumsuz koşullar filme olan ilgimi azaltmış olabilir. Bu yüzden filme İstanbul'da birkez daha gideceğim. Artık ondan sonra görüşlerim ne olur bilemiyorum ama sakın benim söylediklerime aldanıpta filme gitmemezlik yapmayın. Gidin sizlerde görün. İyi ki varsın Demirkubuz diyerek sözlerimi bağlıyayım
    eroglus79
    eroglus79

    17 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    3 Mart 2004 tarihinde eklendi
    bence sinema derdini anlatma sanatıdır.(derdiniz yoksa anlattığınız sinema genelde popüler sinema oluyor:P) Zeki Demirkubuz bunu en iyi şekilde yapanlardan. Bu şu ana kadar izlediğim en aydınlık filmi aslında.. hatta espri anlayışı cok sağlam filmin. Oyunculuklar o kadar doğal ki...valla kim ne derse desin,uzun zamandır kendi dilimde izledeğim en iyi filmdi diyebilirim..
    kruvasan
    kruvasan

    Takipçi 134 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    2 Mart 2004 tarihinde eklendi
    MASTURBASYON UZERINE:Evet son donemde entelektuel kesimin fetis kelimelerinden biri olmasi postmodernizmin getirisinden baska birsey degil.Kisisellesme ruzgarları ister istemez masturbasyon ve tatmin kavramlarını gun yuzune cikardi. Burada sizinle sozcuk tahlili yapacak degilim. Ama kisisel sinemanın önemsizliginden dem vurmak saf göruntuyu yakalamak adına yapıldıgını idraktan uzak uzun planlı sekansları elestirmek 'sinema' dedigimiz kavramın manasından ziyadesiyle uzaklasmaktır dusuncesindeyim.Marquiz de Sade su an hala sirri tam cozulememis degerli bir tarihi karakterse bunu popularite ve menfaat kaygılarıyla degil KANIYLA yazdıgı hikayelerle basarmıstır.Zeki Demirkubuz bu projeleriyle para kazanmak yerine masturbasyonu(!) tercih ediyor ve sinefillere porno (!) zevkinde filmler sunarak ortaya kanini koyuyor.Boyle mukemmel filmler gibi filmleri de her zaman bekleyecegim. Rassale nin de boyle soylemesi beni sasirtmadi degil acikcasi. Bol sinemalı günler
    walkabout-2
    walkabout-2

    Takipçi 107 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    25 Şubat 2004 tarihinde eklendi
    şaşırtıcı şekilde, beklediğimden daha iyi bir film çıktı. Demirkubuz’un bu her şeyi kendi yapmaya varan tavrı sebebiyle ve son filmi İtiraf’ı hiç beğenmediğim için yaklaşımım temkinliydi. Ama hiç fena bir film değil... kendisine dürüst yaklaşımı etkileyici... sinemasan olaraksa biraz Nuri abisine özenmiş. Minimalizmi bazı noktalarda biraz yanlış anlıyorlar diye düşünüyorum ama yine de en azından derdini mümkün olduğunca görsel şekilde ifade etmeye çalışması olumlu (filmin bu kez ortasında, yine lüzumsuz bir uzun diyalog sahnesiyle filminin temalarını açıklamaya çalışmaktan kandini alamaması, bazı şeyleri hala çözemediğine işaret ama). Nurhayat Kavrak ile kırsız çocuğun oyunculuğu da son derece başarılı...
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top