Büyük Hazine Versiyon 2.0
Yazar: Oktay Ege KozakNicholas Cage, Hollywood'un en karizmatik, orijinal, ve yetenekli oyuncularından birisi. Fakat ne yazık ki, seçtiği projelerin kalitesinde ya akıllı ve doğru, ya da olabildiğince yanlış kararlar veriyor. 2005 yılının en iyi iki filmi Fırtınalı Hayatlar ve Savaş Tanrısı ile Oliver Stone'un sağlam gerçek yaşam gerilimi Dünya Ticaret Merkezi'nden sonra Cage, peşpeşe kalite olarak biri diğerinden daha başarısız yapımlarda göründü.
İlk olarak yeniden çekim korkusuz korku Lanetli Ada. Daha sonra oyunculuğun yarısını bilgisayar animasyonu bir kelleye transfer ettiği Hayalet Sürücü... Son olarak da Philip K. Dick'e mezarında taklalar attıracak Next. Şimdi ise karşımızda, şahsım tarafından merakla beklenmeyen, 2004'ün bayağı iyi gişe yapan Büyük Hazine'nin devam filmi var.
Belki de bu filme olan negatif tepkim, Da Vinci Şifresi kopyası ilk filme de hemen hemen aynı tarz bir ilgi eksikliği ile yaklaşmam. Büyük Hazine: Sırlar Kitabı, Büyük Hazine'nin Helen Miller ve Ed Harris dopingli karbon kopyası olduğunu göre, ilk filmin hayranlarını memnun edeceği kesin.
İlk filmde bulduğum eksikliklerin ve mantıksızlıkların çoğu versiyon 2.0'da da var. Sadece bu sefer daha karmaşık ve bu tür basit bir gişe filmi için gereksiz motivasyonlar ile desteklenmiş. Mesela Cage'in canlandırdığı hazine avcısı Ben Gates'in büyük büyükbabasının Lincoln'ün suikastına suç ortağı olduğunun ortaya çıkması. Bu haberin sonucunda Gates'in çarpı iki büyükbabasının ismini temizlemek için hazinenin peşinden gitmesi. Hollywood filmlerinde sırf hazine olsun diye hazine avcılığına gitmenin ne zararı var? 50'lerin B tipi filmleri, Indiana Jones, hatta ilk Büyük Hazine'den beri bu basit motivasyon her zaman işe yaramıştır.
Suikast hikayesinin asıl problemi geriye dönüş (flashback) sahnelerinde yatıyor. Eğer Lincoln'un suikastçisi John Wilkes Booth, kayıp Kolombiya hazinesinin peşinde ise, hazinenin Lincoln ile ne alakası var? Hazineyi takip ederken Lincoln suikastini aradan çıkarmaya mı karar verdi; yol üstü misali? Filmin bu soruya verdiği adamakıllı bir cevap olmadığı için, hazine ve suikast zorla bir araya getirilmiş iki ayrı hikaye gibi. Filme tarihi bir önem vermek ve Ben Gates'e safi hazine avcılığının ötesinde bir motivasyon sıkıştırmak için.
Bahsettiğim gibi ilk film ile olan bazı problemlerim bu filmde de var. Bu problemlerin en büyüğü senaryonun karakterlerin ihtiyacına göre gizli odalar ve ipuçları yaratması ve karakterlerin bu ipuçlarını hiç zorlanmadan iki saniyede çözmeleri. Her hangi bir senaryoda ana karakterlerin içine girdiği zor durumları fazla efor kullanmadan aşırı elverişli bir biçimde çözmeleri, özellikle aksiyon ve tansiyona odaklanan bir macera filminde duymamız gereken tehlike hissini azaltıyor. Gates ve ekibinin ilk bir kaç problemi iki dakikada çözmelerini izledikten sonra, sonraki ipuçlarını aynı kolaylıkla çözeceklerini biliyoruz. Bu yüzden hikayeye olan ilgimiz azalıyor.
Amerikan Başkanı'nı kaçırmak mı lazım? Sorun değil; köşede bir yerde yüz yıllardır saklı gizli bir geçit vardır nasılsa. Çözmesi yıllar sürecek bir kağıt parçasından anlam mı çıkarmak gerek? Bir iki tahminde bulunalım ve işte cevap önümüzde! Ben Gates'in bir tarih dahisi olduğunu biliyoruz, fakat yüz yıllardır hiçbir tarihçinin çözemediği problemleri iki saniyede çözmesi Superman'liğe kaçıyor.
Aslında bu kadar da ince eleyip şikayet etmemek lazım. İlk filmin hayranlarının bu filme koşacağı ortada. Bu sefer daha az aksiyonlu, daha çok esprili bir Büyük Hazine var karşımızda. Yani ilk filmde Nicholas Cage'in ve yandaşı Justin Bartha'nın esprilerini sevdiyseniz salonlara yolunuz düşmeli.
Sonuçta fazla düşünmeden beyninizin "off" tuşuna basıp mantıksızca eğlenebileceğiniz bir iki saat arıyorsanız, Büyük Hazine 2 beklentilerinizi az çok yerine getirecektir. Son Ültimatom tarzı adrenalin yüklü, aklı başında bir macera arayanların filme gidip gitmemesi konusundaki düşüncemi isteyenler, bu sorunun cevabını yazı boyunca etrafa serpiştirdiğim ipuçlarında bulabilir.