En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
rudeonerudeone
Takipçi
1.698 değerlendirmeler
Takip Et!
4,0
24 Kasım 2017 tarihinde eklendi
Baştan sona gözünü kırpmadan izleten, klasik bir Carpenter ve klasik bir 90'lar korku-gerilimi. Oyuncular, makyaj, efektler, hikaye, senaryo, hepsi. Bu örneklerden aldığım tadı günümüzün çok daha görkemli korkularından alamıyorum.
Bir stephen king kitabı okur gibiydim adeta.Gerilim her saniye üst düzeyde.Gereksiz ve mide bulandırıcı kan sahneleri yok tek amaç izleyicinin psikolojisini mahvetmek bu amaçta çok başarılı ve uçuk bir senaryoyla birleşince ortaya birinci sınıf korku filmi çıkmış 8/10
Halloween,The Fog,The Thing,Christine gibi "b" sınıfı kült korku filmlerinin ustası John Carpenterın yönetmenliğini üstlendiği In The Mouth Of Madness(çılgınlığın ötesinde),orjinal ve tüyler ürperten hikayesiyle öne çıkan bir film.Korku edebiyatının öncülerinden H.P. Lovecraftın öykülerinden esinlenerek Michael De Lucanın senaryosunu yazdığı filmin başrollerinde ise Sam Neil var.Bu Carpenter filminde, Jurassic Parkın oscar ödüllü maket ve efekt tasarımcılarının da imzalarının bulunduğunu söylemeliyim.Yapım yılını dikkate aldığımızda filmin makyaj efektleri çok başarılı ve ürkütücü.Oldukça düşük bütçeyle çekilen Çılgınlığın Ötesi,ne yazık ki muhteşem hikayesine rağmen sadece vasatın biraz üstünde bir film,o kadar.Şunu özellikle itiraf etmem gerekir ki;Carpenterın en zayıf yönetmenliği kesinlikle bu filmde.Kesmeler-sahneler arası geçişler çok beceriksizce olduğu gibi filmin yer yer inandırıcılık konusunda da çok ciddi sorunlar yaşadığı tartışmasız bir gerçek.Sıklıkla yapılan Stephen King göndermeleri,katı bir popüler kültür eleştirisi,delilik,öte dünyalar-başka boyutlar,cehennemden gelen iblisler,yaratıklara dönüşen insanlar,şiddet ve dahası bu filmde mevcut.Ancak Carpenter elindeki bu harika materyalleri bir türlü değerlendirmesini bilememiş ve filme yazık olmuş açıkçası.Sam Neilın orta karar-hatta bazı sahnelerdeki sırıtan oyunculuğuna-performansına rağmen yine de izlenmeli diyorum.Beklenileni veremiyor;ama olsun.Filmin müzikleri yine Carpenterın kendisine ait bu arada.
bu gilm için korku mu yoksa fantastik mi yada hepsi birden mi demek gerekir. bu kadar başarılı bir korku filmi izlediğimi hatırlamıyorum. korku filmlerine hep komedi gözüyle bakarken bu film beni gerçekten etkilemişti. çok çok iyi bir yapım!!
İnanılmaz güzel bi film.Çok önceden televizyonda izledim ama adını öğrenemedim.Pek ürkütmemişti beni ama çok orjinal bi öyküsü wardı.Sutter Cane harika bir psikopat ismi (bunu da ekleyeyim dedim).Çok beğenmiştim fakat kimin çektğini bilmiyordum.Carpenterın çektiğini öğrendiğim zaman başka kim olabilirdi ki dedim.Gerçekten ustaya tamamıyla yakışan bir film.Keşke yeni nesiller de ilhamı bu ve bunun gibilerden alsa...
H.P.Lovecraftvari atmosferle bezeli bir Carpenter klasiği daha doğrusu Carpenterın filmografisinden taşıp sinema tarihine yerleşen muazzam bir korku başyapıtı...
Ustanın en farklı ve en özgün yapımı olan Sam Neilin harika performansıyla taçlandırdığı küçük bir fantastik korku başyapıtı. Her Carpenter hayranının arjivinde olması gereken bu yapıtın bırakın bir Bluray baskısını bir dvd baskısı bile yok piyasada.
Son dönemdeki aksiyon dolu, vurdulu kırdılı ve süper kahramanlı içi boş görseli ve sunumu şahane filmlerin arasında kendini kaybetmiş seyircilerin artık orijinal orijinal bir şey aradığı bir dönemde izlediğim ve aşırı şekilde beğendiğim bir yapım oldu. Yönetmenliğini John Carpenter'ın yaptığı filmin senaryosunu ise Michael De Luca'ya ait. Film 1995 yapımı olduğundan görsel efektler konusunda biraz geri kalsa da bu filmin geri kalan kısımlarının efsanevi derecede iyi olması nedeni ile hiç göze çarpmıyor. İzlerken H.P. Lovecraft romanı okuyormuş hissini uyandıran yapımda oyunculuk konusunda Sam Neill gene ustalığını konuşturmuş ve seyrine doyum olmayan bir yapım olmuş. Kurgusu, atmosferi, oyunculukları ile çok güzel bir fantastik,gerilim ve gizem örneği olarak karşımızda duran bu yapım izlendikten sonra aklınızda bıraktığı soru işaretleri ile de zindan adasına bir selam çakıyor gibi. Gizemli sonları ve sizi ikilemde bırakan senaryoları seviyorsanız bu filmi asla kaçırmayın derim. Son dönemde izlediğim her türlü gizem ve gerilim filminden istediğini alamamış biri olarak bu filmi mutlaka ama mutlak izlemenizi önerirm. Benim puanım 5/4.
John Carpenter'ın filmografisine baktığımızda ilginç senaryoları,sıradışı konuları pek göremeyiz.Başarısızlar mı?Kesinlikle çoğu başarılı ki bunlardan bazıları çok üst düzey filmler.Ama bu film şu ana kadar seyrettiğim ve belki de seyredeceğim en iyi korku filmidir ki forumlarda birçok kez dile getirmiştim.Kim unutabilir ki yoldaki bisikletlileri,oteldeki tabloyu,hapishane sahnelerini veya arabadan çıkan hatunun girdiği şekli.Kısacası beyinlere kazınan,her sahnesini hafızaya kaydettiren aşmış bir film.Bu filmden sonra favori rengimiz mavi olmamış mıydı?
ben bugune kadar izlediğim filmlerin sayısını unuttum ama bu filmi belki aylardır arıyorum ismini unutmustum ama sahneleri asla hele o bisikletli dede sahnesi yokmu daha dün gibi aklımda bu arada bu filmin cdsi varmı türkiyede bide türkçe karsılıgı ne bilen varsa cvp yazsın lütfen şimdden sağoun
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.