Hesabım
    Açlık
    Ortalama puan
    3,8
    206 Puanlama
    Açlık hakkında görüşlerin ?

    50 Kullanıcı yorumları

    5
    6 Eleştiri
    4
    15 Eleştiri
    3
    10 Eleştiri
    2
    14 Eleştiri
    1
    3 Eleştiri
    0
    2 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    KaliteTAKİP
    KaliteTAKİP

    Takipçi 873 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    21 Eylül 2016 tarihinde eklendi
    Aslında bu filmi anlatmak çok zor. Sebebi gerçek bir hikaye olması ve yaşanan olayların insanlık adına çok ciddi boyutlara ulaşmasıdır. Evet film çok ağır ilerliyor, bazen uzun bir süre diyalog olmuyor bazen de uzun diyaloglardan başka bir şeyle karşılaşmıyorsunuz filmde. Ama bu filmin kötü olduğu anlamına gelmez. Filmi pek sevmeyen arkadaşlarımın İrlandalı Bobby Sands’in hayatına ve yaptıklarına göz atmalarını isterim. İşte o zaman nasıl bir film izleyip nasıl bir hikayeye tanıklık ettiğinizi daha iyi anlarsınız. Film; bir yandan hapishanedeki karışık durumu, mahkumları kontrol etmek için büyük çaba harcayan gardiyanları ve mahkumların direnişine son vermek için gerek politik gerek diplomatik çabalar içinde olan ama bunu da son derece yanlış bir biçimde uygulayan hapishane üst düzey yöneticilerini anlatıyor. Ama filmin asıl anlatmak istediği konu İngiliz birliklerinin o dönemde İrlanda halkını yeteri kadar zor durumda bırakması ve İrlanda’nın askeri kuvveti olan IRA yı halkın yönetiminde saf dışı bırakmasıdır. İşte bu noktada devreye Bobby Sands isimli mahkum ve onun yanında bulunan direnişçi arkadaşları giriyor. Bu bir grup mahkumun bazı isteklerini dikkate almayan hapishane yönetimi daha sonra çok daha zor durumlarla karşılaşıyorlar. Önce hapishane üniformalarını reddeden mahkumlar, karşılığında insanlık dışı şiddete maruz kalan mahkumlara dönüşüyorlar. Daha sonra banyo krizi ve yine şiddet, diğer mahkumlarla haberleşme imkanının yok edilmesi, yemeklerine tükürme yada gereğinden az besleme, zorla ve şiddet eşliğinde banyo ve saç kesme, koridor olayı olarak adlandırılan mahkumların koridorda sırayla linç edilmesi gibi daha birçok kötü durumla karşılaşıyorlar. Tüm bunların sebebi mi? Çok basit; özgürlüklerini geri isteyen İrlanda halkının savunuculuğunu yapan bir grup mahkumun direnişi… Tüm bunlara rağmen tavrını değiştirmeyen İngiliz birliklerine asıl vurucu darbe geliyor mahkumlardan, AÇLIK… Zamanında yine ingiliz sömürgesine karşı Açlık Grevine başlayıp sonunda galip gelen Mahatma Gandhi’nin yaptığı gibi mahkumlar da bu yola başvuruyor. Mahkum olan bir insanın elinden özgürlüğünü yani herşeyini alırsanız ona sadece kendi vücudu dışında hiçbirşey bırakmazsanız oda direnişini kendi vücudunu silah olarak kullanarak gösterecektir. Sonucu ölüm olsa bile… Bu dakikadan sonra açlık grevinde olan bir mahkumun günden güne eriyişine, hastalanışına ve yok oluşuna inanılmaz derecede iyi bir şekilde tanık oluyoruz. Yönetmen Steve McQueen ilk filmi olmasına rağmen mükemmel bir iş çıkarmış. Ama asıl ayakta alkışlanması gereken Bobby Sands rolünü adeta yaşayan Michael Fassbender olmuştur. Oyunculuğuyla benim gözümde unutulmaz performanslar arasına çoktan girdi. Saymakla bitmeyecek kadar çok ödül almış olan film bence bunları sonuna kadar hakediyor. Keşke film daha uzun olsaydı da Bobby Sands’in hapisten önceki hayatında yaptığı olaylara da yer verilseydi diyorum. iyi seyirler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.048 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    31 Aralık 2020 tarihinde eklendi
    Senaryosunu da Enda Walsh ile birlikte yazan Steve McQueen’in yönetmen koltuğunda oturduğu ilk (debut) uzun metrajlı sinema filmi olan “Hunger”:

    Kuzey İrlanda’daki eski Kraliyet Hava Kuvvetleri üssü Long Kesh'te kurulmuş olan (ve 1971 – 2000 yılları arasında aktif olarak kullanılan) Maze Hapishanesinde, IRA mensubu siyasi tutsakların statülerinin iyileştirilmesi için 1981 yılında başlatılan “açlık grevinin”, özellikle de Bobby Sands vakasının öne çıkartılarak anlatıldığı tarihi bir drama…

    Bu ölüm orucu öncesinde hapishanedeki İrlandalı Cumhuriyetçiler, “battaniye” ve “yıkanmama” eylemlerini başlatmışlardır…

    Filmde ilk tanıdığımız karakter, mahkumların kafasına yumrukları ile vurarak işkence yapmaktan özel bir haz duyan ve o nedenle de elleri yara bere içinde kalmış olan zorba Gardiyan Raymond Lohan (Stuart Graham) oluyor…

    Kahvaltısını yaptıktan sonra karısının (Laine Megaw) meraklı bakışları arasında bomba yerleştirilip yerleştirilmediğini öğrenmek amacıyla yere uzanarak altını kontrol ettiği aracına binip hapishaneye gitmek Raymond’ın günlük rutinlerinden birisidir…

    Maze’in en yeni konuklarından olan altı yıl hapis cezasına mahkûm Davey Gillen (Brian Milligan), on iki yıl tutuklu kalacak olan Gerry Campbell (Liam McMahon) ile aynı hücreye konulur…

    Görüş günü her ikisinin kız arkadaşları geldiğinde Davey ağzındaki mesajı öpüşerek aktarmak suretiyle dışarıya gönderirken Gerry’de içinde radyo alıcısı bulunan zulayı alıverir…

    O arada gardiyanlar Bobby Sands’i (Michael Fassbender) döverek ve zor kullanarak hem saçlarını tıraş ederler hem de yıkarlar…

    Ki zaten diğer mahkumlar da benzer bir yöntemle tıraş edilmektedirler…

    Bir diğer görüş gününde kafası gözü dağılmış vaziyetteki Bobby’nin ziyaretine, annesi Roselyn (Helen Madden) ile babası John (Des McAleer) gelirler…

    Aslında bu günlerdeki en önemli husus, IRA yönetiminin direktiflerinin mahkumlara el altından gizlice ulaştırılmasıdır…

    Son gelen talimat de hapishane yönetimi ile sivil kıyafet giyme pazarlığına girilmesi üzerinedir…

    Bunun üzerine kendilerine, “alın size sivil kıyafet” diyerek alay edercesine dağıtılan rengarenk garip kıyafetleri giymeyerek ciddi bir direniş başlatırlar…

    Hapishane yönetiminin buna yanıtı ise:

    Dışardan takviye olarak getirtilen ellerinde copları ile kalkanları ve kafalarında siperlikli miğferleri de bulunan bir kuvvetin de yardımı ile genel bir “dayaklı arama” yapılması şeklinde olur…

    Vaziyet o kadar fecidir ki, gelenlerin arasında bulunan ve bu işe bulaşmayı hali hazırda “insanlığını tamamen yitirmediği için” kendine yediremeyen güvenlik güçlerinden biri olan Stephen Graves (Ben Peel) bir köşeye çekilerek hüngür hüngür ağlar…

    Bundan sonrasında, filme ve o dönemin tarihine damgasını vuran olaylar zincirinden sadece iki örnek daha bulunmaktadır:

    1. Raymond’un elindeki papatya demeti ile huzurevindeki annesini (Helena Bereen) ziyaret etmesinin sonrasında yaşananlar…

    2. Bobby’nin açlık grevi dalgasını başlatması…

    Ki, Bobby’i aksine uzunca bir sohbet gerçekleştirdiği kendisi gibi Katolik olan Peder Dominic Moran (Liam Cunningham) dahi ikna edemeyecektir…

    Peki, hepsi bu kadar mı?

    Elbette değil…

    Yukarıda da vurguladığımız gibi İrlanda tarihine de geçmiş olan gerçek öykü asıl şimdi başlıyor…

    Bitirmeden yorumumuza ilave edeceğimiz son şey, Michael Fassbender’ın bu role meyve, kuruyemiş ve sardalye ağırlıklı günlük 900 kaloriyi aşmayan on haftalık doktor kontrollü özel bir diyet programı ile hazırlandığı biçiminde olacak…

    Bugüne kadar fırsat bulup da henüz izlememiş olan sinemasever dostlara, 2008 Cannes Film Festival’in de Steve McQueen’e “Altın Kamera (Caméra d'Or)” ödülünü de kazandırarak önünü açmış olan bu filmi hararetle öneririz…

    Keyifli seyirler,
    rudeonerudeone
    rudeonerudeone

    Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    13 Haziran 2013 tarihinde eklendi
    McQueen ve Fassbender'in uzun yıllar unutulmayacak, üzerine konuşulacak eseri. Bu kadar sade bir sinema diliyle, sade bir anlatımla ancak bu kadar etkileyici ve çarpıcı olunabilir. Tek bir harf eksik değil, tek bir harf fazla değil. Yarım saate yakın süren "görüşme" sahnesi McQueen'in imzalarından biri. Yaşanmış olaylar. Son yılların izlenmesi gerekenlerinden.
    jamesbond-2
    jamesbond-2

    Takipçi 1.684 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    8 Ağustos 2014 tarihinde eklendi
    Yaklaşık 25 dakika süren ve tek açıdan gösterilen ikili diyalog sahnesini saymazsak etkileyici bir film,durağan gidiyor ama yaşanan olaylar tabiki hüzünlendiriyor özellikle başrol oyuncusu'nun performansı görülmeye değerdi 7/10
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    15 Aralık 2016 tarihinde eklendi
    Açlık … Size normal gibi görünebilir. Manasını ve anlamını biliyor olsak bile bunun nasıl hissettirdiğini bilmek asla! Bunun için günleri bıraktım. Ayları devirmek gerekiyor. Hiçbir şey yememek. Açlıktan ölecek duruma gelmek. Bunlar normal şeyler değil. Bunları her cesaretliyim diyen insan yapamaz. Bu ancak bir dava için yapılır. Bunlar bir mücadele için yapılır. Herkes yapamaz. Kimsenin buna cesaretini olacağını sanmıyorum. (İstisnalar vardır. Tıpkı; Bobby Sands gibi) Çünkü bize bu yapılsa ve yapmak zorunda olsa idik. Yalvarırdık. Bir lokma için her şeyi yapardık. Aynı şu sevimli köpekler gibi… Film kanımı o kadar soğuktu ki. Soğuktan kanım donacak hale geldi. Gerçek bir yapıtın bu kadar derinden geleceğini zannetmezdim. Çok farklıydı. Çok mucizevi bir yapıttı. İzlediğimde tüylerim diken diken oldu. Muazzam bir filmi başlangıcı… Film dört duvar içinde geçiyor. Hapishane ! Çok farklı bir hapishane. Hapishane farklı değil, içindeki insanlar çok farklı. Çünkü bir mücadele için içerde işkence görüyorlar. Bir mücadele için … Biz buna ‘ özgürlük olarak nitelendirebiliriz. ‘ Özgürlük… Hani kimseye bağlı kalmayarak yaşamak. Bir milletin, diğer millete karışmaması. Manda ve himayenin olmadığı. Ama bunlar olmuş o dönemde. Olmuş. Peki hangi ülke ? Tahmin edin. İNGİLTERE ! Şu bencil ülke. Kendini kibirliliğini gösteren. İnsanlara zulüm yapan ülke. Benim de sesimi duysunlar. Bakın burada sert eleştiri yapıyorum. Bana da bir şey desinler. Yorum yapsınlar. Yada hapishaneye atıp. İşkence çektirsinler. Yada özgürlüğümü alsınlar. Yada bu milletin… Filmde beni etkileyen ‘ Bobby Sands ‘ bu filmi izledikten sonra, benim için; ilham aldığım bir insan konumumda oldu. Neden mi ? Bu adamın yaptıkları son derece mükemmel. Savaşçı ruhu, asla pes etmeme arzusu, Mücadeleci davranışı, kendi hayatını feda ederek, başka insanların hayatını kurtarmak. Bunlar herkesin yapamayacağı farklı şeyler. Bu adamlar inanılmaz derece aydınlık. Parıldıyor sanki. Işıltısı herkes görmeli. Bu ışıltıyı herkes hissetmeli. O zaman anlaşılır bazı şeyler. Bazı mücadeleler… Filmde dikkatimi çeken, en büyük etken “ 16.5 dakika hiç durmadan devam eden konuşma sahnesi.” (Bobby Sands ile Peder rolündeki Liam Cunningham.) Bu filmde Bobby Sands’in o konuşmaları, çok farklı. Bu kadar konuşma, kolay kolay hiçbir filmde göremezsiniz. Özellikle Bobby Sands sigara sahnesi o biçim. O kadar sigara içen gördüm. Ama bu adam kadar ağzına ve içme şekli her insana yakışmaz. Kesinlikle möhteşemdi. Filmde iz bırakanlar daha bitmedi. Michael Fassbender’ın müthiş oyunculuğu. Bu kadar bir oyunculuk asla beklemezdim. Sonuna kadar hak etmiş. Sonuna kadar… Filmde dikkatimi çeken bir başka olay ise; Christian Bale “ The Machinist “ filmini bilirsiniz. Çok kilo vermişti. Filme gerçeklik için çok zayıf bir vücuda geçmişti. Peki Michael Fassbender ? Bale yanında bence hafif kalmış. Adam mükemmel oyunculuğunun yanında gösterdiği zayıflık gösterisi kesinlikle filmi büyülük katmış. Kesinlikle diyorum. Kesinlikle bu adam harika. Film zaten olağanüstü iken bu adamın performansı asla unutulmamalı.. Filmi anlatacak o kadar harika, möhteşem şeyler var ki. Anlat anlat bitmez. Filmdeki o sahneleri, hiçbir filmde göremeyeceğiniz sahneler. O sertlik gösterileri, o inanılmaz oyunculuk, o inanılmaz banyo sahnesi kesinlikle filmi anlat anlat bitmez. Her şey şüphesiz gerçek gibiydi. Zaten filmin türü. Biyografi olduğundan gerçeklik kesinlikle gösterilmeliydi ama bu filmde çok gerçeklik gördüm. Film her şeyiyle bir bütün. Olayı benzetme sanatları yapmaya gerek yok. Gerçekçi boyutu o kadar derin ki süslemek yanlış olur. Sadece izleyin. Böyle filmleri izlemek inanın çok zor. İzleyin ve filmi tam olarak keşfedin. Filme vereceğim sadece eksi not: Kısa olmuş. Olay çok hızlı başladı. Ne kadar ağır olsa da filmin kısalığını beni üzdü. Biraz daha uzun olsa tam anlamıyla bir başyapıt olurdu. Benim için şuan bile başyapıt! Son olarak filmi bana tavsiye eden kaan abime teşekkürlerimi iletirken filmi izlemini canı gönünden ister. Sinemaseverlerinin böyle filmi kaçırmaması gerektiğini yüksek sesle vurgularım puanım 10 üzerinden 8.6
    volkanick
    volkanick

    Takipçi 683 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    17 Ekim 2013 tarihinde eklendi
    Etkileyici bir film.Yönetmen kendi tarzını hissettirmiş.Ama bazen kameranın orada unutulduğunu zannedebileceğiniz şekilde uzun sahneler rdaki idrarı temizleyen gardiyan sahnesi toplamda iyi bir ere'nin Midnight Express'i de diyebiliriz film için.
    erzincansporlu
    erzincansporlu

    Takipçi 306 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    12 Mayıs 2009 tarihinde eklendi
    İkili diyalogların ve enteresan ayrıntıların fazlaca yer aldığı bu film, IRAnın apishanelerde çürüyen bağlılarını dramatize edilmiş bir şekilde izleyiciye sunuyor. Özgürlük temasının öneminin işlendiği ve yaklaşık 15 dakik süren masa başındaki pederle olan diyalog ise filmi farklı kılan uç noktalardan biri. Velhasıl 8/10 verdim gitti.
    sari_23
    sari_23

    Takipçi 174 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    22 Mart 2009 tarihinde eklendi
    Bağımsız İrlanda düşüne güzel bir ağıt olmuş.videoarttan gelen yönetmenin ne kadar yetenekli olduğu her karede açık şekilde belli.kesinlikle izlenmeli...
    000alper
    000alper

    Takipçi 58 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    16 Nisan 2009 tarihinde eklendi
    Çok çarpıcıydı.İnsanı düşünmeye zorluyor!İzlediğim en etkileyici yapımlardan biri.
    beck31
    beck31

    Takipçi 1.383 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    14 Temmuz 2009 tarihinde eklendi
    Herkese hitap etmeyeceği gerçeği doğrultusunda gayet gerçekçi ve cesur bir film var karşımızda, izleyeme değer kendinden ödün vermiş olsada.7/10
    Ogulcan B.
    Ogulcan B.

    Takipçi 236 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    10 Mart 2012 tarihinde eklendi
    Psikolojik bir festival filmi.Film kesinlikle festival filmi bence hem işleyişi olsun hem diyalogların fazla olmaması olsun bu yüzden filmi izlemeden önce hareketli bir film beklemeyin.Uzun zamandır izlemek istediğim bir filmdi Hunger ve dün nihayet izledim peki beğendim mi? Abartılacak kadar iyi bulmadım daha sert ve etkileyici sahneler bekliyordum fakat film boyunca temponun arttığı ve etkileyicilik bakımından sadece 1-2 sahne var.Açıkçası filmin başlarında kimin başrol olduğu şüpheli ama sonradan Michael Fassbender çıkıyor ve oyunculuğunu konuşturuyor,oyunculuklar iyi ayrıca unutmadan söyleyim gardiyan rolündeki Stuart Graham da çok iyi iş çıkartmış.İşleniş bakımından film baya ağır işliyor zaten fazla konuşma da yok yönetmen insanın duygularından ziyade sanki insanın bedeninin çektiği acıları göstermiş.Dediğim gibi olay örgüsü bakımından çok ağır bir film yani film kesinlikle herkese hitap etmiyor eğer festival filmlerini kaldırabilecek bünyeniz varsa Hunger sizin için iyi bir seçenek olabilir.Filmin en iyi yönü sanırım yönetmeni çünkü gerçekten iyi iş çıkarmış,filmin çok az müziği var ama o az müzikler de güzel diyebilirim ama keşke filmin etkileyiciliğini arttırmak adına daha fazla müzik kullanılsaymış.Son olarak benim ne çok beğendiğim ne de kötü bulduğum bir film değil ama farklı bir şeyler izlemek istiyorsanız Hunger izlenebilir ama ağır bir film olduğunu unutmayın.

    7/10
    -alp-
    -alp-

    Takipçi 195 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    23 Haziran 2010 tarihinde eklendi
    Ağır ilerlemesine rağmen etkileyiciliğinden hiç bir şey kaybetmemiş bir yapım. Oyunculakları ise özellikle iyiydi. Tavsiye ederim...Not: Sayın editör, yönetmen kısmında Steve McQuenn ismine tıklayınca, büyük üstadın filmleri gözükmekte. Düzeltilmesi yararlı olacaktır diye düşünüyorum. Sevgi ve saygılarımla...
    enesnail
    enesnail

    Takipçi 221 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    4 Nisan 2010 tarihinde eklendi
    bu film tarihe geçecek cinsten niye mi 23 dakika aynı sahne ve ikili diyalog... ve bir süre sonra uykunuz geliyor. bu sahneyi saymazsak film idare eder gibi. çıplaklığı abartmadan verebilirlerdi, maşallah hepsi sanat için soyunan arkadaşlar dedirtiyor. teröristlerin hapishanedeki temel haklarını kazanmak için çabalarını anlatmaya çalışıyor ama bu terörün iyi birşey olduğunu göstermez yönetmenin samimiyeti önemli bu noktada. neyse durgun filmlerden haz almıyorsanız sakın izlemeyin.
    ocelott
    ocelott

    Takipçi 117 değerlendirmeler Takip Et!

    1,0
    24 Mart 2009 tarihinde eklendi
    Anlamsız, berbat bir film. İzlenecek daha iyi yapımlar var konuyla alakalı. İyi seyirler...
    nskmourinho
    nskmourinho

    Takipçi 998 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    23 Ekim 2010 tarihinde eklendi
    Mermi gibi film olma sıfatını kaçırmış bir film açlık.Konunun işlenişi,dialoglar gayet iyi hatta filmin ağır tempoda ilerlemeside kendisine pek bir şey kaybettirmiyor ama benim için beş üzerinden üç yıldızın üstüne çıkamadı.İyi sadece o kadar.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top