The Incredible Hulk
Yazar: Oktay Ege KozakÇocukluğunda orijinal çizgi romanları ve yetmişli yılların televizyon dizisini yalayıp yutmuş hayran kitlesi için, "şirin" devimizin sil baştan yeniden yaratılan macerası, Ang Lee'nin "sanat filmi çizgi roman" denemesi Hulk'u yok sayarak başlıyor işe.
Bu yaklaşım bir devam filminden çok Hulk 2.0'ı getiriyor seyirciye. Yani ilk filme göndermede bulunmaktan kaçınan, tek başına kendi dev yeşil ayaklarında durmaya uğraşan bir "ikinci ilk film" var karşımızda. Hulk bildiğimiz Hulk, ama bu sefer "Daha büyük, daha aksiyonlu ve daha hayran odaklı!"
The Incredible Hulk'un yapımcılarının, 2003 yapımı filmin antitezini ortaya koymak için ellerinden geleni yapmaları anlaşılır bir uğraş. Ang Lee'nin ailevi psikolojik drama yaklaşımı, gerçek çizgi roman kareleriyle dolu şahane montajına rağmen ağır temposu ve ruhsuz karakterleriyle pek de ilgi çekici bir yapım değildi Marvel uyarlamaları göz önüne alınırsa.
Fakat bu sefer ilk filmden olabildiğince uzaklaşan yapımcılar, terazinin bir ucundan diğerine koşuyorlar ve karakter-aksiyon arası denge bir kez daha bozuluyor. Sonuç olarak melodramsı bir aşk hikayesinin zar zor bir arada tutturduğu ince ip misali senaryoyu yüzlerce araba ve tank'ın beraberinde yerle bir eden, bitmek bilmeyen bilgisayar efekti demosu tarzı aksiyon sahneleriyle baş başa kalıyoruz.
Duraksız aksiyonun başarılı yönetmenlerinden Louis Leterrier (Taşıyıcı 2), yeni Hulk'un maksimum aksiyon arayan yapımcıları için mükemmel bir seçim ilk bakışta. Leterrier'in filme olan yaklaşımı şu formülden oluşuyor: Hulk, bir araba/tank/helikopteri ikiye böler. Sonra bu parçaları teker teker kötü adamlara fırlatır. Kötü adamlar ekranın dışına fırlar. Formülü tekrarla.
Aslına bakılırsa ilk perdede Leterrier daha orjinal, karakter bazlı anlatımı ustaca elden geçirilmiş aksiyonla birleştirebilecek bir Hulk yaratıyor. Brezilya gettolarında saklanan Bruce Banner'ın (Edward Norton), Hulk'u kontrol altına almak için sinirlerine hakim olmasını, aynı zamanda bu hastalığa bir çare bulmaya çalışmasını izliyoruz ilk perdede. Askerlerin Banner'ın mekanını bulduktan sonra Banner'ın bir gazoz fabrikasında Hulk'a dönüştüğü ilk aksiyon sahnesi, Hulk'u çoğunlukla gölgede tutarak teknik gösterişçilik yapmak yerine daha karanlık, seyircinin hayal gücünü destekleyen bir başlangıç sunuyor.
Hulk'un üniversitede askerlere karşı geldiği sahnede CGI yeşil devi açık havada bütün detaylarıyla gördükten sonra Leterrier yukarıda bahsettiğim formülü devreye sokuyor ve filmin geri kalanı boyunca bu formülden uzaklaşmıyoruz. Kendisi de bir Hulk hayranı olan Edward Norton, Bruca Banner'ın içinde yaşatmak zorunda olduğu bela ile çektiği yalnızlığı ve iç çatışmayı başarıyla aktarıyor. Fakat ne yazık ki delirtici sıklıkla araya giren uzun aksiyon sekansları Norton'a üç boyutlu bir Bruce Banner yaratmak için yeterli zaman vermiyor. Aynı sorun Banner ve Betty Ross (Yavan performansıyla Liv Tyler) arasındaki aşk hikayesi için de geçerli.
Yeniden elden geçirilmiş bilgisayar yaratımı Hulk'un, ilk Hulk'tan daha gerçekçi ve daha başarılı bir yaratım olduğu kesin. Bu sefer doku ve kas detaylarıyla dolu, etrafındaki fiziksel ortamla olan ilişkisine dikkat eden, ağırlıklı bir Hulk yaratılmış. Hulk'un düşmanı "sarı dev" Abomination ile dövüştüğü final boyunca, New York sokaklarında kırılan her kaldırımın etkisini, fırlatılan her arabanın çarpışmasını, bilgisayar efektlerine olan direk bağlantısıyla hissediyoruz. Fakat bu uzun finali ayakta tutacak bir hikaye önceden yaratılmadığı için, teknik bakımdan hayret uyandırmasına rağmen, kişisel bakımdan bir bağ kuramıyor seyirciyle.
The Incredible Hulk, çizgi romanın ve orjinal dizinin hayranları için bir sürü referans sunuyor. Banner'ın Hulk'un klasik bir repliğini Portekizcede başka bir kelimeyle karıştırması. Orjinal Hulk Lou Ferrigno'nun güvenlik görevlisi rolünde konuk oyunculuğu. Orijinal dizinin klasik müziği...
Bu referansların hepsi tek bir sebep için konulmuş haliyle, yapımcıların bu sefer Hulk'un hayranlarını tatmin etmek için gerçekten uğraştıklarını kanıtlamak. Bu bakımdan belki de The Incredible Hulk bekleneni getiriyor hayranlarına. Fakat geçen ayın Demir Adam'ı gibi hikayesini ve aksiyonunu birebir tutan daha doyurucu bir çizgi roman uyarlaması arayan seyirci, alışılagelmiş, yavan ve şişirilmiş bir dev ile idare etmek zorunda bu sefer.