Hesabım
    Çağrı
    Ortalama puan
    4,7
    1885 Puanlama
    Çağrı hakkında görüşlerin ?

    139 Kullanıcı yorumları

    5
    101 Eleştiri
    4
    22 Eleştiri
    3
    5 Eleştiri
    2
    5 Eleştiri
    1
    4 Eleştiri
    0
    2 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    jamesbond-2
    jamesbond-2

    Takipçi 1.684 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    8 Şubat 2011 tarihinde eklendi
    Hani bazı filmler vardır ya bittiğinde etkisinden kurtulamazsınız ve kesinlikle 10 üzerinden 10 luk filmlerdir bunlar ve gerçekten içerisinde bir çok ders alınması gereken şeyi barındıran başyapıtlardır işte çağrı da bu başyapıtların en önemlilerinden biri.Şu ana kadar niye izlemedim diye kendime kızdım,dinimizi gerçekten 1976 yılının imkanlarına göre çok güzel anlatmışlar tüm müslümanların izlemesi gereken ibretlik bir yapım.Uzun süresine rağmen bir solukta izlenen,peygamberimizin yaptıklarını anlatan eşi benzeri olmayan bir yapım.Lafı fazla uzatmaya gerek yok izlemeyenler kesinlikle izlesinler ve çevresindekilere de mümkünse izlemelerini önersinler.10/10
    Veli Şanlı
    Veli Şanlı

    Takipçi 20 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    20 Haziran 2017 tarihinde eklendi
    Dönemine ve yapımına göre çok üst düzey oyunculuk ve senaryo ile sahneye yansıtılmış. Yıllardır islam islamın yayılışı hakkında anlatılmış yegane tek film. günümüz teknolojisine ve islamın akaid bakımından sorun teşkil etmeyecek yeni yapımlara yol açması ümidiyle...
    Allah'ın elçileri hiçbirzaman eleştirilemez. Çünkü hükmü ve kanunu koyan zatın elçileridir zeval olmaz.
    Allah hükmünde galiptir. Emrinde ve kanunlarında haklıdır. Bize teslim olmak kalır. lslamı araştırmış bir insan inanlığın ne kadar nankör olduğunu öz eleştiri yapabilir.
    Ahmet G.
    Ahmet G.

    Takipçi 218 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    7 Mart 2005 tarihinde eklendi
    Güzel ve saygılı.
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    11 Haziran 2012 tarihinde eklendi
    Film vardır izlenir, film vardır yaşanır, film vardır yaşatır, film vardır daha düşünce aşamasında çürümeye ve unutulmaya mahkum olur, film vardır senaryosunun sığlığı ve insanı ifade edememesi yönüyle hiç dikkat çekemez, film vardır çekilir, bir süre gösterilir fakat sun&65533;î ve geçici konuları ihtivası nedeniyle arşivlerin tozlu rafları arasında kalmaya mahkum olur, fakat bir film de vardır ki, kişi onu her izlediğinde hislenir, bir ders çıkarır ve filmde oynayan bazı yüce ruhlu karakterlerle ruhunda bir birliktelik kurar. Evet belki yıllardır film izliyorsunuz, belki daha çok film izleme adına evinizdeki televizyonunuza türlü türlü alıcı cihazları taktınız. Peki, acaba bu özelliklere sahip kaç tane film izlediniz? Dev bütçeler ve sayısız figüranlarla çekilen, promosyonun bin bir çeşidiyle bizlere sunulan o yabancı filmlerden, acaba kaç tanesini hâlâ sıkılmadan, yeniden ve yeniden izleyebilir ve her izlediğinizde anlatılmaz duygularla donanır ve o kişiler gibi olma adına yeni kararlar alma yoluna gidebilirsiniz. İşte bu özelliklere sahip filmlerden bir tanesi de yıllardır izleyegeldiğimiz ve bazı tv kanallarının Ramazan yayın dönemlerini doldurmak için bölüp bölüp kullandıkları muhteşem yapıt Çağrı (The Message) filmi. Kaç kez izlediniz ? On, on beş, yirmi, çok daha fazla izleyenleriniz olduğuna da eminim. Buna şaşırmıyorum da, çünkü ilâhî bir kaynaktan insanlığın huzuru için gönderilen bir eser nasıl ki her gün her gün okunmaktan usanç vermiyorsa, o eseri insanlığa duyurmayı kendine gaye-i hayal eylemiş civanmert insanların hayatları ve mücadelelerini de izlemek o şekilde bıkkınlık vermiyor. Aksine her izlediğimizde kendimize çeki düzen vermemizi sağlıyor. Çağrı filmi iki farklı versiyon halinde çekildi. Yönetmenliğini Muhammed Akad&65533;ın yaptığı ABD yapımı olan Çağrı filmi, içinde tanınmış aktör ve aktristlerin oynaması sebebiyle diğer yapıma göre daha çok tanındı. Özellikle oynadığını yaşayarak oynayan ve bu filmde Peygamber Efendimiz&65533;in amcası Hz. Hamza rolünü canlandıran ünlü aktör Anthony Quinn, sergilediği oyunculukla tüm gözleri Çağrı filmine çevirdi. Senaryoda etkili bir yeri olmayan Ebu Süfyan&65533;ın karısı Hind ise Hz. Hamza&65533;ya olan düşmanlığının konu edildiği rolü ve aktrist İrena Papas&65533;ın oyunculuğu ile filmde göz önündeki karakterlerden biri haline geldi. Yine Hz. Muhammed&65533;in (s.a.s) İslâmiyeti tebliği ve mücadelelerini konu alan, senaryo olarak Çağrı filminin neredeyse aynısı olan Arap yapımı er-Risale filmiyse daha çok Arap ülkelerinde takip edildi. Ülkemizde de son yıllarda yaygın olarak izlenmeye başlayan bu versiyonu, diğerinden ayıran en büyük özellik, filmin içinde geçen ayet tilavetlerinin orijinal haliyle verilmesi. Bu yapıtı diğerine göre ikinci planda kalmaya mahkum eden yönse Çağrı filminde olduğu gibi içinde meşhur bir oyuncunun bulunmaması. Fakat her ne kadar tanınmamış sanatçılarla çevrilmiş olsa da oynadıkları karakterleri çok güzel canlandırdıklarını söyleyebiliriz. Her iki filmde de Hz. Muhammed (s.a.s) bizzat gösterilmiyor. Ya asası, ya devesi ya da O&65533;nunla konuşan kişilerce temsil edilmeye çalışılıyor.Senaryoların ikisi de cahiliye devri Arap Yarımadası&65533;nın âdet ve yaşantılarını ayrıntılarıyla sergileyerek başlıyor. Yapılan zulümler, haksızlıklar, tapılan yüzlerce put ve onlara adanan çeşitli adaklar, her yıl değişik vesilelerle düzenlenen panayırlarla Mekke ve civarının sosyal yapısı izleyicilerin gözleri önüne seriliyor. İşte Hz. Muhammed&65533;in (s.a.s) dünyaya geldiği ortam. Şiir ve hitabetin ön planda olduğu, kadın ve kölelerin insandan sayılmadığı, güçlünün haklı olduğu, kan davalarıyla binlerce insanın ölüp yittiği bir dünya. Ve bu dünyada hiç kimsenin söylemeye cesaret edemeyeceği hakikatleri haykıran bir cesaret ve inanmışlık abidesi. Hz. Muhammed&65533;in (s.a.s) hayatını kitaplardan elbette ki okuyoruz ya da çevremizden bir şekilde öğreniyoruz. Ama acaba kaç defa şöyle bir köşeye çekilip, O&65533;nun mücadelelerini, çektiği zorlukları kafamızda canlandırıp O&65533;nu daha iyi anlamaya çalıştık? İşte, hayat meşgalesi içinde bunu yapmaya fırsat bulamayanlar için, kişileri, o dönemin Mekke&65533;sine götürmesi ve o çilekeş insanları daha iyi anlatması bakımdan bu yapıtlar büyük bir görevi yerine getirmektedir.Peygamber Efendimize ilk kez vahyin geldiği an, Hira Mağarası&65533;nda karanlıklar içinde ilk ayetlerin tilavet edilmesiyle anlatılmaya çalışılmış. Önce yakın çevreye tebliğe başlıyor. Her şey alabildiğine gizli. İbn-i Erkam&65533;ın evi ve bu yola baş koyan gençler. Derken 40. Müslümanlar birlikte açık tebliğ dönemine geçiliyor. İşte yürekler yakan bir sahne daha. Kol kola girmiş ve ortalarına da Kâinatın Efendisi&65533;ni almış bu kutsî topluluk Kâbe&65533;ye tavafa yürüyorlar. Taşlar, tükürükler, sopalar ve hakaretler. Filmin en etkileyici sahnelerinden biri yaşanmak üzere. Zira Mekke halkının, Ebu Cehil&65533;in tazyikiyle oracıkta öldürebilecekleri bu kırk insanın imdadına, daha sonra Peygamber Efendimiz&65533;in &65533;Allah&65533;ın Arslanı&65533; diye adlandıracağı Hz. Hamza yetişiyor. Atının sırtında kalabalığa dalan ve kimselerin aklından bile geçiremeyeceği bir şekilde Ebu Cehil&65533;i tard eden Hz. Hamza, yeğeni Hz. Muhammed&65533;i (s.a.s) bu kötü durumdan kurtarıyor. İslâm&65533;ın açık tebliği ve Kâbe civarındaki son gelişmeler sonrasında Mekkeli müşrikler tarafından yoksul ve zayıf insanlara karşı şiddet uygulanmaya başlıyor. Hz. Bilâl-i Habeşî ve Ammar Bin Yâsir&65533;in şahsında ilk Müslümanlara yapılan eza ve işkenceler seyircilere aktarılmaya çalışılıyor.Filmin en çok konuşulan bölümlerinden biri de ilk Müslümanların Habeşistan&65533;a hicreti sonrasında onları takip eden müşriklerle Habeş kralı Necaşi önünde yapılan münazaradır. Hz. Peygamber, Habeş kralı Necaşi&65533;nin adil olduğunu söylemiş ve eza cefa gören müminlere Habeşistan hicretini emretmiştir. Amr İbn-i As öncülüğünde Habeşistan&65533;a giden müşriklerde para vaadleri ile Müslümanları geri almak istemektedirler. Necaşi onları uzun uzun dinler, hatta bir ara Müslümanları teslimi düşünür, fakat Cafer bin Ebu Talib&65533;in Kur&65533;ân&65533;dan Hz. Meryem&65533;e dair okuduğu ayetler karşısında onları himayeye karar verir. Filmin bu sahneleri, o dönemin Hristiyan bir toplumunun, İslâmiyet&65533;e bakış açısını göstermesi bakımından bir hayli önem arz ediyor.Bir süre sonra hicret ve Medine dönemi gerçekleşiyor. Filmin en çok konuşulan sahnelerinden biri de Hz. Peygamber&65533;in arkadaşı Hz. Ebu Bekir ile birlikte Medine&65533;ye girişleri. Günlerdir ağaçların ve damların tepelerinde kutlu misafirlerinin yolunu gözleyenlerin, Peygamberi ufukta görmeleriyle dillerinde terennümüne başladıkları Talaal Bedru&65533;lerle, çoşku içinde O&65533;nu karşılayışları, bu manzarayı izleyen tüm yürekleri kabartıyor. Hele Medineli Müslümanların, evimizde kalın yalvarışları ve Muhacir-Ensar kardeşliğinin ilanıyla birbirlerine kardeşane sarılışları, inanın gözlerimizin hasret kaldığı manzaralar olarak gönüllerimizi dolduruyor. Filmin ilerleyen dakikalarında Mekke müşrikleri ve Müslümanlar arasında yaşanan savaşlara sıra geliyor. Özellikle Bedir ve Uhud savaşları iki yapıtta da teferruatıyla canlandırılmış. Bedir kuyuları ve Uhud dağı etrafındaki savaş taktikleri ayrıntılı olarak sergilenmeye çalışılmış. Hudeybiye Barışı çok derinlemesine olmasa da yine filmin içinde yer almış. Müşriklerin anlaşmayı bozmaları üzerine artık iyice güçlenen Müslümanlar Hz. Peygamberin öncülüğünde Mekke&65533;ye yürüyorlar. Mekke civarına yakılan ateşler, Ebu Süfyan&65533;ın barış arayışları ve derken İslâmiyet ile şereflenmesi. O kutlu insanın Mekke&65533;ye girişi ve Kâbe&65533;ye yönelişi. İşte izleyenleri en çok heyecana gark eden ve duygulandıran sahneler burada başlıyor. Yıllarca memleketinden uzak kalan nice insan oluk oluk Mekke sokaklarına akıyor. Sevdikleriyle sarılanlar, eğilip toprağı öpenler ve daha neler neler. Ama aralarında biri var ki O kutlu kişi en çok Allah&65533;ın evi Mescidü&65533;l-Haram&65533;a hasret kalmış. O&65533;nunla birlikte Kâbe&65533;ye giriyoruz. Kutlu bir elin tuttuğu asa bir bir insanlığın ruhunu karartan, birer taş ve tahtadan başka bir şey olmayan putları devirmeye başlıyor. İzlerken filme kendimizi kaptırıyor, izlediğimiz şeyin bir film olduğunu unutuyor ve ah diyoruz kamera biraz daha kenara gelse de âsâyı tutan o kutlu eli, yüzü bir de biz görebilsek. Hz. Bilal (r.a) O&65533;ndan aldığı emirle Kâbe&65533;nin d***** tırmanıyor. Mekke&65533;yi çınlata çınlata ezan okuyor. Gönüller mutlu gözler yaş içerisinde.Artık filmin sonlarına geliyoruz. Film Peygamber Efendimiz&65533;in veda hutbesiyle son buluyor. Yüz binlik bir insan kitlesi Kâbe&65533;yi doldurmuş tüm gözler onu seyretmekte, tüm kulaklar pür dikkat onu dinlemekte. Veda Hutbesinin sonunda dinini tebliğ ettiği sözünü ümmetinden aldıktan sonra üç kez &65533;Şahit Ol Ya Rab&65533; diyor. Çölde üç kutlu atlı görüyoruz. O tarihlerde İslâm Dini&65533;ni tebliğ etmek için dünyanın dört bir tarafına giden binlerce sahabeyi temsilen. Belli bir yerden sonra selamlaşarak ayrılıyorlar. Belki bir daha geri dönmemek üzere, hiç tanımadıkları topraklara Yüce Allah&65533;ın dinini, Hz. Peygamber&65533;in öğütlediği şekilde anlatmaya gidiyorlar. Sonra ezanlar okunmaya başlıyor birbiri ardınca, değişik makamlarda, türlü türlü mimari özelliklere sahip camilerden ve farklı coğrafyalardan. Film böylece sona eriyor ama siz bir süre daha ekranın karşısında öylece kalakalıyorsunuz. Gözleriniz ekranı mânâsız ifadelerle seyrediyor belki ama, aklınız oralarda, ta uzaklarda Medine çöllerinde, insanlığını unutmuş dünyaya, insanlığını yeniden hatırlatan yüce bir rehberi düşünüyor. Ruhunuz O&65533;nun yolunda olmak için çırpınıyor ve siz o koltuktan farklı bir ruh haleti içinde kalkıyorsunuz.
    closereplysend92
    closereplysend92

    Takipçi 15 değerlendirmeler Takip Et!

    0,5
    21 Ağustos 2007 tarihinde eklendi
    beğenmedim çok daha iyi olabilirdi...
    Engin Yüksel
    Engin Yüksel

    Takipçi 1.458 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    3 Temmuz 2011 tarihinde eklendi
    ister Müslüman olarak izleyin ister farklı bir inanç ya da inançsızlık mensubu olarak izleyin ama ön yargılarınızı atıp izleyin. gerçekten iyi film iyi oyunculuk 10/10
    gokhansld
    gokhansld

    Takipçi 144 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    18 Ekim 2011 tarihinde eklendi
    Keşke bu tarz filmleri sinemada daha fazla görebilseydik. Ama dini film denince akla The Message isminden başkası gelmiyor. Yılda milyon dolarlar harcanan dizi sektörü neden bu işe girmek istemez. Siyasi iktidar inançla övünürken neden bu tarz bir film yapılması için ön ayak olmazlar. Dini ağırlıklı yayın yapan kanallar asker içinde ki derin devleti dizi şeklinde anlatacağına neden böyle bir dizi yada film yapmaz. Cevap çok basit, Mustafa Akkad yada Mel Gibson kadar cesur değiller. Cahil olduğumuzdan böyle bir filme övmekten çok yerceğimizi biliyorlar.
    Gürkan A.
    Gürkan A.

    Takipçi 165 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    9 Mart 2020 tarihinde eklendi
    müslümanız diye bu film illa izleyin demiyorum ama başyapıtlardan birisi inanılmaz sürükleyici çok etkili bir film zaten başrol çok iyiydi daha sonra ömer muhtarı da oynadı Quinn
    -Lord-
    -Lord-

    Takipçi 394 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    7 Eylül 2006 tarihinde eklendi
    Anlatmak istediğini inanılmaz etkileyici bi şekilde anlatan müthiş bi film...
    erzincansporlu
    erzincansporlu

    Takipçi 306 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    15 Ağustos 2006 tarihinde eklendi
    Bu eser için söylenecek çok söz var ama.. Gerçekler zamanla anlaşılırmış. Hele Hz. Hamza’nın öldüğü sahne, hala tüylerim diken diken oluyo. O zamanda bu yapıt, yani 'BaşYapıT'... Helal olsun sizlere.. elinize yüreğinize sağlık. 10/10
    mawi-777
    mawi-777

    Takipçi 144 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    2 Mart 2007 tarihinde eklendi
    aslına bakarsanız şahane olmasa bile Hz. Muhammed hakkında cevrilmiş en ii film olmasından ötürü hala popüler ve her dini bayram öncesi ailecek izlenen müslüman halk arasında klasikleşmiş bir film.
    serhatonce26
    serhatonce26

    Takipçi 160 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    23 Ağustos 2004 tarihinde eklendi
    islamiyeti anlatan en iyi film
    naked-soul
    naked-soul

    Takipçi 561 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    23 Temmuz 2005 tarihinde eklendi
    bir başyapıt,bir şaheser... film müziğiyle adeta sizi alıp savaşın ortasına götürüyor.harika bir film oscarı fazlasıyla hakediyor
    istanbulkadir
    istanbulkadir

    Takipçi 14 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    21 Şubat 2005 tarihinde eklendi
    İslami konularda çekilmiş kült film... harika...
    oscar1895
    oscar1895

    Takipçi 133 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    11 Kasım 2004 tarihinde eklendi
    Harikulade bi film...Özellikle Mekkeli bi gurup Habeşistan’a giderken Amr’ın dönüp arkasına bakması(anne ve babasının acısı)unutulmaz bir sahne...ayrıca filmin müzikleri sinema tarihinin en iyi 10 müziğinden biridir bence..Fazla söze gerek yok gerekenleri yazmışsınız zaten:-)
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top