En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Turgay Buğdacigil
Takipçi
2.058 değerlendirmeler
Takip Et!
3,0
17 Ocak 2022 tarihinde eklendi
Bu akşam sırada, 13 milyon dolar gibi oldukça mütevazı bir bütçeyle çekilen “The Last Station” var…
Jay Parini’nin, ilk baskısı 17 Haziran 1990’da yapılan, aynı adlı biyografik romanından sinemaya uyarlanan filmin senaryosunu, filmin yönetmen koltuğunda oturan Michael Hoffman yazmış…
Bu filmi bizim açımızdan hemen ilk bakışta cazip kılan husus, tabii ki de 1 Academy, 2 Golden Globe ve 5 BAFTA ödüllü Helen Mirren ve 1 Academy, 1 Golden Globe ve 1 BAFTA ödüllü Christopher Plummer gibi efsane yıldızlarla Paul Giamatti ve James McAvoy’un aynı sahneyi paylaşıyor olması…
Kim ne derse desin, kesinlikle rüya gibi bir kadro…
Tutkulu aşık Sofya ve Leo Tolstoy çiftini canlandıran Helen Mirren ve Christopher Plummer’ın en büyük talihsizlikleri, o yılın Academy ve Golden Globe’unun “En İyi Kadın” ve “En İyi Erkek” oyuncu ödülü kategorilerinde karşılarında, “The Blind Side” (2009) daki performansı ile Sandra Bullock ve “Crazy Heart” (2009) daki performansı ile Jeff Bridges’ın bulunması… Yoksa bu ödülleri birer kez daha kazanmaları işten bile değildi…
Büyük romancı Leo Tolstoy’un yaşamının son yılını anlatan filmin çekimleri, başta Tolstoy’un yaşamının nihayetlendiği “son" tren istasyonu Astapovo olmak üzere dönemin tarihsel dokusunu ve ruhunu en iyi şekilde yansıtabilmek amacıyla Almanya (Leipzig, Saxony) ve Rusya’da özenle seçilen mekânlarda yapılmış… Mekân seçimindeki bu özene, dekor, kostüm ve müzik (Mozart, Sergei Yevtushenko) seçimlerindeki titizlik de eklenince 1910 yılına uygun atmosfer büsbütün tamamlanmış…
Her şeyin tam ayarında olduğu bu filmi, biz büyük bir ilgiyle izledik… Özellikle son on dakikasında izleyene duygu dolu anlar da yaşatan bu biyografik dramayı, bugüne kadar halen izleme fırsatı bulamamış olan sinemaseverlere, "daha fazla bekletmeyin" diyoruz…
Keyifli seyirler,
Son bir not: Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 31 Mayıs 2018 günü saat 00.32’de yazılarak paylaşılmıştır...
Filmdeki oyunculuklar dısında beni tam olarak tatmin etmedi dyebilirim. cunku cok fazla odaklanılan kısım tolstoyun eşiyle olan geçimsizliği son günlerindeki. Film içine tolstoyun akımından ya da kitaplarından daha fazla şey katsalardı bence film cok degerli olabilirdi.
ya filmi izlemeyipte millet nelerle uğraşıyor anlamıyorum .sanki tolstoyla beraber yaşamışlar .yok karısıyla sorunu çelişkiyle anlatılmış, yok şurda değilde burda ölmüş .ya filmin 2 oscar 2 bafta ödülü var kadro 10 numara james mcavoy ii bir aktör ,yükseliyor.iskoçyanın son kralı ve kefarettede iyiydi.sdece filmi izlemek isteyenler önerim kesinlikle ,zleyin yorumlara bakmayın kararı siz verirsiniz zaten .10/8
Yavaş ilerleyen fakat izleyiciyi sıkmayan bir film.Tolstoyun yaşamının sonları ile ilgili sanki biraz da didaktik bir film olmuş.Tolstoyun eşi ile yaşadıkları sorunları ve de her şeye rağmen birbirlerine olan sevginin beyaz perdeye güzel aktarıldığını düşünüyorum.Dönem filmlerinden hoşlanan ve de az çok Tolstoyu seven,okuyan arkadaşlara tavsiye ederim. 10/7
Toltstoy u bir insan olarak hatalarıyla doğrularıyla anlatması çok hoş. eşiyle olan ilişkisi ve Valentin&Maşa aşkı harika bir karşılaştırma olmuş. Ama bu filmlerin yan etkileri olarak, hep içten içe böyle bir sevgiliniz olmadığı için yana yana çıkıyorsunuz, kötü tabii ama var olanın değerini bilmekle, olmayanı özlemek arasında ki derin duygu birlikteliğini bu filmden anlayabilirsiniz.ii seyirler
Film adeta oyunculuk performansında başyapıt! Christopher Plummer ve Helen Mirren'in aşkın en doğal bi o kadar da en acımasız hallerine şahit oluyoruz. Birbirinden bir o kadar zıt düşünce akımlarında olsalar bu engel olunmayan sevginin gücünü yansıtıyor yönetmen bize. Filmi James Mcavoy filmi olduğu için izlemiştim ve iyiki izlemişim. Her ne rol olursa olsun oyunculuğun hakkını verdiğini hemen hemen her filminde gördüm . onlarca karakteri bize en güzel haliyle aktardı ama Valentin olarak ruhunuzda öyle saf temiz bi iz bırakacak ki bu filmde ... Aşkını en içten ve utangaç haliyle bu kadar real yansıtan beni etkileyen çok az oyuncu olmuştur . Gözlerimi bir an olsun ayırmadan izledim, günümüzde tek düze karakterlerle göz doldurmaya çalışan sözde oyuncular yanında bu adam paha biçilmez bi cevher değerinde bundan artık eminim .
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.