Bu Maceranın Neyi Eksik?
Yazar: Bige AkdenizAltın Pusula'yı herhangi bir çocuk kahramanlı fantastik film olarak es geçmeyin. Aslında daha fazlası var... Belki Chris Weitz Philip Pullman'ın 95, 97 ve 2000 yıllarında yayınladığı roman üçlemesi "His Dark Materials"ın ilk kitabının film adaptasyonunda, kitabın en sivri koşesini yontmayı seçti, ama bizim aklımız o sivrilikte kalıyor ister istemez.
Ne de olsa, içeriği ile Katolik çevrenin tepkisini çeken bir seriden bahsediyoruz. Pullman'ın ve kitaplarının hikayesinden bahsetmeden önce, Beyazperde'de yayınladığımız, din ile sinema ilişkisini anlatan sinemasalımıza göz atmanızı öneririm... Vatikan'ın ve takipçilerinin gözlerini sinemadan ayrılmadığından bahsetmiştik bu yazımızda ve işte size yeni bir ispatı daha... John Milton'ın "Paradise Lost" adlı, insanın cennetten atılışını anlatan epik şiirinden etkilen Pullman'ın ateist bir yazar olarak, 50'li yaşlarında şu sorulara kafasını takarak, bu kitapları yazdığı biliniyor: "Tanrı var mı? Eğer varsa, neden kendini göstermiyor? Eğer yoksa, dini kurumların bize nasıl yaşamamız, düşünmemiz, sevmemiz ve hissetmemiz gerektiğini söylemeye hakları var mı? Bu makul sorular İngiltere'de yoğun ilgi ve hayranlıkla karşılanan bu kitapların doğuşuna sebep oldu.
Filmin uyarlanacağı haberlerinin Katolik çevrelere ulaşması ile yükselen anti-sesler Weitz'ın ve yapımcılarının kulağına gitmiş olacak ki, "Golden Compass" adlı kitabın ateist yüzü sinek kaydı traşlanıvermiş. Şöyle düşünmüşler: Gişe demek, herkes demek; kızdırmayalım inananları. Tabi ilk filmin başarısı gelecek uyarlamaların garantisi oluyor aynı zamanda. İşin ironisi de burada... Başarı için yapılmış bir hareket, aslında filmin başarısını baltalayan yegane hareket olmuş. Bir kitabın ruhundan çalan film, ne kadar iyi bir uyarlama olabilir? Ateist bir mistik söylem üzerine tasarlanmış bir fantaziyi, koşuşan hayvanlar, uçuşan tozlar, konuşan ve savaşan kutup ayıları gibi hap şeklinde alınabilecek imgelere dönüştürmek belki yine fantastik bir film ortaya çıkartıyor, ama yenilikçi ve fark yaratacak bir film olmaktan çok uzak...
Aslında Altın Pusula bilim kurgu ile fantastik arasında dolaşan bir film. Paralel evrenlerden ve zamanlardan bahsediyor. Ve olayların geçtiği yer, bize paralel bir evrende, uzak gelecek ile geçmiş arasındaki bir zamanı hatırlatıyor. İnsanların şekil değiştirme ustası hayvan formunda cinleri var.
Bizden farklı olarak ruhlarını (cinlerini) dışarıda gezdiren insanlardan bahsediyoruz. Lyra adlı küçük kız kahramanımızın çocuksu ruhu, arada şirin bir kediden rakuna, kendini koruma ihtiyacı hissettiğinde ise daha vahşi bir hayvana dönüşebiliyor. Ama bilinen birşey var ki, Lyra acı hissederse, cini de hissediyor. Cini acı hissederse, Lyra da hissediyor. Bu gibi kitaba ait ögeler korunsa da, yani farklı bir evrenin inandırıcılığı sağlam olsa da, iyi ile kötünün yine var olduğu bu evrende, karanlığın rengini din ve anti-din tartışmasının rafa kaldırılması yüzünden, yeterince hissedemiyoruz.
Filmde adı geçen ve henüz sırrını öğrenemediğimiz, ancak insanların yetişkin hale geldiklerinde cinleri aracılığı ile onlara başka bir evrenden transfer olan "toz" olayını örtbas etmek isteyen ve bu yolda Lyra ile amcası Lord Asriel'i fiziki bir tehdit olarak gören "Magisterium" adlı kurum sadece totaliter bir otorite olarak gösteriliyor. Ancak kitapta Magisterium kilisenin ta kendisi. Bu doğrultuda tüm film boyunca dinsel referanstan kaçınılarak, fantastik çıta Harry Potter serisinin seviyesinde bırakılıyor. Cinler var, cadılar var, Kuzey Kutbu'nun fantastik dekoru var,özel efektler var. Ancak boyut yok ve ruh yok.
Gözle görülmeyen bir varlığa duyulan inanç meselesini bahane ederek insanoğluna yapılabilecek her türlü baskıyı fantastik bir hikaye üzerinden anlatmak ne kadar yerinde ve sarsıcı olur da diye düşünmeden edemiyor insan. Görsel efektler ile bazen havai fişek gösterisine dönüşen film yerli ürünümüz Takva kadar bile cesaret gösteremiyor.
Yine de 21.yy'ın popüler fantastik sinemasının kodlarını başarı ile uygulayan bir film var karşımızda. Eğlendiren ve göz boyayan fantastik bir macera. Umarız filmin gişesi filmin prodüktörlerine ve yönetmenine bir sonraki filmlerde kullanılmak üzere biraz yürek verir...