Gülelim, eğlenelim...
Yazar: Melis ZararsızDavid Zucker ismini 1980 yapımı Uçak (Airplane!) filminden beri biliyoruz.Top Secret! ve Çıplak Silah (The Naked Gun) da da onun imzası vardı, bu iki parodi filmde hem yönetmen hem senarist koltuğundaydı Zucker ve "parodi film" türünün başarılı örneklerini meydana getiriyordu o yıllarda. Tabii aslında ZAZ ekibi olarak tanındıklarını hatırlatmalıyız. (David ve Jerry Zucker ile Jim Abrahams)
Korkunç Bir Film (Scary Movie) serisine ise üçüncüsünde dahil oldu David Zucker. Korku komedi parodisi olan bu serinin üçüncüsü, çoğu izleyen tarafından serinin en komik ve başarılı filmi olarak kabul edildi. (Gerçi hiçbiri ilk filmin yerini de tam olarak tutamadı bana sorarsanız...) "Zucker'in adamı" diyebileceğimiz Leslie Nielsen da kadroya dahil olan isimler arasındaydı. 3'ün dünya çapındaki gişe başarısını da unutmamak lazım.
Filmin dördüncü serisini ise 2006'da çekti Zucker. Yine Nielsen'lı! Şimdi ise serinin beşinci filmiyle karşı karşıyayız. Korkunç Bir Film 5 (Scary Movie 5)'te Zucker iki senaristten biri, yönetmen koltuğunda ise Malcolm D. Lee ismi var bu kez. Son filmin üzerinden tam 7 yıl geçmiş. Neden bu kadar beklediler bilemiyorum, ve bu süreçte üzerine parodiler yapılacak, eğlenecek o kadar çok korku temalı film birikti ki, hangilerini seçtiklerini merak ettim doğrusu. Paranormal Activity'nin bunlardan biri olacağı kesindi, bekleniyor ve isteniyordu da zaten... Tabii ki film onun parodileriyle başladı. Devam eden göndermeler ise Mama, Lanet (Sinister) gibi çok yakın tarihli korku filmlerinden besleniyor. Benim için ilginç olan ise filmin epey bir bölümünün korkudan ziyade dramatik yönleri de ağır basan gerilim filmleri diyebileceğimiz Başlangıç (Inception) ve Siyah Kuğu (Black Swan) göndermeleriyle dolu olmasıydı. Şaşırmakla birlikte bu filmlere ait esprilere yer verilmesinin hoşuma gittiğini de söylemeliyim.
Lafı fazla uzatmaya gerek yok aslında. Scary Movie 5, diğer 4'ünde olduğu gibi, göndermeler yaptığı korku filmlerinin teknik anlamda altında kalmamak konusunda iddiasını sürdüren bir yapım. Makyajlar, korku filmlerinde kullanılan ses ve görüntü efektleri, mekanlar, müzikler, herşey gönderme yaptıkları filmlerle yarışır nitelikte. Esprilere gelecek olursak, bir iki yer dışında ciddi ciddi gülmediğimi, filmin genelde çok da komik olmadığını eklemek isterim. Gönderme içeren komedilerde mizah duygusu mutlaka zekice olmalı, bu filmde çok da fazla zeka parıltısı espriye ya da göndermeye yer verilmiş diyemeyiz. Bence bu anlamda bazı fırsatlar kaçmış. Fakat film itibariyle kendine has başı sonu olan bir hikaye yazıp bu hikayenin içini, farklı filmlerden farklı iç hikayelerle göndermelerle süslemek, buradan tek bir film çıkarmak çok da kolay bir iş değil ve bu anlamda, hikayesel bir tutarlılık ve kurgusal bir başarı söz konusu tabii. Temposu da sağlam, 1 saat 25 dakika boyunca sıkılmadan izleyeceğiniz konusunda şüphem yok, bu türün ve bu serinin meraklıları keyifle izleyecektir. Devamı gelecek mi bakalım...
Not: Film bittikten ve jenerik aktıktan sonra bir süre bekleyin, film devam eder gibi oluyor, hem kamera arkası eğlenceli dakikaları hem de kurgudan çıkardıkları bazı sahneleri izleyip neredeyse filmde olduğundan daha çok eğlenebilirsiniz.
twitter.com/blossomel