Hesabım
    Seksi & Çılgın
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,0
    Yetersiz
    Seksi & Çılgın

    Seksi ve Çılgın

    Yazar: Ayşegül Kesirli

    Uzaktan bakılınca inanılmaz gibi gözükse de "Seksi ve Çılgın" beklediğimiz kadar kötü bir film değil. Başrolünde etrafa saçtığı yüzeysel enerjiyle çoğu insana bıkkınlık veren Paris Hilton varken bir film nasıl beklediğimiz kadar kötü olmaz demeyin. Bugünlerde vizyona giren romantik komedilerin çoğu öyle özensiz yapılıyor ki bazılarının ne anlattıklarından bile emin olamıyorsunuz. Daha da kötüsü bu filmler kendilerini öyle güzel paketleyip, önünüze sunuyorlar ki kimilerini gerçekten de ciddi beklentilerle izlemeye başlıyorsunuz.

    Ancak seyrettikten sonra romantik komedi türünün suyunu çıkardıklarını fark ediyorsunuz. "Seksi ve Çılgın" en azından daha fragmanında anlattığı hikayenin bayatlığını ve oyuncularının kabiliyetsizliğini belli eden, dolayısıyla izleyenleri neyle karşılaşmak üzere oldukları konusunda uyaran bir film. Bu nedenle de kendini fazla ciddiye almadan, birçok sahnesinde Paris Hilton reklamı yaptığının bilinciyle öylesine akıp, gidiyor.

    Fiziksel görünüşüyle Paris Hilton'un canlandırdığı Cristabel karakterinin karşı köşesinde konumlanan 'çirkin kız' June'un güzelleşme hikayesini anlatan "Seksi ve Çılgın," sinema tarihinde defalarca işlenmiş 'çirkin ördek yavrusu' defterini tekrar açıyor ve konunun bütün klişelerini bir bir sıralayarak ortaya her sahnesini önceden tahmin edebildiğiniz yavan bir film çıkarıyor.

    Geçtiğimiz yıl Amerika'yı kasıp kavuran televizyon dizisi "Ugly Betty"nin popülaritesinden etkilendiğini hissettiren film, ne yazık ki bünyesinde barındırdığı inandırıcılıktan uzak karakterlerle "Ugly Betty"nin yakaladığı başarının yakınından bile geçemiyor. Filmin her sahnesinde güzel göründüğü kamera açılarını tutturmaya çalışırcasına başını şekilden şekle sokan Paris Hilton, gerçek hayattaki yüzeysel oyunculuğunu canlandırdığı Cristabel karakterine de aktarmakta; hatta bizzat kendisini oynamakta.

    Diğer yandan filmde Paris Hilton'un açıklarını kapatarak bir nevi kurtarıcı kimliği üstleneceğini umduğumuz Christine Lakin ise canlandırdığı June karakterini ucuz korku filmlerindeki zombilere dönüştüren yarım yamalak makyajın kurbanı olmakta. Hikayenin ilk dakikalarından itibaren bir iğrençlik ve çirkinlik nesnesi olarak sunulan June'un, bu haliyle filmin amaçladığı gibi bir güldürü öğesine dönüşmesiyse imkansız.

    Bununla birlikte iğrenilecek ya da korkulacak bir karakter mi yoksa bir güldürü ya da sempati öğesi mi olduğuna bir türlü karar veremediğimiz June'un film içinde bambaşka bir fonksiyonu olduğunu da öne sürebiliriz aslında. O da ucuz bir Paris Hilton reklamından ibaret olan "Seksi ve Çılgın"ın "Paris Hilton'un yanında tüm kadınlar çirkin görünür!" sloganını daha da vurgulu kılmak. June'un yukarıda bahsettiğimiz kadar yapay ve işlevsiz bir karakter olmasının önde gelen sebebi de bu 'çirkin' fonksiyon.

    "Seksi ve Çılgın," hikayesi süresince genetik açıdan kusursuz bir güzellik abidesi olarak sunulan Cristabel karakterini öyle mitleştiriyor ki neredeyse 'ideal kadın' görünüşünün Cristabel'i canlandıran Paris Hilton'un fiziğinde olması gerektiğine inanmamızı bekliyor. Bu nedenle hikayenin özellikle ilk yarısında June üzerinden yapılan çirkinlik ve iğrençlik propagandası bir yanıyla tatsız bir aşağılama kampanyasına dönüşüyor. Aslında politik doğruculuğa bu kadar önem veren Amerika gibi bir ülkeden bu tür bir filmin çıkmasının oldukça şaşırtıcı olduğunu söyleyebiliriz. Belki de "Seksi ve Çılgın"ın Amerikalı film eleştirmenlerinden bu kadar kötü eleştiriler almasının esas sebebi de bu.

    Diğer yandan, filmin yaklaşık ilk bir saatinde seyredenlerin maruz kaldığı Paris Hilton bombardımanının June karakterinin 'güzelleşmesiyle' giderek gücünü yitirdiğini de belirtmek gerek. Hatta anatomik açından Antik Yunan heykellerini hatırlatan Johann karakterinin tam da bu noktada hikayeye dahil edilmesinin "Seksi ve Çılgın"a görüp görebileceğiniz tek manidar anlamı kazandırdığını söyleyebiliriz.

    Film, Cristabel ve Johann'ın karşılıklı dans ettikleri disko sahnesinden başlayarak her iki karakterin de saf birer arzu nesnesi olduklarını bizzat vurgulanıyor. Bu vurgu aracılığıyla gerçek olamayacak kadar kusursuz özelliklerle donatılan Cristabel ve Johann'ın hem dış görünüşleri hem de etraflarına yaydıkları şöhret ışığıyla gündelik gerçekliğe ait olmayan birer 'seyirlik' oldukları anlatılmaya çalışılıyor. "Seksi ve Çılgın" böylelikle birçok kişinin hayranlıkla izlediği büyük şöhretleri ve onların temsil ettikleri güzellik ölçütlerini mitleştiren günümüz popüler kültürü hakkında da birkaç kelime söylemiş oluyor.

    Anlayacağınız, "Seksi ve Çılgın" klişe teması ve üstünkörü kurgusu içerisinde bazı 'ciddi' söylemler de tutturmaya çalışan ancak çoğunlukla sığ sularda yüzmekten kurtulamayan alelade bir film. Gündelik işlerinizi görürken evde ses olsun diye televizyonunuzu açtığınız bir anda karşınıza çıktığı takdirde ideal bir tercih olabilirmiş bana kalırsa. Ancak bir sinema filmi olarak zaman kaybından başka bir şey vaat etmediğini itiraf etmek gerek. Diğer yandan sırf içinde Paris Hilton olduğu için geçtiğimiz haftalarda vizyona giren, "Benimle Evlenir Misin?" ya da "Taze Gelin Şaşkın Damat" gibi romantik komedilerden daha mı kötü derseniz, bu soruya cevabım hayır olur.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top