En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
ilsalaron
Takipçi
644 değerlendirmeler
Takip Et!
3,0
1 Nisan 2007 tarihinde eklendi
Ben bu film değerlendirirken iki yıl önce sinemalarımızda gösterilen ?Elveda Lenin'le birlikte değerlendireceğim, ben zira her iki film bir bütün gibi görüyorum. Ben kendi adıma bu filmle belki tür olarak direkt paralellik taşımasa da benzer düşünceleri paylaşan 2 yıl önce sinemalarımızda gösterilen ?Elveda Lenin? daha çok beğenmiştim, belki bu film ona göre daha derin ve daha ağır bir film ama o ?Elveda Lenin? hem daha humanist olması hem de daha bir Avrupalı Modern sinemaya daha yakın gözükmesi beni kendine çekmişti. Bu film hem daha ağır tempoda hem de daha kasvetli bir film. Elveda Lenin ne kadar Batı Almanya kokuyorsa Başkaların Hayatı o kadar Doğu Alman kokuyor. Ben Doğu Almanya henüz varken ve duvar yıkıldığında, ?Batı Almanya'da yaşamış biriyim onun için bu filmde geçen konulara az çok aşinayım, bu filmde geçen konuları, öz eleştirileri, bakış açılarını anlayabiliyorum. İki kez Batı Berlin'den Doğu Berlin'e de özel izinle geçmiş bir kişiyim, hatırlıyorum da Batı Berlin'den Doğu Berlin'e geçerken gördüğüm ve yaşadığım değişim inanılmazdı adeta bir şehirden bir şehir değil de bir dünyadan başka bir dünya geçiyordunuz, demir perde ya da komünist doğu bloku böyle bir olguydu. Ancak, her iki filmde, dikkatiniz çekmiş midir bilmiyorum, özellikle bu olgu ?Elveda Lenin? filmde sahnesinde çok güzel ifade edilmiş. Kamera arkası kastının her iki filmde eski Doğu Alman oluşunun payı var şüphesiz. Ne kadar her iki film komünist rejimini yerden yere vursa da, bir öz eleştiri getirse de, kapitalist ve Batı Almanya ile birleşmeyi ve bütünleşmeyi bir kurtuluş gibi göstersede; yine de ?unser heimat? (bizim vatanızım) olgusunu gündeme getiriyor ve şunu diyordu (Elveda Lenin'den bir alıntı): Her ne kadar evlerimiz küçük baskamalıp olsa da, her ne kadar arabalarımız ?matchbox? gibi görünse de, her ne kadar komunist rejimin uyguladığı baskılar olsa da, DDR (Eski Doğu Almanya'nın Resmi Adı) bizim vatanızımdı. Bu da şunu gösteriyor hala eski Doğu Almanlarda, hatta bunu yeni kapitalist rejimine geçen eski Komünist ülkelerde de görebiliriz, bir eski rejime geri dönüş eski ülklerine kavuşma düşüncesi halen var çünkü bu ülkelere kapitalizmin pek de yaramadığı gerçek bir olgu.
filmin tamamı cok guzel fakat su ana kadar izledigim en basarili sonu olan filmlerden bir tanesi deseme daha dogru olur... kapanis kurgusu ve cumlesi fevkalade
Doğu bloku ve batı arasında ki özgürlük farklarını, emperlist bakış açısıyla yorumlamak, sinsice anlamlar yüklemek Hollywood için ciddi manada büyük bir başarı sayılabilirdi, geçmiş dönemlerde.Sovyetlerin çöküşü itibari ile Amerikan sinemasının devlet tekelinden kurtulması, Amerikan demokrasisini her fırsatta vurgulama zorunluğunun ortadan kalması için çok iyi bir şanstı ve bunu güzel kullandılar...Alman filmleri, bütün yorumlarımda belirttiğim gibi büyük bir atak içinde.Bu film bunun son dönemde ki en büyük göstergesi.
Akademi üyelerinin dikkatini; filmin gidişatı ve sürükleyici olmasından çok, siyasi içeriği çekmiş olabilir.Kanımca ruhlarını okşayan bu durum, onları gaza getirip en iyi yabancı film ödülünü verdiler, bu filme...Favori filmlerden biriydi ama içeriği olmasa ödülü alamazdı, büyük bir ihtimalle daha popüler bir filme verirlerdi.Evin içine dinleme cihazları yerleştirilirken garip bir tatsızlık hissi oluştu.İzlenmesi gereken, son dönem filmlerinin gereksizliğine örnek oluşturmayan bir film, fakat siyasi içeriği dediğim gibi biraz abartılmış ...
Donnersmarck filmde gercekten karanlık bi atmosfer olusturulmuş. Gözlemek ise tad veren ayrı bir his. seyirci zaman zaman kendini röntgenci gibi hissedior. Film bildiğiniz üzere bu sene en ii yabancı film oscarını kucakladı. hakkıymış hakikaten . izledikten sonra anladım.
if’te izleme fırsatı bulduğum çok etkileyici bir film. olayların yavaş akışı ve filmin uzunluğu bazı seyircileri sıksa da konunun siyasi taşlamalar içermesi ve sindirilmesinin zor olması nedeniyle akışın yavaşlığı normal karşılanabilir. hatta filmde son derece hassas ve siyasi bilgi birikimi gerektiren bir konunun seyircinin algılamasını epey kolaylaştıracak şekilde işlendiği de söylenebilir. oyuncu seçimlerinin çok başarılı olduğunu söyleyebiliriz. hem dünyanın yakın siyasi tarihini belgeleyen bir film olduğu için önemli bir yapıt hem de sinema öğelerinin çok kararında ve başarılı kullanıldığı bir film. final fazlasıyla etkileyici. oyuncuların gerçekçiliği de filmin başarısında önemli bir etken.
Son dönemde nitelikle filmlerle (Elveda Lenin,Eğitmenler)çıkış yapan Alman sinemasının son bombası.Lola ve Avrupa film ödüllerini toplayan geçen akşam favori Pan's Labrinyth filmini yenip yabancı dilde film oscarını kazanan film 1985 yılında Doğu Almanya'da ünlü bir oyun yazarını izlemekle görevli bir yüzbaşının hikayesini anlatıyor.Son dönemde Avrupa sinemasından çok iyi filmler izledik.Bu film son gözdemiz olacak.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.