En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
MİRKWOODLULEGOLAS
Takipçi
69 değerlendirmeler
Takip Et!
4,5
26 Şubat 2007 tarihinde eklendi
anlatılamıyacak kadar ince, incecik bir dengede giden incecik ruhlu bir adamın sessiz hikayesi.. çok çok güzel bir senaryo ve kurgu. ulrich in film boyunca hiç bir tepki ve ifade göstermeyip sonunda, bu kitap bana diyerek gülümsemesi çok zarif ve etkileyiciydi.napın edin izleyin HGV XX/ 7
iyi bir film gerçekten ama çok daha iyi olabilirdi. olaylara hep batı’dan bakmış gibi görünmesi ve çok gerçekçi olma hevesinden belki de, duygusallıktan uzak oluşu eksileri gibi duruyor.
Son zamanlarda izlediğim en güzel film. Sade ama gerçekçi sinema anlatımıyla, işlenmesi zor olan konu çok çekici hale gelmiş. Son sahnesindeki diyalog gerçekten süper. Herkese rahatlıkla tavsiye edebileceğim bir yapım. 9/10
film gibi degildi, gercek bir hayat izledim. bu denli gercekci anlatilabilirdi, 'o zamanlar'. basindan sonuna kadar içiniz burkularak izliyorsunuz ve bir tebessümle son buluyor.. 8/10
Bu film sinematografik olarak gerçekten söze gerek bırakmıyor ama politik olarak bi çok eleştiri yapılabilir. Filmin sosyalist düzeni sadece tek taraflı olarak acımasızca eleştirdiği gibi...
"Bayanın yola fırladığı" sahne gibi çarpıcı çok az sekans görmüşümdür, gerçekten insanı "bir anda" derinden etkiliyor.
Belirtmeden geçemeyeceğim; iki ana karakterimizde filmin sonlarında birbirilerine yaptıkları iyilikleri (Daktiloyu saklama-Kitabı stasi ajanına adama) denize atıyorlar bence bu çok önemli ve duygulu bir anlatımdır; dikkat derim...
Mutlaka izlemeniz gereken bir film, ama sizlerden ricam dediğim gibi tek taraflı bakış açısından bakmayın aynı ülkenin "Elveda Lenin" filmini de izleyin, içiniz rahat etsin... Yılın en iyi 2-3 filminden biriydi, hayatımda izlediğim en iyi filmlerden de biri... 8,7/10
Almanyada yaşananları objektif bir dille anlatmış yönetmen.. iyi bir özeleştiri.. bu yönüyle dahi takdir edilmeli.. bunun dışında oyuncular da çok başarılı..ve ayrıca 'teşekkür etmek' davranışının binbir türlü şeklinin olabileceğini gösteren iyi bir film başkalarının hayatı..
Tarihe ışık tutan çok özel bir film Başkalarının Hayatı.Oldukça durağan geçsede senaryo o kadar güzel yazılmış ve kusursuz işlenmişki birde üzerine müthiş oyunculuklar eklenince her aldığı ödülü sonuna kadar hakeden bir film ortaya çıkmış.10/9
Filmi izlemeden önce çok şey bekleyerek izlerseniz beğenmeniz gibi bir ihtimal oldukça düşük...Övüldüğünü o kadar duydum ki elime aldığımda evet bunu kesinlikle izlemeliyim demiştim..film çok durgun, sakin..çarpıcı değil..detaylar tek taraflı (direkt çifte yönelmiş ama adam hakkında ne biliyoruz?)..yani eksik..ama konu güzel.. işleyiş..mekan güzel..senaryo güzel.. 7 vericektim ama o final bitirdi beni..yüzünüzde kocaman bir gülücük bırakyor.. izleyin..10/8 favorim değil..
Das Leben Der Anderen bir dönem filmi. Benim film zevkime göre bir dönem filmine başarılı diyebilmem için ilk ölçüt konu edindiği dönemi ne kadar iyi yansıtabildiğidir. Dönemin zihniyeti, giyim-kuşamı, teknolojik aletler vs. Film, konu edindiği dönemin özelliklerini tamamiyle yansıtıyor diyebiliriz bu da onu başarılı yapıyor. Ayrıca çok da güzel bir temaya sahip. Düşünce özgürlüğü! Özgürlük hepimiz için farklı çağrışımlar yaratıyor olabilir ama eminim ki hepimiz için en önemli olanı düşünce özgürlüğüdür. İşte Das Leben Der Anderen bize sahip olduğumuz bu olgunun ne kadar önemli olduğunu gösteriyor...
Ben bu film değerlendirirken iki yıl önce sinemalarımızda gösterilen ?Elveda Lenin'le birlikte değerlendireceğim, ben zira her iki film bir bütün gibi görüyorum. Ben kendi adıma bu filmle belki tür olarak direkt paralellik taşımasa da benzer düşünceleri paylaşan 2 yıl önce sinemalarımızda gösterilen ?Elveda Lenin? daha çok beğenmiştim, belki bu film ona göre daha derin ve daha ağır bir film ama o ?Elveda Lenin? hem daha humanist olması hem de daha bir Avrupalı Modern sinemaya daha yakın gözükmesi beni kendine çekmişti. Bu film hem daha ağır tempoda hem de daha kasvetli bir film. Elveda Lenin ne kadar Batı Almanya kokuyorsa Başkaların Hayatı o kadar Doğu Alman kokuyor. Ben Doğu Almanya henüz varken ve duvar yıkıldığında, ?Batı Almanya'da yaşamış biriyim onun için bu filmde geçen konulara az çok aşinayım, bu filmde geçen konuları, öz eleştirileri, bakış açılarını anlayabiliyorum. İki kez Batı Berlin'den Doğu Berlin'e de özel izinle geçmiş bir kişiyim, hatırlıyorum da Batı Berlin'den Doğu Berlin'e geçerken gördüğüm ve yaşadığım değişim inanılmazdı adeta bir şehirden bir şehir değil de bir dünyadan başka bir dünya geçiyordunuz, demir perde ya da komünist doğu bloku böyle bir olguydu. Ancak, her iki filmde, dikkatiniz çekmiş midir bilmiyorum, özellikle bu olgu ?Elveda Lenin? filmde sahnesinde çok güzel ifade edilmiş. Kamera arkası kastının her iki filmde eski Doğu Alman oluşunun payı var şüphesiz. Ne kadar her iki film komünist rejimini yerden yere vursa da, bir öz eleştiri getirse de, kapitalist ve Batı Almanya ile birleşmeyi ve bütünleşmeyi bir kurtuluş gibi göstersede; yine de ?unser heimat? (bizim vatanızım) olgusunu gündeme getiriyor ve şunu diyordu (Elveda Lenin'den bir alıntı): Her ne kadar evlerimiz küçük baskamalıp olsa da, her ne kadar arabalarımız ?matchbox? gibi görünse de, her ne kadar komunist rejimin uyguladığı baskılar olsa da, DDR (Eski Doğu Almanya'nın Resmi Adı) bizim vatanızımdı. Bu da şunu gösteriyor hala eski Doğu Almanlarda, hatta bunu yeni kapitalist rejimine geçen eski Komünist ülkelerde de görebiliriz, bir eski rejime geri dönüş eski ülklerine kavuşma düşüncesi halen var çünkü bu ülkelere kapitalizmin pek de yaramadığı gerçek bir olgu.
Sırf ideolojik nedenlerle bu kadar ilgi ve övgüyle anılan film imdbde şu saat itibari ile Top250 de 58. sırada.O zamanlar o yerde yaşananlar gerçekten üzüntü verici ancak filmin sağlam bir konusu olması iyi bir film olduğu anlamına gelmiyor.
şahane bir sinema şöleni her anlamda.genç yaştaki yönetmen florian henckel harika bir iş çıkartıyor.filme rahatlıkla kusursuz diyebiliriz.konu çok sürükleyici,son derece sağlam ve akıcı bir senaryo var,oyuncular karakterlerin içine girmiş kesinlikle.senaryoya dikkat çekmek lazım gerçekten,bir kelime eksiği ya da fazlası yok.altyapısı çok sağlam.ve tabii ki oyunculara gelirsek,başta ulrich mühe ve sebastian koch olmak üzere hepsi muhteşemler.oscarlı bir film ve mutlaka izlenmesi gerekir.
Insancil yaklasimi ve tikir tikir ilerleyen senaryosuna ragmen bu film insanin içine tam olarak sinmiyor.Bunun nedeni de Alman yönetmenin en iyi yabanci filmi Oscarini alayim diye filmde Alman ve Avrupa sinemasi adina en ufak bir çizgi birakmamsi. Film sanki okuldaki ögretmenlere yagcilik yapan sinifin çaliskan çocuguna benziyor. Çocuk aslinda zaten çaliskan kendi halinde olsa da muhtemelen sinif birincisi olur.Ama illa ki huyundan, ögretmenin gözüne girmeye çalisir.Bu film de aynen böyle. Kendi halinde kalsa zaten bu filmi severdik.Illa Oscara uzanicam, Akademi beni sevsin triplerine girmeseydi daha hos olurdu.Bunlara ragmen insancil yaklasimi nedeniyle filme sempati duyabiliyoruz.Iyi seyirler.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.