Son derece vasat bir film. G.Kore sinemasına ilgim çok yüksektir ama bu film amatörce çekilmiş yaratık sahneleri, çok kötü oyunculuklar ve güya alt mesaj vermiyormuş dalgasına filmlerden anlamayanlar çok beğenmiş. Tipik bir hiçbişey anlamadım ama efsane film olmuş abi...diyen entel dantel kişilerin saçmalığın ötesine geçemeyen film. Yapımda emeklerine saygımdan 2,5 yıldız verdim gerisi boş.
Güzeldi ben beğendim klasik sanılsada ilk başta daha sonra hoş bi tat bırakıyo. Gerilimi hissettim. Verdiği mesajlarda atıfta bulunmasıda gerçekten güzeldi. İzlenebilir sıkmıyo.
Oyunculuklarin saglam oldugu farkli bir kore filmi.Bastan sona heyecanli bir film degil zaman zaman filmin temposu düsüyor ve insan sikilabiliyor fakat zaman zaman da dramatiklesen zaman zaman da izleyiciyi heyecanlandiran bir film.Filmin olay örgüsünü ben pek begenmedim daginik bir olay örgüsü yani bir konunun etrafinda degilde birden fazla olay etrafinda dönüyor film.Film degisik bir filmdi yani filmin tam bir türü varmi bilemedim bazen dramatik bazen neseli bazen de heyecan dozu artan bir film ben açikçasi filmin tam olarak türünü çözemedim.Filmde yasanilan olaylar gerçekçi oyunculuk performanslari gerçekçi ve filmdeki yaratikta bence oldukça gerçekçi yapilmis yani film genel olarak dogal fazla yapmacikliga kaçmayan bir film.Filmin bazi müzikleri güzeldi yani filme etkileyicilik katmis.Film beni zaman zaman hüzünlendirdi zaman zaman heyecanlandirdi ama zaman zaman da sikti yani orta dereceli bir film,eger degisik bir film izlemek istiyorsaniz izleyin derim ama çokta büyük beklentiniz olmasin.
GÜNEY KORE DİRENİYOR ! Belki hafif çekik gözlerim ve pirinç pilavına olan düşkünlüğüm sebebiyle uzakdoğu insanını severim. Güney Kore deyince aklıma gelen ilk görüntü ise polis karşısında cesurca direnen ve aklına koyduğunu yapmadan rahat edemeyen üniversiteli gençleridir.Onların ülkenin küresel zalimliğe direnen eylemlerini 70'imde de izlesem heyecanlanırım. Joon-Ho Bong'un geçmişini bilmiyorum ama zamanında sırtında okul çantası, elinde molotof kokteyli ile filmin bazı sahnelerinde yer alan kareleri gerçek hayatında yaşamış ya da bundan etkilenmiş gibi geldi bana. Uzakdoğu insanı ufak bedenine, uzun ve zahmetli bir ömür sığdırmış yürekli insanlara sahiptir. Güney Kore ise Çin ve Vietnam arasında sıkışmış bir Amerikan üssüdür. Ülkenin rejimi iki komşusu ile sorun sahibi olduğu kadar, kendi içinde kendi rejiminden muzdarip milyonlarca vatandaşı ile kafası oldukça karışıktır. Yukarıdaki bilgilendirme penceresinde filmin türü için 7 başlık atfedilmiştir fakat aslında politik bir filmdir. YAZI, BU KISIMDAN SONRA FİLMİN ŞİFRESİNİ ÇÖZMEKTEDİR AMAN DERİM !!! Canavar, Amerika'nın başı çektiği, herşeyin ticari meta olarak tanımlandığı küresel kapitalizmdir. Bu ayrıntı gibi görünen asıl tema, canavar ile kişileştirilip üzerinde fazla durulmamıştır fakat canavarı meydana getiren umursamaz şirket, insanların hayatını kelle hesabı yapıp bir çırpıda gözden çıkaran ve şirketi kollayan hükümet, film ilerledikçe ancak dikkat ederseniz gözünüze batacak. Bazen komedi bazen aksiyon bazen gerilim, bazen korku filmlerini aratmayan karelerde oaln bitene direnen kahramanlarımız (evin küçük kızını kurtarmak için çabalayan şapşal baba - işsiz fakat ülkesinden umudunu yitirmemiş liberal üniverste mezunu amca - büyük bir turnuvada ülkesinin gururu olmaya çok yaklaştığı halde son oku hedefi bulmamış milli okçu teyze, geniş yürekli büyükbaba) ile film tam bir panayır yerine dönüyor ve filmin müzikleri tempoyu belirlerken dudaklarınıza çilek tadında günlerce yapışıyor. Kahramanlarımız, pislik üreten sisteme dur demenin mümkün olduğunu, bunu basit insanların başaracağını. Bu basit insanların olağanüstü durumlarda hiç de basit davranmadıklarını ispat ederek müjdeliyor. Filmi bitiridiğimde yüzümde oluşan tebessüm Amelie'yi izlediğimde oluşana çok benzemişti. Film hakkında yazarken içim sevgiyle doldu, tüm sinemaseverlere sevgiler:) ve iyi seyirler. Bu arada yönetmenin diğer iki filmini sakın kaçırmayın.
filmin adı Gwoemul değil the host olaması gerekmiyormu? film güzel ama abartılacak bişe yok.yani tüm klişeleri kullanmış. bilimadamının yakarak imha edecek yerine labobaya döküyor bir balıkta mutasyona uğruyor.. hükümet yalan sölüyor hiç olmadığı halde virüs olduğunu falan sölüyor. güzel bir film okadar vakit geçirmek için birebir 10/7
öncelikle şunu söylemeliyim ki,filmdeki aile tam gıcık olunası cinsten.uç karakterlerin bir araya gelmesinden oluşan pek çok aile yapımı görmüştük daha önceden ancak hiçbirinden bunlar kadar nefret etmemiştim.amaç da bir yandan bu aslında,yani başarılı olmuşlar bu aile profilini oluştururken.efektler bazında bakıldığında da göze batan bir problem yok,her sahne gayet inandırıcı,sanki pikniğe gittiğinizde sizin de başınıza gelebilir hissi uyandırılıyor.yaratıkın nedeni olarak da amerika gösterilmiş,bu da zaten başlı başlına evrensel bir mesaj anlamına geliyor.hoş bir seyirlik olabilir.
Klişe yaratık filmlerden çok farklı, tamamen özgün ve kaliteli bir yapım. Kore sineması gün geçtikçe daha güzel eserler yaratmaya başladı. The Host da onlardan biri. Kesinlikle izlenmeyi hak ediyor. 8/10
İyi bir yaratık filmiydi. Elbette zayıf yönleri vardı ama bunlar filmin başarısının önüne geçmiyor. Görsel olarak da gayet yeterliydi. 7 puanı hak ediyor...
Bence vasat bir film. Başlangıçta merak uyandırıcı gelişmeler var. Ama film temposunu aynı seviyede tutamıyor. Yer yer sıkıcı seviyeye geliyor. İzlensede olur, izlenmesede.
aslında bir yaratık hikayesi..ama hikayenin merkezindeki yaratık filmin başrolünde değil..aile ilişkileri,gençlik,amerika ve korenin kendi iç sorunlarına göndermeler yapan farklı bir film.izlenir.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.