O Kadar da Değil...
Yazar: Ayşegül KesirliBirkaç yıl önce ülkemizde de yayınlanan Freaks and Geeks dizisinin prodüktörlerinden ve yazarlarından biri olarak anmayı tercih ettiğim Judd Apatow'un
Yeni komedisi Kaza Kurşunu bu yaz Amerika'yı gerçekten de salladı. Vizyona girdiği ilk hafta Box Office listelerinde ikinci sıraya yerleşen filmin, hatırı sayılır bir hasılat elde ettiğini de söyleyebiliriz. Bu hararetli vizyon macerasının ardından Amerika'da son zamanların en başarılı komedisi ilan ediliveren Kaza Kurşunu'nun niteliği bana göre biraz fazla abartılıyor.
Filmin izleyicilerini oldukça güldürdüğü ve onlara anlık bir eğlence yaşattığı kesin. Başarıyla karikatürize edilmiş, pasif erkek tiplemeleri; "geyik" düzeyindeki esprili diyalogları ve kadın-erkek birlikteliğinde yaşanan birçok gündelik probleme değinen dinamik konusuyla film, gerçekten de izlenmeye değer. Ancak abartıldığı kadar etkileyici bir film olup olmadığı konusu benim fikrime göre biraz muğlak.
Öncelikle, Kaza Kurşunu'nun izleyicileri farklı yönleriyle cezbeden birçok filmi içinde barındırdığını söyleyebiliriz. Film, bir yanıyla Bak Şu Konuşana, Dokuz Ay ya da Gelinin Babası II tarzı alışıldık bir hamilelik komedisi. Diğer yanıyla ise Mallrats gibi kült Kevin Smith filmlerini hatırlatan bir hali var. Freaks and Geeks ile karakter yaratmadaki başarısı hakkında küçük ipuçları veren Judd Apatow, Kaza Kurşunu ile bu becerisini açıkça kanıtlıyor denebilir. Apatow'un sorumsuz bir komün hayatının içine hapsolmuş, bütün gün kafa bulup, önemsiz konulardaki ulvi fikirlerinden bahseden ve büyümemekte direnen erkek tipini karikatürize ediş tarzı gerçekten de oldukça eğlenceli.
Dahası Kaza Kurşunu, çocukluk ve yetişkinlik arasında kalmış bu karakterlere benzerlerinin aksine sadece birer güldürü unsuru olarak bakmayan bir yapım. Filmde karşılaştığınız her karakterin ne kadar karikatürize edilirse edilsin size yakın çevrenizden birilerini hatırlatan sahici bir tarafı var. Bu yüzden de filmdeki karakterlerin tüm gülünç yanları fazla çaba harcanmaksızın, kendiliğinden ortaya çıkıyor sanki.
Buna ilaveten filmin en enteresan tarafının, daha önce hemen hemen hiçbir hamilelik komedisinde görmediğimiz bir anı görünür kılması olduğunu söyleyebilirim. Beyazperdede doğum esnasında çığlıklar atıp, etrafına öfke saçan anne görüntüsünü izlemeye oldukça aşinayız. Bu tarz filmlerde de genel olarak doğum anının nasıl olduğunu anlayamadan bebeğin bir anda annesinin kollarına verilmesiyle sonlanmasını bekliyoruz istemsizce. Kaza Kurşunu'nun beklenmedik olanı gerçekleştirerek çok kısa bir an için de olsa kamerasını doğum yapan annenin bacakları arasına yöneltip, doğum anını az da olsa sahicileştirmesi filmi etkileyici kılan bir özellik.
Diğer yandan bakıldığında, Kaza Kurşunu hem süresinin uzunluğu, hem içerisinde barındırdığı karakterlerin ve konuların çok çeşitliliğiyle birden fazla filme konu olabilecek olayların bir filmde özetlendiğini duyumsatmakta. Hem bağımsız ruhlu bir romantik komedi, hem bir hamilelik parodisi, hem de gülünç karakterlerin yardımıyla oluşturulan bir durum komedisi olmaya çalışan filmin, eli yüzü düzgün bir harman yarattığını söyleyebiliriz. Ancak içinde birçok farklı konudan azar azar bulunduran Kaza Kurşunu'nun, esasında seyredenlere kısa zamanda birden fazla deneyim yaşatmayı arzuladığını itiraf etmemiz gerek.
İzleyiciyi iki saat içinde beş film seyretmiş gibi bir ruh haline sokmayı amaçlayan bu arzu, filmin kimi izleyiciler üzerinde olumsuz bir etki yaratmasına neden olabilir. Çünkü film boyunca farklı farklı karakterler ve olaylarla karşılaşan bir izleyicinin hikayenin sonunda seyrettiği birçok şeyi unutup, "evet, güldüm eğlendim ama bu film nasıl başlıyordu yahu?" cümlesini kurması gerçekten de oldukça olası.
Oyuncu kadrosunun renkli performansları ile beslenen Kaza Kurşunu izleyenlere eğlenceli bir iki saat vaat ediyor. İçerisinden birden fazla konu, karakter tipi ve problematik barındıran filmin, uyumlu bir harman yarattığı da açık. Teker teker bakıldığında doğum anına ufak bir bakış fırlatması dışında yeni hiçbir şey söylememesine rağmen birbiriyle alakasız gibi görünen farklı konuları ve karakterleri yan yana getirmesi filmi ilgi çekici kılıyor. Amacınız sadece eğlenmek ve iki saat boyunca aklınızı önemli konularla meşgul etmemekse Kaza Kurşunu sizin için doğru tercih olabilir.