<strong>Çık Aramızdan</strong> ve Türevleri...
Yazar: Zeren SomunkıranMüthiş bir oyunculuk gücüne sahip olmasına rağmen yeteneklerini gereksiz pek çok filmde rol alarak heba ettiklerini düşündüğüm oyunculardan Robin Williams. Gérard Depardieu, Jean Reno ve Ralph Fiennes gibi oyuncularla yeteneklerinin gücüne tezat şekilde sıradan hatta kimi zaman vasat altı filmlerde karşılaştıkça şaşkınlık ve üzüntü karışımı bir şey hissetmekten kendimi alamıyorum. Balıkçı Kral, Yeşil Kart, Örümcek, Leon gibi pek çok filmde oyunculukları ile devleşirken Yılın Başkanı, Asteriks ve Oburiks: Görevimiz Kleopatra, Aşk Masalı, Korsikalı gibi oyunculuklarına ve kariyerlerine hiçbir şey katmayan filmlerde de rol alabiliyorlar.
Çık Aramızdan, Robin Williams’ın filmografisinin 'olsa da olur olmasa da'lar kategorisinde 'olmasa daha iyi olur'a yakın duran filmlerinden biri olmaya aday. Robin Williams’ın rahip karakteri ile ortaya koyduğu performans, tek başına bunun kanıtı aslında. Filmin genel vasatlığının üzerinde o kadar başarılı bir performans ortaya koyuyor ki, bu vasatlığın içinde çok fazla sırıtıyor; filmin kendi içinde olması gereken dengeden tamamen uzaklaşmasına neden oluyor. Sinemada iki şey birden izliyorsunuz; bir Robin Williams (ki o çok iyi), bir de Robin Williams harici filmin geri kalanı (o ise son derece sıradan).
Peder Frank, alışılmışın çok dışında bir karakter. Robin Williams’ın Ölü Ozanlar Derneği’nde öğretmenlik kavramını sorgulatan rolüne benzer olarak Peder Frank din adamlığı kavramını sorgulatacak kadar sivri... Dualardan çok rap parçalarından ilham alıyor; ülkedeki muhalif hareketlerin en baş destekçilerinden biri olmaktan geri durmuyor; kilisede birlikte çalıştığı insanlar bile sıradan din adamı profilinin çok dışında. Ama filmin böylesi sıradışı bir karakterle farklı olabilme yolunda çok önemli bir artısı olmasına bakmayın. Bunun haricinde filmde olan herşey, belki on bininci kez izlediğimiz bir klişeler yığını olmanın ötesine geçemiyor. Aşağıdaki özetin bir benzerini, sadece karakter isimleri farklı olarak kaç kez okumuş olduğunuzu bir düşünün!
Ben ve Sadie, evlenmek üzere olan bir çifttir, fakat aile gelenekleri gereği Peder Frank’in evlilik kursundan geçmek zorundandırlar. Her yanlarından aşk kıvılcımları saçacak kadar birbirlerine aşık olan bu çiftin evlenmeden evvel öğrenmeleri gereken bir dolu 'evlilik dersi' vardır. Evlilik için aşkın yeterli olmadığını birilerinin onlara öğretmesi gerekir. Karşılarında da Peder Frank gibi sıradışı biri olunca, kursu geçmek o kadar da kolay olmayacaktır.
Film tüm bu alışıldık yapısı içinde Peder Frank karakteri üzerinden çizilen ayrıksılığı geneline yansıtabilecek kadar cesur olabilseymiş, ortalamanın üzerinde, türün en sağlam örneklerinden biri olmaya aday olabilirmiş. Ama bu tarz filmlerin sonunu 'sonsuza dek mutlu yaşadılar' şeklinde bağlama sevdası, filmin bir noktadan sonra çekilmez derecede laf kalabalığına boğulmasına neden oluyor.
Evlilik ve evliliğe hazırlanmaya çalışan çiftler üzerine benzerleri defalarca tekrarlanmış filmler yapmak yerine özgün olmaya çalışmak daha zor olan yol olabilir ama sinema adına daha akılda kalıcı olmayı getirdiği de kesin. Sonlara doğru kendini tekrarlama tuzağından kurtulamamış olsa da, geçtiğimiz dönemde vizyona giren Seks İtirafları?nın gerek konusu gerekse çıkış noktası olarak tüm bu klişelerin arasında çok daha akılda kalıcı olduğu kesin.
Bratz, Lanetli Bataklık gibi yanına bile yaklaşılmaması gereken filmlerin sinema salonlarını doldurduğu bu dönemde, Çık Aramızdan elbette ki çıtanın üstünde kalıyor. Ama ancak tamamen vakit geçirmek için, sinemadan çıkıldığında bir daha hatırlanmayacak bir film olarak dikkate alınmayı hak ediyor...