bence film harika bi film ve adamlar korku türünü çok iyi anlatmışlar herhangi bir film gibi değil çok müthiş bi film ama bazı yerlerini saçmalamışlar o kadar da her filmde oluyor yani :)
Aslında bu film ve "thick as thieves" filminin puan ve yorum kısımlarını karşılaştırınca garip bir tablo çıkıyor ortaya... Bu film adına yapılmış bir tane müspet yorum yokken 7.5 puan alması, "thick as thieves" in haketmediği ve birçok iyi yoruma rağmen 5ç8 puan alması, şaşırtıcı doğrusu... garip bir puanlama sistemi :)
Son zamanlarda izlediğim en etkileyici ve en başarılı B tarzı ucuz bütçeli korku filmlerinden biri. İstenirse demek ki bu tarz B tarzı korku filmleri de çekilebiliyormuş. Zaten bu film ziyadesiyle festivallerinden boş dönmemiş bir film.
Bu filmi yaklaşık 6 ay önce izlemitim.Bu yüzden yorum yaparken ufak tefek hatalarım olbilir.Splinter ın ilk dakiklarını izlerken,basit ve sırdan bir korku filmi izlenimi veriyor.Fakat filmin daha sonraki bölümünde,yani akaryakıt istasyonunda gelişen olaylar.Bulaşıcı bir virüsün insanları ölümcül birer yaratık haline çevirmesi.Bu yaratıkların tesadüfen istasyonda bulunan insanların hayatını kabusa çevirmesini konu alan bir film.Hollywood yapımı klişe korku filmlerinden biraz daha farklı olan Splinter,korkudan çok gerilimi yüksek,heycan verici bir yapım.Yönetmen Toby Wilkins ının bu ilk yapımı olan film,bence,yeni bitme bir yönetmen için hayli başarılı bir yapım...Korku filmlerinin günümüzde IMDb gibi saygın bir sitede 4-5 puan sevyelerinde gezinirken,Splinterın 6,3 puan alması bence iyi bir başarı.İzlemenizi tavsiye ederim.6.7/10
iki sevgili kamp yapmak için ormanlık bir bölgeye gelirler fakat böylesine izcilik gerektiren bir işi beceremeyeceklerine karar vererek bir motele gitmek isterler fakat yolda başka bir çift tarafından zorla durdurularak sınırı geçmek için onlarla beraber gitmek durumunda bırakılırlar.Daha sonra yolda çarptıkları bir canlı tarafından lastikleri patlayınca yakındaki bir benziciye gelirler.Tuvalete giden kadın burada yine bu canlı tarafından saldırıya uğramış ve ölmek üzere olan bir adam görür.Kadınada saldıran bu tuhaf canlı onuda kendinden bir parça yapar.Daha sonra bu benzin istasyonuna sıkışan bu üç kişinin hayatta kalma mücadelesini izleriz filmin sonuna kadar.Hikaye çok basit,senaryo hemen hemen aynı.Bu tür filmlerde tahmini zor olmayan bir şekilde ilerleyen bir yapım karşımızdaki.Bir filmin reklamını yapmak bence yapımcı ve pazarlamacılarının ondan pekte umutlu olmadıklarını gösterir bir anlamda.Büyük kitlelere ulaşamayan birçok yapım ne yazıkki hakettikleri ilgiyi göremiyor bu yüzden.Filmin kısalığı senaryodaki sıkıntıyı ve konuyu uzatmanın gereksiz olduğunu gösteriyor zaten uzatacak pek bir şey yok.Canavarlı yaratıklı filmlerdeki hikaye kıtlığı bu filmde artık nerelere gelindiğini göstermiş.Tehdit unsuru bu sefer nerden geldiği belli olmayan (belkide uzaydan) saldırdığı şeyle bütünleşerek onun vücudunda yaşamaya devam eden her tarafından sürekli sivri dikenler çıkaran bir varlık (sıcaklığa duyarlı olduğu için insan vücudunu takib ediyormuş)Bana örümcek adam 3 teki venomu hatırlattı bir diğer akrabalık bağı ise john carpenter ın the thing ile olmalı.Bağrışmalara inanmayıp yukardan uzanan yaratık tarafından yakalanıp vücudunun ikiye bölündüğü zavallı kadın polisin öldüğü sahne ve tek bir dikenin parmağına batması sonucu yavaş yavaş tüm kolunun yaratık tarafından ele geçirildiği ve kesilerek kurtulduğu (nu sandığı) filmin önce kötü sonra iyi adamının değişim sahneleri topice uygun düşecek bölümler kanımca.Başka gidecek bir şey yoksa gidin bence.
Filme okadar çok övgü gelmiş ki eleştirmenler tarafından,izleyenler çok şey bekleyipte izlemişler ama istediklerini alamadıklarından böyle yorumlar geldi galiba:S
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.