Hesabım
    Dadım Aşık
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Dadım Aşık

    Zengin Kabile Yaşantısı

    Yazar: Ayşegül Kesirli

    Horace Miner'ın 1956 yılında yazdığı "Body Ritual Among the Nacirema" isimli kısa makalede Nacirema adlı kabilenin bedenlerini kutsamak için gerçekleştirdikleri ayinler anlatılır. Miner, evlerinde kutuyu andıran küçük tapınaklar bulunduran kabile üyelerinin, her sabah uyandıklarında kendi başlarına bu tapınaklara kapanarak bedenleri üzerine uyguladıkları büyüler ile bir takım ayinler düzenlediklerini söyler.

    Horace Miner'ın bu makalede gündelik bedensel alışkanlıklarını dile getirdiği kabile üyeleri aslında Amerikalı'lardan başkası değildir. Bahsedilen kutu benzeri tapınaklar da evlerimizde bulunan banyolardır. İngilizce Amerikalı anlamına gelen American kelimesinin tersten okunuşu olan Nacirema, antropologların akademik dilini alaycı bir üslupla eleştirmek bir yana, Amerikan yaşayış biçimini ve uygar toplumların saplantılı gündelik alışkanlıklarını mercek altına almak için yaratılmıştır.

    Dadım Aşık, özellikle açılış sahnesindeki etkileyici tespitleriyle Horace Miner'ın Nacirema üzerine yazdığı makaledeki alaycı üslubu başarıyla kullandığını kanıtlamakta... Ancak bundan önce, filmin en popüler yönü, başrol oyuncusu Scarlett Johansson'u konuşmak gerek... Doğal oyunculuğu, samimi duruşu ve bugünün hemen hemen hiçbir Hollywood yıldızında rastlayamadığımız gerçekçi fiziksel görünüşüyle sivrilen Johansson'ın Annie Braddock karakterine oldukça yakıştığını söyleyebiliriz. Kısa boyu ve tombul kalçalarıyla gerçekten de olduğu gibi görünen ve bu görünüşünü değiştirmek için ameliyat masalarında saatlerini harcamayan Johansson'ın havası hayat verdiği karakteri gerçekçi kılmış. Ancak Johansson'ın doğallığı ne yazık ki Annie Braddock karakterinin iç çatışmalarını başarıyla ortaya koymaya yetmemiş.

    Gayet akıcı ve sürükleyici bir anlatımla ilgi çekici ve eleştirel bir hikaye anlatan filmin, Annie Braddock'ın ruhsal karmaşasını yeterince özenli dile getirmemesi işleri biraz zora sokmuş. Aslına bakarsanız Dadım Aşık'ın başkarakterinin iç çatışmalarına yeterince ilgi göstermemesinin nedeni, süresinin çoğunu Annie'nin yanında çalıştığı varlıklı ailenin dejenere yaşantısını gözler önüne sermeye harcaması...

    Kameralarını Amerikan Doğa Tarihi Müzesi'nde açan film, öncelikle arka plandan gelen Annie'nin sesi eşliğinde farklı kültürlerin çocuk yetiştirme alışkanlıklarını açıklıyor ve dikkatini günümüz Manhattan'ı üzerinde yoğunlaştırıyor. Bu açılışla, temel amacının Manhattan'ın Doğu Yakası'nda yaşayan varlıklı ailelerin yaşantılarını izleyiciye aktarmak olduğunu da belli ediyor. Dadım Aşık'ın eğlenceli dili, etkileyici tespitleri ve yerinde karakter tahlilleri bu amacı başarıyla tatmin ediyor. Dahası, filmin özgün anlatım biçimi de bahsettiğimiz amacı desteklemekte...

    Horace Miner'ın makalesindekine benzer anlatımı ile bu filmde sadece iki karakter mevcut: Annie ve bakıcılığını üstlendiği küçük Grayer. Annie, bize yanında çalıştığı ailenin fertlerini tanıtırken onları Bay ve Bayan X olarak tanımlıyor. Kısa bir süre sonra karşısına çıkan talibini de Harvard'lı Yakışıklı olarak betimliyor. Bu tanımlamalar hayatlarını izlemekte olduğumuz karakterlerin özgün birer bireyden çok birer stereotip olduğuna işaret etmekte. Bunlar Manhattan'ın zenginleridir der gibi...

    Filmin ilerleyen dakikalarından Annie'nin de ailenin bir parçası haline gelip, kendi adını kaybetmesi ve sadece Nanny (dadı) olarak çağırılması öykünün hizmet ettiği genelleme felsefesini beslemekte. Dadım Aşık'ı izlenmeye değer kılan da, yönetmenler Shari Springer Berman ve Robert Pulcini'nin Horace Miner'dan ilham alarak oluşturduğunu düşündüğüm bu felsefe ve üslup zaten.

    Öte yandan filmde geri plana atılıp, bir yan öykü niteliği kazanan Annie'nin kişisel hikayesi, gelecek kaygıları ve kendini tanıma çabası ana öykü ile daha sıkı fıkı bir ilişki içine girseydi film çok daha çarpıcı bir anlatıma kavuşabilirdi. Zira Annie Braddock karakteri filmde sevilip, yakınlık duyulabilecek tek unsur.

    Annie'nin kişisel hikayesi geriye itildikçe film giderek mesafeli bir tutum sergilemeye başlıyor. Böylelikle film, Horace Miner'ın en tanıdık olanı en bilinmeyen haline getiren makalesindeki gibi izleyicileri ekranda gördükleri yaşantılara yabancılaştırmazdı. Daha içten ve cana yakın bir nitelik kazanabilirdi. Bu yolla, filmin en sonunda verdiği "parayla ve başarıyla saadet olmaz" mesajının içselleştirilmesine daha fazla olanak tanınırdı diye düşünüyorum.

    Dadım Aşık, Annie'nin gözlemleriyle beslenen konusu ve bir durum çalışmasını andıran üslubu ile popüler bir antropologun herkese hitap eden, basite indirgenmiş çalışmalarını andırıyor. Eğlenceli anlatımına rağmen romantik komedi türünün insanın içini ısıtan havasından yoksun. Ancak çok daha gerçekçi ve güncel konulara odaklanarak, günümüz romantik komedilerinin yavan aşk mesajlarını insanın kafasına kakmaması, filmi türünün başarılı bir örneği haline getiriyor. Kaçırmamanızı tavsiye ederim.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top