Yıldız Tozu Büyülüyor...
Yazar: Oktay Ege KozakYıldız Tozu, mükemmel bir randevu filmi. Başrolerinde Hugh Grant, Matthew McConaughey, Drew Barrymore ve Julia Roberts gibi isimler barındıran, genellikle hafif romantik komedilere ithaf edilen, Amerikan ingilizcesinde Date Movie olarak bilinen kendine ait bir sinema türüdür randevu filmleri. Yeni çıkmaya başladığınız veya ilk kez çıkacağınız kız arkadaşınızı götürmenizin beklendiği hafif, romantik, yer yer komik, yer yer melodramatik yumuşak yapımlardır... Randevu filmleri erkek tarafı için her zaman birer işkencedir, çünkü o anda sinema salonunda bulunmalarının tek sebebi çıktıkları kız arkadaşlarını memnun etmektir.
Erkek grubu olarak şu gerçeği itiraf edelim: Bizim için randevu filmleri, bitmesine dua ettiğimiz sıkıcı, boğucu, baştan sona parıltılı östrojenle kaplanmış boş deneyimlerdir... Ve ne yazık ki Aşk Engel Tanımaz ve İyi Bir Yıl gibi seyirciyi hileci bir romantizme boğmayan, sıkı işlenmiş, akıllı espri anlayışına sahip filmler bile binlerce içi boş fabrika çıkartması romantik "komedi"ler arasında kayboluyor.
Yıldız Tozu ise sinema salonlarında erkek-kadın eşitliğine ulaşmak bakımından Notting Hill ve İyi Bir Yıl'ın ötesine gidiyor ve neredeyse eşit oranda her iki cinsiyeti tatmin edecek bir fantastik yapım ortaya koyuyor. Film, sert ve iğneleyici bir espri anlayışı ve bol özel efekt ve patlama dolu aksiyon sahneleri ile erkek seyirciyi eğlendirdiği kadar, eski usül saf romantizmi ve muazzam incelikle işlenmiş aşk hikayesi ile kadın seyirciyi büyülüyor.
Yıldız Tozu, bir aksiyon/komedi filmi için şaşırtıcı derecede romantik, bir romantik/fantezi filmi için ise şaşırtıcı derecede heyecanlı ve komik. Yani bir bakıma espritüel bir beyaz atlı prens hikayesi ile karşı karşıyayız. Birbirinden ayrı iki türü bir araya getirmesine bir ikilem olarak bakılabilir. Başka sinemacıların elinde bu materyal dengesiz bir hal alabilirdi, ama orjinal kitabın neredeyse bütün edebiyat türlerini bir araya getirmekte usta ünlü fantezi yazarı Neil Gaiman'ın kaleminden çıktığını göz önünde bulundurursak, filmin fantezi sinemasına getirdiği bu taze ve ferahlatıcı bakış açısı Gaiman'ın kitaplarına aşikar olan seyirciyi çok da şaşırtmamalı.
Filmin sonlarına doğru peş peşe gelen iki sahneyi örnek verelim: İlk sahnede, gökyüzünden düşen bir yıldız olan Yvaine'in (Claire Danes) kalbini yiyip bir kez daha genç olmayı amaçlayan üç yaşlı kötü cadı kardeşin başı Lamia(Michelle Pfeiffer), gayet kallavi bir büyü yapar. Fakat Lamia'nın her yaptığı büyü, kısa süreliğine ödünç aldığı gençliğini parça parça yaşlandırmaktadır. Son yaptığı büyü yüzünden ise genç ve diri göğüsleri birden süzülür ve sarkar. Bir sonraki sahnede ise gökyüzünde süzülen bir korsan gemisinde gizlice birbirlerine aşık olan Tristan (Charlie Cox) ve Yvaine ay ışığı altında dans ederler. Yvaine bir yıldız olduğu için duygularını saklayamaz ve mutluluktan parıldar.
Gördüğünüz gibi ilk sahne 40 Yılık Bekar'da ve Superbad'de bulunabilecek, erkekleri güldürmeye programlanmış bir cinsel espri, ikinci sahne ise akla romantizm geldiğinde kullanılabilecek bütün görüntüleri (Gökyüzü, ay ışığı, 17. yüzyıl korsan gemisi, romantik dans) kullanan, beyinden çok kalbe ve ruha. Yine de itiraf etmeliyim Cox ve Daines'in içten performansları ve seyircinin zihni kapasitesini aşağılamadan zarif bir incelikle elden geçirilmiş duygusal sahneleri bir erkek olarak beni de etkilemedi değil.
Yıldız Tozu, efsanevi oyuncuları ve yeni yetenekleri muazzam bir incelikle bir araya getiriyor. Filmin kadrosu baştan sona harika, fakat en akılda kalan performanslar sinsi ve acımasız cadı rolünde Michelle Pfeiffer, kainatın belki de tek iğneleyici espri anlayışına sahip yıldızı Claire Danes ve bir-iki dakika görünmesine rağmen filmin en komik sahnelerine imza atan Office ve Extras dizilerinin yaratıcısı Ricky Gervais'e ait. Fakat Yıldız Tozu'nun oyunculuk ve karakterizasyon bakımından tek bir kahramanı varsa o da eşcinsel olduğunu tayfasınden saklamaya debelenen korsan Kaptan Shakespeare rolündeki Robert De Niro'dur.
Şerefli kariyerinin taksi sürücüsü Travis Bickle'dan beri belki de en riskli rolüne imza atan De Niro, fazla aşırıya kaçmadan yerine göre hafif, yerine göre sert, mükemmel bir denge yakalıyor ve seyircinin yıllardır kafasına yerleşmiş "cool" ve sert De Niro imajını yerle bir ediyor.
Yıldız Tozu'ndan önce Ateşten Kalbe Akıldan Dumana ve Kapışma gibi şiddetli İngiliz soygun komedilerinin prodüktörlüğünü yapmış yönetmen Matthew Vaughn, ilk bakışta bu tür bir geniş fantezi filmi için ilginç bir seçim gibi görülebilir. Fakat Vaughn, umarsız kara komedi deneyimini saf ve alçakgönüllü romantizm ile ustaca birleştirerek son yılların en orjinal fantastik filmlerinden birine imza atıyor.