Hesabım
    Özgürlük Rüzgarı
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Özgürlük Rüzgarı

    Ken Loach Farkı...

    Yazar: Ali Ercivan

    Ken Loach'un doğrudan IRA ile ilgili bir film yapması bayağı vakit aldı ama Özgürlük Rüzgarı ona nihayet Altın Palmiye'yi de getiren film oldu. 1920 yılı İrlanda'sında başlayan öyküsü ile IRA'nın erken dönemlerini ele alan yönetmen, Neil Jordan'ın Altın Aslan ödüllü Michael Collins'inden farklı olarak, açıkça taraf tutan ve konuya olabildiğine duygusal yaklaşan bir film ortaya çıkarmış.

    Bu karşılaştırma boşuna değil. Zira Loach'un filmi, Michael Collins'in İngiliz Hükümeti ile imzaladığı barış antlaşmasının öncesini ve sonrasını anlatıyor. İngiliz ordusuna karşı mücadele veren iki kardeşin öyküsü üzerinden ilerleyen filmde, antlaşmanın İrlanda toplumu içinde yarattığı kutuplaşma sonucunda birbirine son derece bağlı bu iki kardeşin bile nasıl karşı taraflarda birbirlerine karşı durduklarını izliyoruz.

    Başta da söylediğim gibi, Ken Loach taraf tuttuğunu asla gizlemeye çalışmıyor. Filmin ikinci yarısında, daha önce İngiliz askerlerden gelen zulmün bu kez antlaşma yanlısı İrlanda askerleri tarafından tekrarlanıyor olmasının altı sinemasal yollardan defalarca çiziliyor. İngiliz yönetiminin dolaylı yollardan İrlanda üzerinde kendi hakimiyetini ve düzenini oturttuğu yorumu ortaya çıkıyor.

    Tabii, her iki tarafın da savundukları şeyleri ve bunlara inanma gerekçelerini anladığı ve bize de soğukkanlı bir tavırla anlattığı için ortaya basitçe iyi ve kötü, doğru ve yanlış olarak sunulmuş iki boyutlu karakterler çıkmıyor olması usta sinemacının başarısı. Loach, dönemi ve gelişmeleri güvenilir bir nesnellikle anlatmayı başarırken; Neil Jordan'ın adeta bir tarihi doküman hissi veren filminden farklı olarak meseleye duygusal yaklaşımını da dahil ediyor. Ve, tipik bir Ken Loach filminde hep rastlayacağınız gibi, masa başında ideolojik tartışmalar yapan insanlara bu filmde de birkaç kez rastlıyor olsak bile; Özgürlük Rüzgarı, asla didaktizmin tuzağına düşmüyor.

    Bütün bu hassas dengeleri mükemmel bir biçimde tutturan; son derece önemli bir konuda önemli şeyler söyleyen ve aynı zamanda izleyiciyi tam kalbinden vurmayı başaran böyle bir filmin Cannes Film Festivali jürisinden de oybirliğiyle en büyük ödülü kapmış olması aslında o kadar da şaşırtıcı değil. Özgürlük Rüzgarı'nı gönül rahatlığıyla bu yılın en iyi filmlerinden biri olarak tanımlayabiliriz.

    Adı ister istemez öne çıksa da Cillian Murphy'nin başarılı oyuncu kadrosu içinde özellikle öne çıkan bir performans vermediği filmde, yaklaşan ödül sezonunda karşımıza çıkmasını muhtemel gördüğüm, son derece başarılı bir görüntü yönetmenliği de dikkat çekiyor. Son yıllarda sürekli kendini tekrarladığı için birçoğumuzun gözünden düşmüş olan Ken Loach ise usta tanımlamasını ne kadar hak ettiğini herkese yeniden hatırlatıyor.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top