Yorumlarını görünce 'Acaba izlediğim film gerçekten bu muydu?' diyorum. Şimdi bir forvet oyuncusu düşünelim. Topa hakim,boyu uzun, kafa vuruşları etkili, son vuruşları bitiricilik muhteşem vs. Fakat ne kanatlardan top alabiliyor, ne de ona asist yapan biri var. Ne işe yarar şimdi bu forvet. Oyunculuk, çekim açıları da buna benziyor. Senaryo olmadan bunların hiç birinin önemi kalmıyor.
gerçek manada son yılların en kalifiye filmlerinden biridir.özellikle oyunculuk son noktaya ulaşmıştır.filmi yavaş bulanları anlamak mümkün değil,seyirciyi gerilimin doruklarına ulaştıran mutlak izlenmesi gereken film
Coen kardeşlerden bir başyapıt daha.Coenler bu filmde herşeyi şahane yapmış(oyuncu seçimi,mekan vs.)Gerçekten çok usta yönetmenler.Coenler bence sinemayı bir eğlencelik olarak değil de sanat olarak takip edebilenlere hitap eden yönetmenler.Hemen her filmlerinde biryerlere ince göndermeler yaparak türün kalıplarıyla alay ederek hayatın(ve hemen bütün filmlerinde paranın)acı gerçeklerini hafif mizahi ama bir okadar da gerçek sunarak tarzlarını kesin bir çizgiyle belirlemişler.Yeni filmleri Burn After Readingi iple çekiyorum...
Oscarı fazlasıyla hak etmiş bir başyapıt. Gerçekçi yapısıyla, kendine has karakterleriyle, hiç müzik kullanılmadan yaratılan gerilimli atmosferiyle, sabit ve başarılı kamera açılarıyla çok başarılı bir sinema filmi. 9/10
oscarı son yıllarda en çok hakeden film.gerçi sorun oscar da değil.yani ucuzluktan gebermiş birçok filme verilen oscar bu filme verilmese ne olurdu sanki.film kendinden bişey kaybetmezdi.neden sonuç ilişkisine ve iyi yada kötü hayatı yönlendiren erdemlere kurallara inanan, kaharamanlar yaratan karakterler yaratan ve hepsinin özünü hayatı sarmalayan ilkelerle ve erdemlerle dolduran gelenekçi ya da muhafazakar olarak ta nitelendirilebilecek insanların, kesinlikle ilerici olmayan , hümanizmle tüm bağlarını kaybetmiş, modern kavramı altında masumlaştırılmış hızlı değişim ve yoketmeye dayalı dönüşüm karşısındaki çaresizliklerini bu kadar minimal bir anlatımla bu kadar harikulade anlatmak...peh peh peh...oyunculuklara zaten laf yok.ama ben olsam bi oscarda tommy lee jones a verirdim.
özellikle son zamanlarda kendimce keşif olarak saydığım coen kardeşlerin filmlerini sindirerek ve büyük bir beğeniyle izliyorken, biraderlerin oscarlı filmlerini izlememenin büyük bir kayıp olacağını düşündüm.nitekim de filmi izlememek büyük bir kayıp olurdu!ancak meseleyi osacr açısından değerlendirirsek filmin aldığı 4 ödülden sadece en iyi film oscarını haketmediği kanaatindeyim. (en azından kan dökülecek bir çok açıdan daha başarılı ve süre olarak çok daha uzun olmasına rağmen akıcıydı. ya da kefaret). film başlarken western havasında başlayıp sonrasında _neredeyse_ tamamıyla minimal bir solukta ilerlemeye başlıyor. çoğu yerde müziklerin ve diyalogların kullanılmaması çok bariz göze çarpıyordu zaten. ama tüm bu sadeliğin içerisinden olabildiğince sivrilen isim kesinlikle javier bardem oluyordu! gerçekten kötü bir adam bu kadar iyi oynanırdı:) bir oscarım olsa yine bardeme verirdim:)bunun dışında bazı arkadaşlar coenlerin tarzına alışmamız gerektiğini söylüyorlar da anlamadığım bir nokta var: coenlerin tarzı bu mu ki? yalınlık ve ağır ilerleyen bir film yapmak mı'zaten bir çok kişiyi benim gibi hayalkırıklığına kırıklığına uğratan şey de filmin olabildiğince yavaş gitmeseydi. halbuki coenlerin bir çok filmi var hem çok eğlenceli hem de çok akıcı (fargo, büyük lebowski,dayanılmaz zulüm,kadın avcıları...vs) film kesinlikle ama kesinlikle kötü değil,tek problem sanırım beklentilerimi karşılayamamış olmasıydı. coenlerin bir sonraki filmlerini sabırsızlıkla bekliyorum
yönetmenimizin değişik bir tarzı var alışmamız lazım, zaten bütün filmlerinde bi acayiplik var beni sarmadı ama saranıda iyi sarıyor yinede tebrik ediyorum bence sinemaya renk katıyorlar...
Bir arkadaşımız olayı çok güzel özetlemiş,buyrun ondan dinleyelim:
"Anladığım kadarıyla Amerikalı izleyici bile Amerikan filmi klişelerinden o kadar bıkmış ki,sevişme sahnesi bulundurmayan, ana kahramanın olmadığı, belki de kötü bir kahraman üzerine kurulmuş, müzik ile gelecek sahnenin ne olacağını haber vermeyen bir filmi sinemalarında yüceltiyorlar."
Amerikan sineması büyük bir doymuşluk içinde ve yapılan abuk işler onları büyülüyor.Meselenin özü bu...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.