herşeye ama herşeye rağmen ilk akla gelen, ilk aranan, ilk söylenen ve ilk sızlatandır anne... seyircinin dünyasına girmeye çalışan değil, kendi dünyasına seyirciyi sokan filmlerden bu film ben çokca amelie yi anımsadım mutlu oldum... insanı düşerken koltuklarının altından yakalayıp tutan film: - sevgilin mi? - sevdiğim... birde bu film, 'insan nedir ki?' sorusunun cevabini merak etmis ve bulmuş. çok da güzel ve derinlikli ve incelikli ve samimiyetli bir şekilde bulmuş. ben de 'bu film niye yillarca vizyona giremedi, girince de neden ilgi görmedi?' sorusunun cevabını merak ettim. belki söyle cevapları olabilir: - içinde, magazin programlarının salyalarını ıakıtan türde malzemeler olmadığı için. - yönetmeni orada burda çıkıp da 'ben şöyleyim ve böyleyim ve süperliyim!' demediği için. - gazetelerde 'bu filme şu kadar para harcandı, çekimler sırasında, falan ile filan büyük ask yasadı!' yazmadığı için. - hiçbir oyuncu 'yönetmen benim sahnemi kırpmış, ben daha çok görünmeliydim!' yahut 'afiste benim adım büyük yazmamışlar, çok kırıldım!' diye ana haber bültenlerinde boy göstermediği için. - çesitli mankenlerin transparan elbiselerle geldigi bir gala gecesi yapmadığı için... bu filmi çok sevdim sıcak doğal samimi bir havası olduğu için,ali düşenkalkarın gizli kalmış sıcak doğal oyunculuğunu gözöününe getirdiği için, ışıl yücesoy un köpeğinin gidişine, gelişine ağlayışının bir insan ölümü ardından bir ağlayış gibi gerçek olmasıyla beni gulümseten, nerdeyse ağlattığı için herşeyden öte insanın ne olduğunu anlattığı için... tüm roller itinayla hazırlanmış, en kuçuk roller bile özenle bezenmiş. takdir edilesi... bir de telesekreterde 'alo alo ordasın biliyorum' seslerni duyup yüzünü merak ettiğim kişi reha erdem miş... küçük çetin’in röntgen filmini köpeğe doğru sallayıp filmdeki kemik görüntüsüyle hayvanı kandırmaya çalıştığı sahneye hala gülüyorum.. sonra neriman gelir yanına çetin ona sorar: 'neriman teyze köpekler bizi neden ısırır,içimizde kemik olduğu içinmi?' neriman cevaplar: 'hayır içimizde kalp olmadığı için...'