Bir Pixar başarısı daha...
Yazar: Oktay Ege KozakPixar’ın Ratatouille, Wall-E ve Up gibi üç şaheseri peşpeşe sunduğu günlerin bir daha gelmeyeceği belli artık. Fakat tabii ki bu demek değil ki Pixar kaliteli animasyonlar sunmayı durdurdu. Oyuncak Hikayesi 3 belki de üçlemenin en iyi filmiydi. Brave, bütün kusurlarına rağmen baştan sona içten düşündüren ve eğlendiren feminist bir peri masalı idi. Bariz bir biçimde oyuncak satsın diye yaratılmış Arabalar 2 bile bence averaj animasyon filminden daha kaliteliydi.
Annemin dahi en favori filmi olan Monsters Inc’in üniversite temalı prequeli Sevimli Canavarlar Üniversitesi, Wall-E boyutlarında bir klasik olmayabilir, ama dayanılması zor derecede bir şirinliğe sahip. Karşımızda Revenge of The Nerds ve Animal House gibi 17 yaş sınırlı üniversite komedilerinin aile seyircisine uyarlanmış bir versiyonu var. Her sene Hollywood’un fabrikadan tükürdüğü tek boyutlu karakterlerin yerine hemen sempati duyabileceğimiz ve seveceğimiz bu sözde çocuk filmi karakterlerini tercih ederim açıkçası.
Pixar, Sevimli Canavarlar Üniversitesi’ni ilk sırada bir üniversite filmi, ikinci sırada bir çocuk filmi olarak yaratıyor ve bu bakımdan biraz risk alıyor. Bir saat ve elli dakikalık süresi ile bir animasyon için biraz fazla uzun belki. 2004 yapımı muazzam The Incredibles da neredeyse iki saat uzunluğundaydı. Bunun sebebi de tabii ki Incredibles’ın bir aile animasyonu gizi altında son on yılda görülmüş en eğlenceli casus filmini sunmasıydı. Sevimli Canavarlar Üniversitesi ise aynı şekilde taklit ettiği türün süresini benimsiyor.
Eğer geçmişte en az bir adet Amerikan üniversite filmi görmüşseniz, hikayeyi zaten biliyorsunuz: Popüler, kabadayı sporcu grup tarafından dalga geçilen bir grup inek, Amerikan üniversitelerine tipik ‘Yunan Oyunları’na katılarak kendilerini kanıtlamaya çalışır. Grubumuz bu yolda bencillik yerine takım çalışmasının önemini anlarlar. Bu seferki ineklerimiz, ilk filmden tanıdığımız Mike ve Sully tarafından eğitiliyor, bitirmesi bile çok zor olan ‘Korkutma Oyunları’nı kazanmak için. Derste kavga ettikleri için Korkutma Bölümü’nden atılan ikilinin bölüme geri dönmek için oyunlarda birinci gelmesi lazım. Bu oyunlar, her canavarın korkutma yeteneklerinin değişik bir tarafını sınıyor.
Filmin en sevdiğim özelliklerinden biri yazar-yönetmen Dan Scanlon’un türün klişeleri ile ironik bir yaklaşım ile dalga geçmek yerine bu klişeleri benimseyerek taze Pixar kalitesine yükseltmesi. Mike ve Sully’nin inek arkadaşları türün arketipleri: Yıllar sonra okula dönen orta yaşlı öğrenci, kirli hippi karakteri, dans etmeye bayılan parti canavarı ve kendine güvensizlikten yakınan ilk sınıf talebesi. Mike ve Sully, grubun beyni ve kası ama zaman içinde bir arada çalışmanın gücünü öğreniyorlar. Bu bir spoiler değil, çünkü arkadaşlıklarının nasıl sona erdiğini Monsters Inc’de biliyoruz. Fakat bu tipik konu ve yaklaşımın etrafında incelikle elden geçirilmiş karakter tasarımları, hem görsel hem de senaryo bakımından, ve Korkutma Oyunları’nın yaratıcılığı filmin kalitesini yükseltiyor. Yarışmacıların parlayan deniz kestanelerine benzeyen yaratıkların etrafında koştukları sekans yılın en heyecan verici aksiyon sahnelerinden biri. Pixar’dan bahsettiğimiz için elbette ki animasyon ve sanat dizaynı kusursuz. Randy Newman’ın enerjik müziği ise bu yapmaca üniversiteye yaşam aşılıyor. Sevimli Canavarlar Üniversitesi, zamansız bir klasik olmayabilir, ama sinema salonlarında eğlenmek için birebir.