Hesabım
    Edie
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,0
    Yetersiz
    Edie

    Aslının Sureti Bile Olamamak!

    Yazar: Zeren Somunkıran

    Hayatı film yapılmaya değecek kadar ilginç bir insan olsam ve bunu önceden görme vizyonuna da sahip olabilsem, Edie'yi izledikten sonra birilerinin günün birinde hayatımla ilgili film yapmasını engelleyecek bir vasiyet hazırlardım. İnsanın kendi hayatını konu alan bir filmin yapılması ilk başta ne kadar heyecan verici bir fikir halbuki. Ama eğer bu film sizi anlatmak yerine anlatamamayı tercih ediyorsa ve size sıradan bir 'kızmızı başlıklı kız/kurt adam' masalının kahramanı muamelesi yapıyorsa varsın hiç olmasın.

    Konumuz Andy Warhol ve Edie Sedgwick olunca bir sinemaseverin ateş gibi bir film beklemesi gayet normal. Peki Edie böyle bir film mi? Kesinlikle hayır! Filminiz için elinizde böylesi bir cevher varken bunu iyi kullanamamak aslında ayrı bir başarı istiyor. George Hickenlooper yönetimindeki Edie'nin yaptığı ise kesinlikle bu.

    Sanat dünyasında gerek çalışmaları ile gerekse sansasyonel ilişkileri ile fırtınalar koparmış bir isim Andy Warhol. Eserlerinin kaynak ve kimi zamanda oluşum yeri olan Fabrika ismini verdiği atölyesi, sanat dünyası içindeki insanlar arasında tam bir çekim merkezi olarak çalışıyordu. Bu çekim merkezinin en ortasına tam 12'den düşmüş isimlerden biri olan Edie Sedgwick, Warhol'la girmiş olduğu hem sanatsal hem de duygusal bağ ile birlikte müthiş bir yükselişe geçmiş, sonrasında ise Warhol'la olan ilişkisinde artık odak noktası olamama durumundan da tetiklenen sancılı bir dönemin içine sürüklenmişti.

    Peki Warhol-Sedgwick ilişkisini bu filmin yapmış olduğu gibi sadece masum bir kızın, çılgın, vurdumduymaz ve kurt bir erkeğin kurbanı olmasından ibaret olarak algılamak ne kadar doğru ve gerçek? Andy Warhol mu bu kadar sığ ve kadın düşkünü bir insandı, yoksa Edie Sedgwick mi bu filmde olduğu kadar saf ve gözleri kör bir kadındı? Eğer bu insanlar ve ürettikleri üzerine biraz bilgiye sahipsiniz, kendilerini yaşadıkları trajediye götüren kişiliklerinin ve varoluşlarının temelini biraz olsun kavrama şansına sahip olursunuz ve bu sayede filmin nasıl bir basitliğe kaçmış olduğunu anlamak, filmi sizin için iyice katlanılmaz bir seyirliğe dönüştürür.

    Andy Warhol'u önüne gelenle birlikte olan, hayatta kendinden başka kimseyi önemsemeyen vurdumduymaz bir erkek olarak sunmaktan başka bir şey yapmıyor film. Sedgwick ise bu bohem hayatın içinde oradan oraya savrulmuş, yanlışlar içinde doğruları kaybetmiş kurban bir kız rolünde. Artık hayatta olmayan bu sıradışı iki insan, bu filmi izleselerdi, yaşadıkları tüm trajedilere rağmen en azından bu filmdeki kadar sığ bir hayat sürmemiş oldukları için mutlu olurlardı sanırım. Fabrika'ya zamanında takılmış ve her iki sanatçıyı da yakından tanıyan insanların filmi hiç beğenmemiş olmaları da herşeyi açıklıyor aslında.

    26. İstanbul Film Festivali'nde de Altın Lale için yarışan Edie'nin herşeye rağmen büyük artısı oyunculukları. Guy Pearce gerçekten ayakta alkışlanacak bir performansla Andy Warhol'u senaryonun ona olanak tanıdığı ölçüde çok başarılı canlandırıyor. Edie rolü ile Sienna Miller da sınırlarını zorluyor. Filmin, meşhur sevişme sahnesinin gerçek olduğu iddiası ile magazin basınında oldukça fazla yer alması sonucu, yönetmenin verdiği bir röportajda söylediği "Sienna'nın müthiş performansı ve role olan uyumu sahneyi gerçek gibi gösterdi" sözleri, filmin bütünündeki üstün performanslar da göz önüne alındığında kabul görüyor.

    Film eleştirmeni Jeff Vice'in film ile ilgili söylemiş olduğu bir söz, kısa ve net bir şekilde herşeyi özetliyor aslında: "Andy Warhol'un filmlerinin sıkıcı olduklarını söyleyebilirsiniz. Ama bu film kadar duygusuz olmadıkları kesin". Andy Warhol ile ilgili kısma katılmasam da Edie'nin duygusuzluk akan bir film olduğu ifadesinin altına imzamı atarım.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top